1. HABERLER

  2. SAĞLIK-YAŞAM

  3. HATİPOĞLU: ANNEMİ KAYBETTİM
HATİPOĞLU: ANNEMİ KAYBETTİM

HATİPOĞLU: ANNEMİ KAYBETTİM

Annesi vefat eden Hatipoğlu, bugünkü yazısında duygularını paylaştı: "Kime nazlanacağım bu yaşta?.."

A+A-

Ramazan ayında yaptığı sahur ve iftar programlarla ile sık sık gündeme gelen Prof. Dr. Nihat Hatipoğlu'nun annesi Hacı Muzaffer Hatipoğlu, önceki gün vefat etmişti.. Nihat Hatipoğlu, bugün Sabah'taki köşe yazısında hüznünü okuyucuları ile paylaştı!..

İşte, Hatipoğlu'nun o satırları:

"Cennetimin kapısı annemi kaybettim"

Annemi kaybettim... Aniden bizleri tüketti.
Bizi öylesine bıraktı gitti.
Her şey o kadar dağınık, o kadar karmaşık ki. Nereye baksam simasını görüyorum.

Patiska gibi bembeyaz saçlarını, nurlu simasını ve tertemiz yüzünü.
Dua sığınağımdı. Dert ortağımdı. Sıkıştığımda ilk aradığımdı. Velhasıl her
şeyimdi.

Ellerini öperdim, ayaklarını öperdim. Ama nedense yüzünü öpmeye kıyamazdım.
Utanırdım. Uzun yıllar sonra dün ilk kez öptüm. Morgdaydı. Alnını, yanaklarını,
soğuktu. Buz gibiydi. Sanki bana; beni öpme alnım soğuk dudakların üşümesin
diyordu.

Şimdi oturduğu yerde oturuyorum. Başını koyduğu yastığı kokluyorum. Başına
sardığı tülbenti... Her şey o kokuyor. Her şey anne kokuyor.

Bundan sonra kime başvuracağım. Kime nazlanacağım bu yaşta. Kimden özel dua isteyeceğim. Kime bana 'Felak ve Nas oku' diyeceğim? Bilmiyorum.

Koca ev bugün bomboştu. Sürekli uzandığı kanepeye yaklaştım. Sanki oradaydı.
Dokundum ona. Yine gülümsedi.

Sanki bana, baban beni Medine'de bekliyor. Gitmem lazım diyordu. Ya ben diyecek
oldum, seni de bekleyeceğiz diyordu.

Müthiş edepliydi. Namazlarını gözetirdi. Çok şefkatliydi. Ağzı dualıydı.
Evladından bile bir şey istemeyecek kadar dimdikti. Hz. Peygamber (s.a.v.)'in
adını duyunca 'Kurban Olayım' derdi. Efendimize âşıktı. 18 yıl önce Medine'de
vefat eden babamı her gece rüyasında görürdü. Ne kadar anlatsam eksik kalıyor
işte. Öteki âlemi özlemek için artık bir sebebim daha var.

Annem müftü eşiydi. Müftü kızıydı. Müftü geliniydi. Büyük alimlere büyük sevgisi
vardı. Sahabeden bahsedilirken 'Kurban olayım ayaklarına' derdi. Efendimizden
her bahsedildiğinde ağlardı. O'nu özlerdi, Hayatı namaza odaklıydı. Sürekli
Kuran okur, zikir çekerdi.

Çektiği acılardan, ağrılardan hiç şikâyetçi olmadı.

Rahmetli babam büyük hadis kitabı 'Süneni İbn-i Maceyi' Arapçadan Türkçeye
tercüme edip yorumladığında sekiz sene boyunca ona büyük hazla hizmet etti.
Emir yücelerden, başınız eğik. O'ndan gelene kabulüz. Rabden gelene razıyız.
Gönül burkulur, göz yaşarır dil edebe eğilir. O'ndan geldik O'na gideceğiz.

Hep arkamdan dua etsin diye ümit ederdim. Ama öyle olmadı, Onun istediği oldu.
Arkasından dua edeceğim. Rabbim böyle istedi. Emrine amadeyiz elbette O'nun.

Telefon numarasını rehberimden sileceğimi zannetmiyorum. Aramasa da orada adı kalsın hep istiyorum. Belki çok ama çok daraldığım bir gün ararım. Kim bilir.

Vefatı da o kadar mütevazı ve bir o kadar garipti ki. Sessizceydi. Nefes
alamıyorum, dedi. Ambulans gecikince el üstünde hastaneye taşınınca aynen şöyle
dedi: 'Ben ölüyorum hakkınızı helal edin. La ilahe illallah. Muhammedün
Resulullah - Allah bir. Allah bir. Muhammed (s.a.v.) O'nun Resulü!' Bu kadar.
İki dakika sonra büsbütün sustu.

Başkaca yazacak mecalim yok. Kelimeler de sanki kaçıyor benden. Şimdi Ankara'nın

Bağlum köyünde mütevazı mezarında. Sizlerden anneme ve tüm annelere Fatiha
istiyorum.

Önceki ve Sonraki Haberler

HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.