Türkiye'nin Kuzey Afrika ve Ortadoğu ülkelerindeki büyükelçiliklerinde görev yapan ticaret müşavirleri GTO'yu ziyaret etti.
Mehmet Aslan, ziyaret sırasında yaptığı konuşmada, Gaziantep'in sosyal, kültürel yapısının yanı sıra sanayi ve ticaret alanındaki potansiyeli ile ilgili bilgi verdi. Aslan, ticaret müşavirlerini 'ticaret ve ihracat mücahitleri' olarak adlandırdı.
Ticaret müşavirlerinin, her fırsatta Anadolu'yu tanıması gerektiğini vurgulayan Aslan, Gaziantep'in, ticaret müşavirlerinin tanıması gereken Anadolu illerinin başında geldiğini ifade etti. 24-27 Haziran 2010 tarihinde Gaziantep Ortadoğu Fuar Merkezi'nde gerçekleştirilecek Uluslararası 5. Irak ve Komşu Ülkeler Fuarı ile ilgili bilgiler de veren Aslan, Ortadoğu'nun en büyük fuarı olan Bağdat Fuarı'nın güvenlik nedeniyle Irak'ta yapılamaması üzerine, bu fuarın 'Irak Uluslararası Fuarı' adıyla 4 yıl Gaziantep'te gerçekleştirildiğini anımsattı. Aslan, şöyle dedi:
"Uluslararası Irak Fuarı, 4 yıl üst üste ilimizde gerçekleştirildi ve bu fuarın sonuncusuna 40 binin üzerinde ziyaretçi katıldı. Bu yıl bu fuarın konsepti genişletildi ve İran, Suriye, Lübnan ve Ürdün de dahil edildi. Gaziantep'in vizyon ve konseptini, ülkenin vizyon ve konsepti şeklinde bu bölgede geliştirmeye çalışıyoruz. Biz olaya sadece Gaziantep'in gelişimi açısından bakmıyoruz. Hem Güneydoğu Anadolu Bölgesi'nin geri kalmışlığını giderme görevini üstlenmiş durumdayız, hem de komşu ülkelerle birlikte kalkınmanın esas vizyonumuz olduğunu savunuyoruz. Hep bu doğrultuda hareket ettik. Bu bölgenin insanları, en zor şartlarda bile komşu ülkelerle ilişkilerini devam ettirmişler. Suriye, Irak ve Ürdün ile olan ilişkiler konusunda yıllardır hükümetlere yön vermeye çalışıyoruz.''
"HERKESİN KENDİ MENFAATİ İÇİN ÇALIŞMASI NORMAL"
Aslan, herkesin kendi menfaati için çalışmasını normal karşıladıklarını ifade ederek, ''Önemli olan bizim kendi menfaatlerimizi bu şartlarda iyi savunabilmemizdir. Dolayısıyla biz Ortadoğu ve Kuzey Afrika ülkeleriyle ne kadar ilişkimizi geliştirirsek, ülkemizin yolu o kadar açılır diye düşünüyoruz.'' diye konuştu.
Kendilerinin pazarlarına girmek, yollarını kesmek isteyenlerin her zaman olabileceğini vurgulayan Aslan, 1990 yılında Birleşmiş Milletlerin Irak'a ambargo uygulamaya başlamasıyla birlikte Güneydoğu Anadolu Bölgesi'ndeki binlerce firmanın perişan olduğunu, bölgede işsizliğin ve işsizlikten kaynaklanan terörün arttığını kaydetti. Ambargo nedeniyle 6 yıl boyunca ticaret yapamadıklarına dikkati çeken Aslan, şu ifadeleri kullandı:
''O şartlarda bile biz durmadık. Ambargoyu koyanlar Ürdün üzerinden ucuza petrol aldılar, Irak'a mal satmaya devam ettiler. Bizim pazarımızı elimizden aldılar. 10 yılda 400 milyar dolar nemalandılar. Biz 1996 yılından sonra çalışmalarımızı artırdık. O günden bugüne komşu ülkelerle ticareti arttırmaya çalıştık. Bu konuda hızlı bir çalışma yaptık. Teknoloji ve üretim üstünlüğü olan Türkiye'nin bu bölgeden daha fazla faydalanmasını sağlamak lazım. Bizim komşularımızla tartışmaya, düşman olmaya ihtiyacımız yok. Avantajlarımız çok, bunları kullanmamız lazım. Bazıları, 'Türkiye eksen mi değiştiriyor' diyorlar ama Türkiye eksen doğrultuyor. Türkiye AB hedefinden hiç bir şekilde vazgeçmez tam aksine oraya doğru yürür ama komşu ülkeleriyle ilişkileri iyi olan bir Türkiye çok daha kuvvetli bir Türkiye'dir. Bu, aynı zamanda AB'nin çok lehinedir.''
Aslan, Gaziantep'i Ortadoğu'nun ticaret, sanayi, kongre, sergi ve diplomasi merkezi yapmayı hedeflediklerini, bu yöndeki çalışmaların sürdüğünü bildirdi.
Dış Ticaret Müsteşarlığı Ekonomik Araştırmalar Daire Başkanı Serdar Kumbaracı ise Güneydoğu Anadolu Bölgesi'nin ve özellikle Gaziantep'in dünyada yaşanan ekonomik krize rağmen ihracatını artırma başarısı gösterdiğini vurguladı. Sanayi ve Ticaret Bakanlığı'nın, yoğun bir çalışma programı uyguladığını belirten Kumbaracı, yapmayı planladıkları bölgesel toplantıları bölge illerinde düzenlemeyi düşündüklerini kaydetti.
