
Hasretleri Sevince Dönüştürür Otobüs Şoförleri…
Hasretleri dindiren, sılayı sevince dönüştüren kişilerdir uzun yol otobüs şoförleri…Kimi zaman sevdalı gönülleri kavuştururlar, kimi zaman peygamber ocağından dönen Mehmetçikleri.
Hasretleri dindiren, sılayı sevince dönüştüren kişilerdir uzun yol otobüs şoförleri…Kimi zaman sevdalı gönülleri kavuştururlar, kimi zaman peygamber ocağından dönen Mehmetçikleri. Kimi zaman yârini bekleyen sevgili gözler yollarını kimi zaman gözleri nemli anne babalar… Türkiye’nin dört bir tarafına hayat taşıyan otobüs şoförleri her ne kadar hasretleri sona erdirseler de onlar; ailelerinden uzakta evlat özlemi çekerek tutkuyla bağlandıkları mesleklerini aksatmadan yapmaya çalışan yolların sessiz müdavimleri…
Otobüs kaptanları işleri gereği pek eve uğrayamıyor. Her otobüsün altında kaptanlar için bir dinlenme yeri var. Yusuf kaptan kuş yuvasına benzettiği bu yerde evinden daha fazla vakit geçirdiğini anlatıyor. Erdinç kaptan ise 4 yaşındaki kızı ile yeterli vakit geçirememekten şikayetçi. Giresun’a seyahat eden bir otobüs ile Esenler Otogarı’ndan yola çıkan Cihan Haber Ajansı ekibi, iki gün boyunca şehirlerarası otobüs şoförlerinin çalışma koşullarını yerinde görüntüledi.
Otogarlar kimilerine sevdiklerine kavuşmanın heyecanını, kimilerine ise ayrılıkların sebep olduğu hüzünleri hatırlatır. Esenler Otogarı bu iki farklı duygunun en yoğun yaşandığı yerlerden bir tanesi. 130 numaralı peronun önünde yine uzun bir yolculuk için hazırlık yapılıyor. Giresun otobüsünde 15 saat sürecek yolculuk öncesi tüm kontroller yapılmış, kaptan, koltuğundaki yerini almıştı. Yolcular bagajlarını yerleştirmiş, sevdikleri ile kucaklaşıp İstanbul’a veda edecekti. Belki yüzlerce kez bu sahne tekrarlandı ama gönül işte ayrılık karşısında kimse söz geçiremiyor kalbine. Gözler nemlenmeye başladı. Önce korna sesleri duyuldu. Otobüs hareket etmeye başladığında dışarıda kalanlar el sallıyordu. Otobüstekiler otogarda kalanlarla vedalaşıyordu. Herkes, ‘Buluşmak üzere’ der gibiydi.
Giresun otobüsünde iki kaptan bir de muavin görev yapıyor. İlk molaya kadar direksiyon Erdinç Aydın’a emanet. 4 yaşında bir kızı var Erdinç kaptanın. Kendisi bu işi 15 yıldır yapıyor. Otobüsteki anonsları da o yapıyor. Kaptan yola çıkmadan önce otobüsün karakutusu anlamına gelen takometreyi yerine yerleştiriyor. Takometre aracın ne kadar hız yaptığını gösteriyor. Otobüsün muavini Ali Yanık ise 30 yaşında. Yanık, yolculara ikram servisi ve bagajlarla ilgileniyor. Otobüsün en kıdemli kaptanı ise Ayhan Camadan. Ayhan kaptan 47 yaşında. Bu işe ne zaman başladığı sorulduğunda, espriyle karışık “Gözümü direksiyonda açtım” diyor.
KULLANILMIŞ KAPILARI BİLE KÖYÜNE GÖTÜRMEK İSTİYORLAR
Otobüs Esenler Otogarı’ndan sonra sırasıyla Sütlüce, Kavacık, Dudullu ve Gebze terminallerine uğruyor. Şehirlerarası otobüs şoförlerinin yolcularla anlaşamadığı bir nokta var. O da fazla bagaj talebi. Zira yolcular, İstanbul’a gelip giderken çok fazla eşya götürmek istiyor yanında. Bu durum Ayhan kaptanı kızdırıyor. Otobüsün bagajı tıka basa dolu. Köyün camisine takılacak hoparlör bile İstanbul’dan götürülüyor. Kimileri ise kullanılmış kapı veya pencereyi otobüs ile memleketine götürmek istiyor.
Ayhan kaptan kızsa da yolcuları kırmamaya özen gösteriyor. Gebze’den de yolcu alındıktan sonra uzun bir yolculuk başlıyor yolcu ve kaptanlar için. Önce muavin yolcuların nerelerde ineceğini not atıyor. Bu listenin adına da ‘rezerve’ deniyor. Sonra çay ikram servisi başlıyor. Bu sırada kimileri televizyon izliyor; kimileri ise kitap okuyarak vakit geçiriyor. Aralarında sohbet edenler de var; uzaklara dalıp gidenler de…
Çay servisi bittikten sonra otobüste ışıklar kapatılıyor. Bütün yolcular adeta uyku moduna geçiyor.
