16 Aralık 2025
Altın 5887.211
BIST 11456.34
Dolar 42.6734
Euro 50.2009
Sterlin 57.1049
Ankara 0°C

"İbadethaneler, Resmi İkonların İlan Tahtasına Dönüşmemeli"

"İbadethaneler, Resmi İkonların İlan Tahtasına Dönüşmemeli"
Özerk Diyanet Evkaf Sendikası Genel Sekreteri Abdurrahim Çelik, camilerin resmi ikonların ilan tahtasına dönüşmemesi gerektiğini söyledi.
Özerk Diyanet Evkaf Sendikası Genel Sekreteri Abdurrahim Çelik, camilerin resmi ikonların ilan tahtasına dönüşmemesi gerektiğini söyledi. Çelik, Allah'ın bütün insanlık için kurduğu ibadethanelerde, ayrımı ve yereli çağrıştıran kabullere yer verilmemesi gerektiğinin altını çizdi.

Çelik, yaptığı açıklamada, "Ne Mutlu Türküm Diyene" mahiyyesi gibi uygulamaların daha önce de var olduğunu hatırlatarak, "İslam dünyasında da bu örnekler hem de daha ileri boyutlarda mevcuttur. Sözgelimi düne kadar Irak camilerinde Saddam'ın portreleri asılıydı. Oysa camiler resmi ikonların ilan tahtasına dönüşmemeli." dedi.

Halk arasında mahya olarak bilinen mahiyye geleneğinin geçmişi hakkında bilgi veren Çelik, şöyle konuştu: "Farsça'da ay anlamında 'mah' ile Arapça iyelik bildiren 'iyye' nin birleşik kullanımıyla aylık, Ramazanlık manasında 1719'dan bu yana kullanılıyor. Yaklaşık 300 yıldır süregelen mahiyye veya hatalı kullanımıyla mahya geleneği başladığı tarihten bu yana belki bu kadar amaç dışı kullanılmadı. Vakıflar Genel Müdürlüğü, Diyanet İşleri Başkanlığı hangi kurum olursa olsun camilerin veya herhangi bir dinin ibadet mahallinin, o dinin ruhuna ve ilkelerine uygun olmayan ifadelere konu olması kabul edilemez. Bu durum, cami ve din hizmetlerinin özerkliği tezimizi bir kez daha teyit etmektedir."

Camiler veya kilise, havra, sinagog bütün ibadet mekânlarının, dünyanın neresinde olursa olsun hâkim düşüncenin etkisinden uzak olması gerektiğini belirten Çelik, "Mahiyye krizi tek parti döneminin afişlerini çağrıştırmaktadır. Diyanet İşleri Başkanlığı, 'mahiyyelerin bilgisi dışında vakıflar eliyle asıldığını ve krizin sorumlusu olmadığını' söylüyor. Ancak bir cümle ile yapılan işin doğru olmadığına, dinen sakıncalı olduğuna değinilmesi beklenirdi." diye konuştu.

MAHİYYE KRİZİ DEMOKRATİK AÇILIM SÜRECİNİ BALTALAMA ÇIKIŞI OLABİLİR!.

Çelik, "Dinin hedefi, insan tekini biyolojik bir varlık olmaktan kurtarıp Allah'a muhatap kılmak iken insanın soyuna, tenine, ulusuna değer atfeden tek parti ideolojisinin seküler kabulleri din gibi sunulmamalı. Camiler önemli ve evrensel mekânlardır bu tür girişimlere konu olmamalıdır. Mahiyye krizi Diyanet'i yıpratmaya dönük bir çaba veya demokratik açılım sürecini baltalamaya yönelik bir çıkış olabileceği gibi ötekileştirmenin muhafazakarcası mı? sorusunu da akla getirmektedir." ifadelerini kullandı.

Abdurrahim Çelik, resmi kabuller, bir takım uygulama ve anlayışların geçici olduğunu, din ve bağlı değerlerin evrensel olduğunu ifade etti. Camiler ve tüm ibadet mekânlarının bağımsız olması gerektiğini kaydeden Çelik, "Tek parti zihniyetinin, bir zamanlar camilere "Ata-Türk", "Varol İnönü", "Para Biriktir" gibi mahyaları astırması, her sabah milyonlarca öğrencimize tekrarlatılan andımız içindeki sorunlu ifadeler, kimi zaman egemen bürokratik kabullerin ayet ve hadislerle ambalajlanarak halka sunulması yine aynı bağlamdaki hatalardır. Bu yanlışlar bir dönem Türk Dil Kurumu Türkçe sözlüğünün din maddesinde, Türk'ün dininin Kemalizm olduğu savına kadar vardırılmıştır. İktidar Partisi'nin bunlara izin vermemesi gerekiyor." şeklinde konuştu.

Mevcut durumun hükümetin izlediği açılım politikalarıyla da çeliştiğine dikkat çeken Çelik, "Askeri kışlalarda ve resmi dairelerde görmeye alışık olunan ifadelerin camilere asılması doğru değildir. İslam dini evrenseldir ve camiler hiçbir kavmin değil, insanlığındır." açıklamasında bulundu.

YORUMLAR
YORUM YAZ
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Önceki ve Sonraki Haberler
Bunlar da İlginizi Çekebilir