Güneydoğu Anadolu Projesi'nden Sorumlu Devlet Bakanı Cevdet Yılmaz, GAP Eylem Planı açıklandığı günden bugüne bölgeye 9 milyar TL ödenek ayrıldığını, 2011 yılı programı ile ödeneğin 13 milyar TL’yi bulacağını söyledi.
Bakan Cevdet Yılmaz, GAP Eylem Planı kapsamındaki gelişmeleri ve gerçekleşmeleri kamuoyuna anlatmak üzere, Şanlıurfa, Mardin, Diyarbakır İllerini kapsayan bir medya tanıtım gezisi düzenliyor. GAP'ın hızlandırılmasını amaçlayan GAP Eylem Planı çerçevesinde, 2008 yılından itibaren başlatılan ve 2012 yılı sonuna kadar devam edecek, hızlandırılan ve sonuçlandırılan çalışmaların anlatılacağı medya tanıtım gezisi kapsamında Devlet Bakanı Cevdet Yılmaz Mardin’e geldi.
Devlet Bakanı Cevdet Yılmaz başkanlığında, GAP İdaresi yetkilileri, Mardin Valisi Turhan Ayvaz, Mardin Belediye Başkanı Mehmet Beşir Ayanoğlu ve ilgili kurum müdürlerinin katıldığı basın toplantısı Grand Yay Oteli'nde düzenlendi. Açıklamasında GAP Projesi'nin dünü ve bugünü hakkında yapılan çalışmalar hakkında bilgiler veren Bakan Yılmaz, “GAP Eylem Planı çalışmaları bölge genelinde hızlı bir şekilde devam etmektedir. Ülkemizin ve GAP Bölgesi’nin kalkınmasına ivme kazandıran GAP Eylem Planı’nı 2011 ve 2012 yıllarında da aynı kararlılıkla sürdüreceğiz. Çünkü GAP sadece Güneydoğu Anadolu için değil tüm Türkiye için başarı, kalkınma ve zenginlik sağlayacaktır. GAP’a yapılacak yatırımlar, 21. yüzyılda Türkiye’nin dünyada yüksek rekabet gücünü sağlaması, gıda ve enerji güvenliği açılarından önemli faydalar sağlayacaktır. GAP Eylem Planı’ndaki gelişmeleri sizler aracılığıyla kamuoyuyla paylaşmaya devam edeceğiz.” dedi.
Bakan Yılmaz, GAP Eylem Planı açıklandığı günden bugüne bu bölgeye 9 milyar TL ödenek ayrıldığını ve 2011 yılı programı ile birlikte ise bu ödeneğin 13 milyar TL’yi bulacağını söyledi. Bakan Yılmaz proje ile ilgili olarak verdiği açıklamalarında ayrıca şu bilgileri verdi: “Son yıllarda bölgedeki yatırımların artması ile birlikte ekonomik ve sosyal göstergelerde de olumlu değişiklikler görülmektedir. Hane halkı iş gücü araştırması yıllık sonuçlarına göre GAP Bölgesi’nde 2009’da 1 milyon 329 bin olan istihdam edilen kişi sayısı, 2010 yılında 218 bin kişi artarak 1 milyon 547 bine çıkmıştır. Türkiye toplamında 2009’da 21 milyon 277 bin olan sayı, 2010 yılında 1 milyon 317 bin kişi artarak 22 milyon 594 bin kişi olmuştur. 2010 yılında gerçekleşen istihdam rakamlarındaki artıştan GAP Bölgesi yüzde 16,5’lik oranda pay almıştır. Bölgede işsizlik oranı yüzde 17,4’ten yüzde 12,4’e düşmüş, istihdama katılma oranı yüzde 30’dan yüzde 33,2’ye yükselmiştir. İş gücüne katılma oranına baktığımızda GAP Bölgesi Türkiye ortalamasının altındadır. Ancak bu istatistiklerde bir miktar düzelme göze çarpmaktadır. Yüzde 36,3’ten yüzde 37,9’a yükselmiştir. Son açıklanan ihracat rakamları da bölgedeki gelişmeyi göstermektedir. 2010 yılında, GAP Bölgesi 5 milyar 183 milyon dolarlık ihracatı ile 113 milyar dolarlık Türkiye ihracatının yaklaşık yüzde 4,5’ini gerçekleştirmiştir. 2009 yılında 4 milyar 443 milyon dolar olarak gerçekleşen GAP Bölgesi ihracat rakamları 2010 yılında 740 milyon dolarlık bir artış göstermiştir. GAP’ın büyük bir bölümünün 2012 yılı sonuna kadar tamamlanması amacıyla hazırlanan GAP Eylem Planı 2008 yılında uygulamaya konulmuştur. Planda 4 gelişme ekseni altında 73 ana eylem ve bu eylemler çerçevesinde 300’ün üzerinde proje ve faaliyet yer almaktadır. Söz konusu eylemlerin gerçekleştirilmesi için 2008-2012 döneminde, 2008 yılı fiyatlarıyla, toplam 26,7 milyar TL’lik kaynağa ihtiyaç bulunmaktadır. Bu tutarın 4,9 milyar TL’lik kısmının merkezi bütçe dışından, geri kalanının ise merkezi bütçe kapsamında finanse edilmesi öngörülmüştür.”
