BM Güvenlik Konseyi'nin 15 üyesinden sadece Fransa, İngiltere, Kolombiya, Fas ve Togo'nun bakan düzeyinde temsil edilmesi dikkat çekti. Güvenlik Konseyi'nin yüz binlerce mültecinin durumuna kayıtsız kalmasına tepki gösteren Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, "BM sistemi işlemiyor. Milyonlarca Suriyeli, Suriye'de ve çevre ülkelerde BM Güvenlik Konseyi'nden güçlü bir insanî mesaj beklerken, bu konuda bile bir mutabakatın sağlanamamış olması BM için büyük bir zaaftır, bu anlamda tarihi bir fırsat kaçmıştır.'' eleştirisinde bulundu. Türkiye'de 80 bini aşkın mülteci bulunduğuna ve bu sayıya her gün binlerce yeni sığınmacının katıldığına işaret eden Davutoğlu, artık harekete geçmenin zamanının geldiğini kaydetti. Mülteciler için Suriye içinde kamplar kurulması gerektiğini söyleyen Davutoğlu, bu kamplara 'tam koruma sağlanması' gerektiğini ifade etti.
Güvenlik Konseyi'ne bundan sonra yapılması gerekenleri 5 maddelik bir acil eylem planı halinde sunduğunu söyleyen Davutoğlu, Halepçe ve Gazze örnekleri ile durumun aciliyetine değinerek, Türkiye'nin duruşunu, "Suriye'de, bir an önce masum insanların ölmesini engellemek ve halkı kendi geleceğine karar verebileceği, seçilmiş bir parlamento oluşturabilme özgürlüğüne kavuşturabilmek." şeklinde açıkladı. Davutoğlu'nun Güvenlik Konseyi'ne sunduğu 5 maddelik acil harekat planında ise şu unsurlar yer aldı: "BM komşu ülkelerdeki sığınma kamplarını ziyaret etmeli; şehir merkezlerine hava bombardımanını sonlandırmak için ortak hareket; odak noktası Suriye içinde evlerinden edilen insanlar olmalı; bütün bu adımlara rağmen Suriyeliler hâlâ güvenlik için kaçmaya çalışıyorsa bu durumda mülteciler uluslararası alanda kabul edilmeli; mülteci konusuyla ilgilenmek için BM Mülteciler Yüksek Komiserliği ve komşu ülkelerden oluşan ortak bir komite kurulmalı."