KAPTANLARIN DİNLENME YERİ OTOBÜSÜN YATAK ODASI
Erdinç kaptan yoluna devam ediyor. Bu sırada otobüsün kıdemli şoförü Ayhan kaptan istirahate çekilmek için izin istiyor. Otobüsün orta kapısına inen merdivenlerin yanında kaptanlar için adeta bir yatak odası tasarlanmış. Ayhan kaptan ilk molaya kadar burada dinleneceğini söylüyor. Erdinç kaptan ise bir taraftan müzik dinliyor diğer taraftan muavinle sohbet ederek yolları tüketmeye çalışıyor. Kocaeli, Adapazarı derken gecenin yarısına doğru ilk mola Düzce Kaynaşlı tesislerinde veriliyor. Tesislere giriş yapıldığında Erdinç kaptan önce ışıkları açıyor, sonra yolculara mola hakkında bilgi vermek için anons yapıyor. Tesisler otobüs şoförleri için bilindik yer. Değişimi de burada yapıyorlar. Tesislerdeki garsonlar kendilerini çok iyi tanıyor. İzzet ve ikramda eksiklik yok. Kaptan yemeklerini yerken otobüste bir sorun olup olmadığı da kontrol ediliyor. Yaklaşık yarım saatlik molanın ardından otobüs yoluna Ayhan kaptan ile devam ediyor. Erdinç kaptan ise otobüsün yatak odasında dinlenmeye çekiliyor. Bolu Dağı tüneli geçiliyor. İç Anadolu’ya doğru sıra dağları aşarak otobüs yoluna devam ediyor. Ayhan kaptan o kadar alışmış ki ne gecenin karanlığı etkiliyor onu ne de uzun yollar. Uzayıp gidiyor Anadolu yolları. Otobüsün içinde herkes uyuyor. Tek uyanık Ayhan kaptan.
Karadeniz müzikleri ile motor sesleri farklı bir senfoni oluşturuyor otobüsün içinde. Bir sonraki mola yeri Tosya. Saatler gecenin 02.50’sini gösterdiğinde yine ışıklar açılıyor. Ayhan kaptanın anonsu ile otobüstekiler uyanıyor. İhtiyaç molasının ardından yarım saat sonra yola devam ediliyor. Ayhan kaptan bu molanın ardından aracı kullanmaya devam ediyor. İç Anadolu artık geçiliyor, otobüs Havza’ya doğru yol almaya devam ediyor. Karadeniz’de sabah olmak üzere. Kar dağlara henüz veda etmemiş. Güneşin kızıllığı ise beyaz örtü ile buluşunca ortaya eşsiz bir doğa manzarası çıkıyor. Derken son mola yeri Terme’ye varılıyor. Bir anons daha. Saatler sabah 06.00’ı gösteriyor. Ayhan kaptan ve ekibi kahvaltıyı burada yapıyor. Yarım saatlik molanın ardından Ayhan kaptan dinlenmeye çekilirken direksiyonu Erdinç kaptana devrediyor. Erdinç kaptan ise sağ salim bir şekilde yolcuları Giresun’a kadar ulaştırıyor. Giresun’un Görele ilçesine ulaşıldığında terminalde bekleyenlerin heyecanı yüzlerinden okunuyor. Yine bir kavuşmanın heyecanı var terminalde. Bagajlar boşaltılıyor. Otobüs bir sonraki sefere hazırlanmak için terminalin arkasına çekiliyor.
25 yıldır bu işi yaptığını anlatıyor Ayhan kaptan. “Muavinlikten başladım bu işe” diyor ve şöyle devam ediyor: “Baba mesleği. 302’lerde başladık. Onlarda şoför olduk. Zamanla gelişti. Diğer araçlar çıktı. Yöremizdeki insanlar çoğunlukla İstanbul’a gidip geldiği için o güzergahta çalıştık. O zamanlar aracımızda klima yoktu. Buzdolabı yoktu. Sigaralar serbestti. Mesleğe ilk başladığımızda 20 saat sürüyordu yolculuk şuanda 15 saat sürüyor.”
‘HAYATIMIZ, EVİMİZDEN ÇOK OTOBÜSTE GEÇİYOR’
Yolun uzunluğunu bin 50 kilometre diye tarif ediyor kaptan ve üç yerde mola verdiklerini anlatıyor. Sözü otobüsün altındaki yatak odasına getiriyor ve şunları söylüyor Ayhan kaptan: “Otobüsün alt kısmındaki yerimiz bizim yatak yerimizdir. Bizim kuş yuvamızdır. Evden çok hayatımız orada geçiyor. Yatak odamız orası yani. Yoğun zamanlarda burada kalmıyoruz. Sürekli gidip geliyoruz. Çoğu zaman uykusuz kalıyoruz.”
