Yurt Partisi Genel Başkanı Sadettin Tantan, haftasonu yapılacak belediye meclis üyeliği seçimleri öncesinde Sakarya'nın Alifuatpaşa ilçesindeydi. Tantan partisinin adayı Ferit Çakmak’a oy istemek için geldiği seçim bürosunda, Türkiye de haksızlığın, adaletsizliğin, hak gaspının dolu dolu yaşandığını, halkın siyasete güveninin azaldığını siyasetin ise menfaat için yapılır duruma geldiğini söyledi.(gazeteyurt)
İşte Tantan'ın açıklamaları:

ÜLKEYİ YÖNETENLERLE İRADELERİNİ TESLİM EDENLER
- Genel seçime doğru gidilirken Türkiye’nin gerçekleri ile halkın gerçekleri, dünyanın gerçekleri sandığa gidecek insanlar bakımından tam olarak bilinmiyor.
- Ülkeyi yönetenlerle yönetim iradelerini teslim edenler arasında açık fark var. Uzaklık var, birbirinden kopukluk var.
- Özellikle milletvekilleri adayları bakımından bakıldığında da parlamentoyu artık bir nevi ekonomik çıkar bakımından en üst merci olarak gören bir anlaşın büyük bir koşuşturma içersinde milletvekilliği adaylığı içerisinde koşuştuklarını görüyoruz.
- İnsanların milletvekili olmaları doğal fakat burada nitelik faktörü öne çıkıyor. Nitelikli insanların parlamentoya girmesi, siyasi ve ekonomik çıkarların gözetilmemesi gerekiyor.
- 2011 Haziran seçiminin Türkiye’nin geleceği açısından çok önemli bir seçim olduğunu görüyorum.
- Yurt Partisi olarak biz de seçimlere çok sağlıklı ve iyi bir şekilde girilmesi için çaba içersindeyiz.
- Ülkenin yetişmiş insan gücünün ülkesine hizmet etmek için Yurt Partisi olarak o çabayı sarf etme gayreti içersindeyiz.
- Bugün gazete ve televizyonlara baktığımızda Türkiye gündeminin oralara yansımadığını görüyorsunuz.
- Sanal gündemlerle hepimizin aldatıldığı gündemle meşgul oluyoruz.
HALKIN ÖZGÜRLÜĞÜ YOK! AKP VE PKK'NIN SINIRSIZ GÜCÜ VAR!..
- Özellikle Özgülük ve güvenlikler bakımından bakıldığında Türkiye de özgürlüğün sadece güce verildiği anlaşılıyor.
- Bu güç iktidar gücü, bu güç PKK gücü...
- Her iki gücün özgürlüğünün sonsuz olduğu gözüküyor. Ya da halkın özgürlüğünün olmadığı ortaya çıkıyor. Bunu halka iade etmek lazım.
- Özgürlük Türkiye'de iktidar gücüyle verilmiş bir hakmış gibi algılanıyor. Özgürlük ve güvenlik halk, millet ve ülke için değilse o ülkede adalet adalet zemini üstünde olmaz.
- Ekonomide, ekonomik alanda özgürlüklerin üzerinde hiçbir şey olmaz. Öyle olunca da gelir dağılımında büyük adaletsizlik olur.
- Gelir dağılımındaki adaletsizlikler, bir taraftan aşırı zenginleri zenginleştirirken, bir taraftan yoksulların sayısını giderek artırıyor...
- Bugün Türkiye böyle bir süreci yaşıyor. Özellikle bu alanların alt yapılarını yapmadan Türk halkının, Türk vatandaşının önünü açamayız.
- Siyaseten de Yurt Partisi olarak biz özgürlük ve güvenlik ayağını adalet zemini üzerine inşa etmeyi ve doğruluk ve dürüstlük kavramını toplumun tüm katmanlarına kadar yaymayı düşünen bir anlayış içersindeyiz.
- Bu anlayışlar kültürel yapıya dönüşmediği sürece de Türkiye de ayrımcılık, eşitsizlik, adaletsizlik devam eder.
- Bugün baktığımızda haksızlığın, adaletsizliğin, hak gaspının ve kimliksizliğin, inanç değerlerinin çökertilmesinin dolu dolu çok büyük bir şeyle yaşayan bir ülke konumundayız.
- O bakımdan da halkın siyasete güveninin azaldığı siyasetin parayla yapılan menfaatle yapılan bir hizmet anlayışına dönüştüğünü görüyoruz.
- Parlamento yatma yeri değil hizmet üretme yeridir. Halkın iradesine sahip çıka seviyedeki yeridir. Buranın son dere saygın bir ülkesine halkına sahip çıkacak yapılanma konumu içersinde olması lazım.
- Türkiye de gazete, dergi ve televizyonlar kendi içinde de tutarlı değiller. Baktığınız zaman çoğu farklı güçlerin, patronların o patronları kullanan güçlerinde etkisi altında, onların da kullanımı altında.
- Bugün çoğu gazetelerin, televizyonların hükümetin baskısı altında haber üretemediğini herkes biliyor, görüyor.
- Az önce söylediğim gibi Türkiye de hak ve özgürlükler iki güce teslim edilmiştir. Biri iktidar sahiplerinin, biri de PKK'ya teslim edilmiştir. PKK özgürdür. AKP onunla beraber özgürdür.
- Halkın özgür olmasını istememektedirler. Halk da kendi özgürlüğünü istememektedir. Özgürlüğünü istese, kendi özgürlüğünü kastedenlere karşı harekete geçecektir. Bugün siyasi partiler halktan kopuktur, tutsaktır. Ülke gerçeklerinden kopuktur. Halk bu gerçeği ne kadar biliyor, bu gerçekten ne kadar kurtulmak istiyor. Ona kendisinin karar vermesi gerekir. Bugün oy verdiği siyasi partisinden dahi şikayet eden geniş halk yığınları var. Hangi partiye oy vereceğim diye düşünen insanlar var.
- Onların artık bir şekilde kendi kendine oy veremisin zamanı geldi. Oyarını verirken kendilerin oy versinler. Kendilerine oy verirken doğruya oy versinler. Ülkesinin geleceğine oy versinler. Bunu yapmak zor değil.
- Gerçek bilgilerle bilgilenmeyen insanlara da hangisinin gerçek, hangisinin yanlış olduğunu anlatmakta bize düşüyor. Bunu başardığımız sürece de halk doğruyu bulacaktır diye düşünüyorum.