GAP sayesinde Güneydoğu'nun imajının değişmeye başladığını dikkat çeken Bakan Yılmaz, TÜSİAD'a ve medyaya çağrıda bulundu.
Organize sanayi bölgeleri sürekli büyümesine karşın, bugün bölgenin medyadaki imajının hala 90'lı yıllardaki imaj olduğunu dikkat çeken Bakan Yılmaz "Bölgedeki gerçekler, realiteler değişti ama medyadaki imaj ne yazık ki değişmedi." diye belirtti.
Bakan Cevdet Yılmaz. bölgedeki organize sanayi bölgeleri hakkında bilgiler vererek, özel sektöre ait büyük ölçekli yatırımlara da ihtiyacı olduğuna vurgu yaptı. Teşvik sistemine rağmen bölgedeki yatırımın istenilen seviyeye gelmediğini ifade eden Bakan Yılmaz, TÜSİAD'a “Bu bölgelere yatırım açısından gelip baksınlar, hep belli bölgelere gitmesinler.” ifadelerini kullandı.
MAYINLI ARAZİLER
Yılmaz, gazetecilerin sorularını cevap verirken mayınlı arazilerin temizlenmesiyle ilgili çalışmalara da değindi. Bakan Yılmaz, uluslararası antlaşmalar gereği 2014 yılına kadar mayınlı arazilerin temizlenmesi gerektiğini belirterek, "Atıl kalan bu kaynağı, harekete geçirmeliyiz." ifadesini kullandı. Mayınlı arazilerin değerlendirilmesiyle ilgili farklı görüşlerin ortaya konulduğunu dile getiren Yılmaz, çok geniş bir alanın söz konusu olduğunu vurguladı. Bu alanın bir bölümünde tarihi kalıntıların, madenlerin bulunduğunu, bir kısmının altyapı yatırımları için ayrılması gerektiğini, bazı alanların da özellikle organik tarım için çok uygun olduğunu anlatan Yılmaz, bu konuların değerlendirilmesi için çalışma başlattıklarını bildirdi.
Mayınlı arazilerin temizlenmesinde birçok geri kalmış ülkelerin bu sorunu çözmesine rağmen kendilerinin bürokratik engellerden dolayı geciktiklerini dikkat çekti. Bakan Yılmaz, “Çözülemeyen sorunların altına bir bakın hepsinden böyle kurumlar arası çekişmeler var. Biri bir tarafa diğeri kendi tarafına çeker. Hâlbuki siyasi iradenin amacı bu sorunu çözmektir. Ama biz bu sorunu çözmeye iddialıyız.Kanun çıkmış durumda her şey artık. ” diye konuştu.
"MUHALEFETİN ÜSLUBU YANLIŞ"
Bakan Yılmaz konuşmasında ayrıca son dönemde siyasi liderler arasındaki üslubuna konusuna dikkat çekerek, “Son zamanlarda gerçekten hiç hoş olmayan bazı şeyleri görüyoruz. Yalnız ben şunun altını çizmek isterim. Başbakanımız hiçbir zaman siyasette içeriğine baktığımızda üslubuna çok dikkat eden bir insan. Muhatabına belki zaman zaman sert eleştirilerde bulunabilir. Bunu beli bir üslup içinde bir seviye içinde gerçekleştiriyor. Son dönemlerde duyduğumuz bazı sözler çok üzücü. Seviye acısından ana muhalefet partisinin liderinin hitap insanlın ağzından bir şeyler kaçabilir ama dönüp de özür dilemek yerine böyle olmamalıydı yerine başka bir üslupla yakınlaşmasını yadırgıyorum. Siyasetin seviyesini korumak, siyaset kurumuna güveni korumak, siyaset kurumunun prestijini korumak. siyasetçilerin görevidir. Geçmiş de maalesef siyaset çok yıpranmıştı. Bence AK Partinin en önemli faydalarından biri de Türkiye’de yaptığı icraatlarından çok siyaset kurumuna olan güveni yeniden tesis etmesi, siyaset kurumuna olan itibari yükseltmesidir.” şeklinde konuştu.
Bakan Yılmaz daha sonra Mardin’deki sit alanında incelemelerde bulundu.


