8. Cumhurbaşkanı Turgut Özal'ın ölümüne ilişkin, emekli Tuğgeneral Levent Ersöz hakkında hazırlanan iddianame, zamanaşımına 1 gün kala Ankara 13. Ağır Ceza Mahkemesince kabul edilmişti..
Levenet Ersöz'ün tek sanık olduğu ve hakkında müebbet hapis cezasının talep edildiği iddiamenin ayrıntılarına Mansettv.com ulaştı.
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hazırlanan iddianamede Turgut Özal'ın ölümünde temel şüphenin 1993 yılında art arda meydana gelen olayların olduğu belirtildi. 1993 olayları arasında yer alan Eşref Bitlis'in ölümü ile ilgili de 'suikast' ifadesini kullanan savcılık, Özal suikastı konusunda Eşref Bitlis'in ölümünü önemli bir basamak olarak gördü.
Özal'ın ölümünden önce gerçekleşen Kartal Demirağ suikastı ve atlatılan uçak kazasına dikkat çeken savcılık, DDK Raporu ve Adli Tıp Kurumu raporu arasındaki çelişkiye vurgu yaptı. "Turgut Özal Hacettepe'de mi öldürüldü?" sorusunu akla getirecek tespitler ise şöyle:
"Hacettepe Üniversitesi Hastanesi'nde yapılan müdahalelerle ilgili olarak 'Kayıtlardaki bilgilere göre resustasyon sırasında verilen sodyum bikorbonat miktarının çok yüksek olduğğu, bu değerin sağlıklı bir insan için bile gerek sıvı gerekse sodyum yükü açısından hayati sonuçlar doğuracağının bilinmesinin gerektiği, nitekim saat 12.39'da çıkan kan gazı sonuç belgesinde elle yazılı olan sodyum değerinin 182 mmol/L ölçülmesi, daha sonraki ölçümde 'out of inst. Range (high)' sonucunun çıkmış olması söz konusu hayati tehlike ihtimali teyit ettiği, bu konuyu açıklayacak hastane dosyası içerisinde hekimlere ait bir değerlendirme bulunmadığı...
Hasta dosyasındaki kayıtlara göre, fosforun 12.8 mg/dl (nomali 2.3-7 mg/dL) olarak ölçüldüğü, CPR'ın fosforu yükselttiği bilinmekle birlikte üç kat yükselttiği ile ilgili literatürde bir bilgi bulanamadığı, bazı farmasotik ve toksikolojik maddelerin fosfor değerlerini bir miktar yükselttiği, bu nedenle bu kadar yüksek fosfor değerinin açıklanma ihtiyacının bulunduğu, ancak bu konuda herhangi bir incelemenin yapıldığına dair hasta dosyasında bir kayıt bulunmadığının belirtildiği...
Merhumun kan örneği üzerinde çalışmak üzere evinden telefonla çağrılan laboratuvar teknisyeni Hatice Güngör'ün beyanına göre yaklaşık 8 sayfa olduğu belirtilen sonuçların akıbetinin ne olduğunun tespit edilemediğinin belirtildiği..."
Savcılık ayrıca Özal'ın ölümü ile ilgili tanık ifadelerini de değerlendirdi. TUSHAD'a bağlı Beyaz Kuvvetler Komutanlığında görevli Deniz Uygar isimli gizli tanık İlker Çınar'ın ifadelerine yer veren savcılık, Çınar'ın "Ahmet Hurşit Tolon'un TUSHAD'ın başında olduğu ve tüm talimatları onun verdiğini, emeklilikten sonra da etkinliğinin devam ettiğini, kendisinin de Levent Ersöz'den eğitim aldığını, TUSHAD'a girdikten sonra Turgut Özal'ın ölümünün tamamen bir suikast olduğunu duyduğunu, Turgut Özal'ın ölümüyle ilgili kalp krizine yol açacak ilaçlardan olan ve her Beyaz Kuvvet mensubunun da bildiği Polonyum 210 ve Amerikyum 241 radyoaktif ilaçların Turgut Özal'a verildiğini, o ilaçlar nedeniyle kalp krizinin meydana gelmesi sonucu Turgut Özal'ın vefat ettiğini, bu ilaçların kanda yapılan tespitin zor olduğunu belirttiği" vurgulandı.
İddianamede, "Levent Ersöz'ün açık kimliği tespit edilemeyen ancak gizli tanık Selçuk tarafından Savaş Korkmaz olarak belirtilen kişi ile birlikte 17 Nisan 1993 tarihinde Türkiye'nin 8. Cumhurbaşkanı Turgut Özal'ı önceden planlayarak zehirlemek suretiyle öldürttüğü, bu yolla atılı suçu işlediği sonuç ve kanaatine varılmıştır" denilerek, Levent Ersöz hakkında müebbet hapis cezası talep edildi. (MANSETTV / ÖZEL)