12 Aralık 2025
Altın 5879.776
BIST 11311.31
Dolar 42.6927
Euro 50.1342
Sterlin 57.0508
Ankara 5°C

Fotoğrafın 'Grand Turc'una veda

Fotoğrafın 'Grand Turc'una veda
Dünyaca ünlü Sipa Fotoğraf Ajansı'nın kurucusu usta fotoğrafçı Gökşin Sipahioğlu, dün Paris'te vefat etti. Fransızlar tarafından "Grand Turc" olarak anılan Sipahioğlu, pek çok usta fotoğrafçıyı mesleğe kazandırmasıyla tanınıyordu.

Sipa'nın kurucusu, foto muhabiri Gökşin Sipahioğlu, dün sabah yerel saatle 08.00'de Paris'teki Amerikan Hastanesi'nde vefat etti. 1961 yılında patlak veren füze krizi sırasında Küba'ya girmeyi başaran ve röportajlar yapan tek Batılı gazeteci olması; 1968 yılında Paris olaylarını yansıttığı fotoğrafları, Çekoslovakya ve Arnavutluk'ta meydana gelen olaylar hakkındaki haber ve fotoğraflarıyla tüm dünyada adından söz ettiren Sipa Fotoğraf Ajansı'nın kurucusu Gökşin Sipahioğlu, Fransızlar tarafından "Grand Turc" olarak anılıyordu. 1955'te İstanbul Ekspress'in yazı işleri müdürlüğünü yaptığı sırada yayımladığı "Selanik'te Atatürk'ün doğduğu evini bombaladılar" haberinden ötürü 6-7 Eylül olaylarına sebep olmakla da suçlanan usta fotoğrafçı, hakkındaki iddiaların doğru olmadığını, sadece ajans haberini manşete çekerek yayımladığını söylüyordu.

28 Aralık 1926'da İzmir'de doğan Sipahioğlu, İstanbul'da Saint Joseph Fransız Lisesi'nde okudu, İstanbul Üniversitesi'nde gazetecilik eğitimi aldı. Uzun süre gazetecilik yaptıktan sonra 1973 yılında resmi olarak Sipa Press'i kurdu. Ajansı 2001 yılında Fransız medya grubu Sud Communication'a sattı. Sipahioğlu, 2007 yılında Fransa Cumhurbaşkanı Jacques Chirac tarafından Chevalier de la Légion d'honneur nişanı ile ödüllendirildi. Sipahioğlu, Fransa'da yaşıyordu.

'Fotoğrafçılığa çok şey kattı'

Reza (Foto muhabiri): Gökşin, dünyadaki yeni foto muhabirliğinin kurucusudur. Foto muhabirlerine müthiş bir destek verdi ve dünyanın en iyi fotoğraf ajanslarından birisini kurdu. Gökşin ile ilk olarak 1979 yılında Paris'teki ofisinde görüşmüş ve ona İran Devrimi ile ilgili çektiğim bazı fotoğrafları göstermiştim. Türkçe olarak 'Bize katılmak ister misin?' diye sordu. O zamanlar mimarlık kariyerime devam etmek niyetindeydim. Ama o, 'Sen büyük bir usta olacaksın.' diyerek beni ikna etti ve böylece fotoğrafçı oldum.

Jean François Leroy (Perpignan Visa Pour L'Image'ın kurucusu): Gökşin, çok sayıda fotoğrafçı keşfetti. Bu mesleğe çok şey kattı. Farklı jenerasyonlar yetiştirdi. Ben kendisini 34 yıldır tanıyorum. Benim foto muhabirliği mesleğinde olmama vesile olan kişi odur. 20'li yaşlarımda onun ofisine gitmiş ve üzerinde çalışmak istediğim bir fotoğraf projesini paylaşmıştım. O da bana destek oldu. Onun sayesinde bu mesleğe başladım. O benim hem arkadaşım hem babam gibiydi. Şu an çok üzgünüm.

Coşkun Aral: Foto muhabiri olmayı kafama koyduktan sonra en çok tanışmayı arzu ettiğim kişi oldu. 1970'li yıllarda ona ulaşmak için defalarca mektup yazdım. Sonrasında 1977-1980 yılları arasında SİPA'nın Türkiye muhabirliğini yaptım. Sipahioğlu'nun dünya basınındaki en iyi Türk fotomuhabiri olarak tanındığını keşfettim. Fotoğrafa hak ettiği yeri vermeyen Türk basınında ise sadece Paris'e gidip işi düşen gazetecilerin aradığı bir insandı. Bugün dünya basınındaki foto muhabirlerinin çoğunun yaşamlarında belirleyici konumu olan bir ustaydı Gökşin. Türkiye ve Anadolu değerlerine inanılmaz bağlıydı.

Ara Güler: Türkiye'de yıllar önce beraber birçok haber takibi yaptık. En başta çok iyi bir gazeteci. Dünyanın birçok yerine giderek çok güzel habercilik ve fotoğrafçılık örnekleri sergiledi. Sonra Sipa Press'i kurdu. Bir muhabir bir yere gönderilecekse o gönderirdi. Gazetecilere ve fotoğrafçılara büyük destek verdi. Fotoğrafa katkısı ise özellikle dağıtım bakımından çok büyük oldu. Esasında Sipa'yı, Gökşin, ben ve Güneş Karabuda olarak beraber kuracaktık. Ama o zaman biz bu işi çok ciddiye almadık. O, ajansı kendisi kurdu. Ve Sipa'yı dünyanın en büyük ajanslarından biri yaptı.

Heidi Levine (Fotoğrafçı): Gökşin, Sipa'nın başında olduğu sürece biz fotoğrafçıların hep arkasında durdu. Sadece fotoğraf anlamında da değil. Herhangi bir sorunumuz olması halinde bizzat ilgilenir ve gerekirse kendi cebinden para harcayıp çözerdi. Şu an ailemden birini kaybetmiş gibi hissediyorum.

Pek çok ustayı o yetiştirdi..

Bruno Barbey (Magnum fotoğrafçısı): Gökşin ile 1966 senesinde tanışmıştım. O zaman Sipa'yı kurmamıştı. Paris'te Mayıs 1968'de yapılan gösterileri birlikte takip etmiştik. Daha sonra benim Sipa'ya katılmamı istedi. Fakat Magnum Fotoğraf Ajansı ile anlamış olduğum için onunla çalışamadım. Ama çok iyi ilişkilerimiz oldu. Magnum fotoğrafçıları olarak ajansındaki laboratuvarı kullanmamıza izin veriyordu. Günümüzün tanınan ve başarılı olan fotoğraf ustalarının birçoğu onun tezgâhından geçti.

YORUMLAR
YORUM YAZ
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Önceki ve Sonraki Haberler
Bunlar da İlginizi Çekebilir