Unutamadığı bir anısını şöyle anlatıyor kaptan: “Yolda giderken yolcularımızdan birinin vefat ettiği oldu. Onları dahi yolda bırakmadık. İlgilendik, aldık, götürdük ailesine teslim ettik. Bizi en mutlu eden bir yerden alıp öbür tarafa kavuşturduğumuz zaman bizi mutlu eden odur. Sahnedeki sanatçının nasıl alkış aldığı zaman mutlu olması gibi, yolcu indiği zaman, ‘Allah sizden razı olsun, sapasağlam geldik’ demesi bizi mutlu ediyor. Bu en zor mesleklerden bir tanesi. Dışarıdan bakıldığı zaman kolay görünüyor ama en zor mesleklerden bir tanesi. Ailenize uzak kalıyorsunuz. Yeri geliyor aylarca uzak kalıyorsunuz. Gece gündüz yollardayız. Evimize 10 dakika uğrayıp yola devam ettiğimiz oluyor. Bazen çocuklarımızı göremiyoruz. Bu iş bize atadan kaldığı için keyifli hale geldi. Bırakamıyoruz bu işi. Alışmışız artık. Kanımıza işlemiş. Devam edebildiğimiz kadar edeceğiz.”
Sektörün zor durumda olduğunu dile getiriyor kaptan ve hava yolu taşımacılığının işleri düşürdüğünü aktarıyor. Ayhan kaptanın dikkat çektiği bir diğer konu ise mazot fiyatlarının yüksek olması. Bu duruma çare bulunmasını istiyor kendisi.
Otobüsün genç kaptanı Erdinç Aydın ise 15 yıldır bu işi yaptığını ve bu işe olan ilgisinin aileden kaynaklandığını ifade ediyor. Kendisi otobüs şoförlüğünün çok keyifli olduğunu söylüyor. Otobüs ile sevgi taşıdıklarını anlatıyor genç kaptan ve sözlerini şöyle sürdürüyor: “Uzaklık demek ayrılık demek. Aslında biz sevgi taşıyoruz. İnsanları sevdiklerini kavuşturuyoruz. Bu bizi mutlu ediyor o kişi sevdiğine kavuştuğunda. Sevdiğinden ayırdığımız kişiler de oluyor. Bu ayrı bir yönü. Yolcuların sevinçleri bizim mutluluğumuz. Kucaklaşıyorlar sevdikleri ile. Bize inerken teşekkür etmeleri, bizim bütün yorgunluğumuzu alıyor. Şoförün en büyük sıkıntısı uykusuzluk. Şoförün de en büyük sermayesi uyku. Bizim bir sosyal hayatımız olmuyor.Muavin arkadaş temizliğini yapar. Diğer servis için araç hazırlanır. Biz de zamanımız olduğu kadar direk uyumaya gideriz. Tekrar yeni bir sefere çıkarız. Yükümüz ağır. Dünyanın en ağır yükünü taşıyoruz. Bu insan canı. Kargo taşımacılığı gibi değil.”
‘EŞİMİZDEN ÇOCUĞUMUZDAN AYRI KALIYORUZ’
İnsanları birbirine kavuştursalar bile kendi sevdiklerinden uzak olduğunu dile getiriyor Erdinç kaptan ve şunları söylüyor: “Bizim hayat tarzımız işte bu. Biz de eşimiz ve çocuğumuzdan ayrı kalıyoruz. Bizi üzen yanı o oluyor. İnsanları birbirine kavuşturuyoruz ama sevdiklerimizle biz kavuşamıyoruz. Eşimiz burada bizi bekliyor oluyor. 4 yaşında kızım var. Eve geldiğimde uyumuş oluyor. Ben onu uyandırmaya kıyamıyorum. Onu göremediğim zamanlar oluyor.”
Araştırmalara göre, Türkiye’de otobüs taşımacılığının tarihi 1950’li yıllara dayanıyor. ‘Kaptı kaçtı’ adı verilen taşımacılık, daha sonra ahşap kasa otobüs olarak yoluna devam etti. Türkiye’de son dönemlerde üretilen otobüsler dünyaya da ihraç edilir hale geldi. İlk büyük otobüs garajı Topkapı’da kuruldu. 1994 yılında Büyük İstanbul Otogarı hizmete açıldı. Son yıllardaki verilere göre karayolu yolcu taşımacılığı sektöründe toplam 350 bin kişi çalışıyor. Sektörde bin civarında belge sahibi işletme görev yapıyor. Yaklaşık 10 bin otobüsle ortalama her yıl 170 milyar kilometre yol kat ediliyor.
CİHAN
HABERE YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.