Altın 5670.341
BIST 10541.64
Dolar 42.3285
Euro 49.2057
Sterlin 55.6687
Ankara 11°C

İş dünyasını bekleyen üç tehdit

İş dünyasını bekleyen üç tehdit
2012’nin zor geçtiğini düşünen iş dünyası örgütleri, 2013'ten neler bekliyor?

İdriz Çokal'ın haberi

2012’nin zor geçtiğini düşünen iş dünyası örgütlerinin umudu 2013’ün ikinci yarısında. Oda, birlik ve dernek başkanlarını özellikle karşılıksız çekler, Merkez Bankası’nın para politikaları ve çevre ülkelerdeki gerilimler tedirgin ediyor...

GENEL göstergelere bakarsanız ekonomi güllük gülistanlık. Faizler düşüyor, döviz kurlarında belli bir istikrar sağlanmış, İMKB yükselişte, ihracat 150 milyar dolara ulaşmış... Peki göstergeler, rakamlar bu kadar iyiyken işadamlarının, iş dünyası örgütlerinin yöneticilerinin yüzü neden gerçek anlamda gülmüyor?

İş dünyasının en önemli sorunu, piyasada kriz noktasına gelen karşılıksız çekler. Bu konuda ekonomi yönetiminin bir adım atmasını arzu ediyorlar. Aksi takdirde piyasaların kilitlenme noktasına geleceğini ileri sürüyorlar.

Piyasa aktörlerinin diğer sorunu ise Merkez Bankası’nın para politikaları. İş dünyası ekonominin fazla soğutulduğunu düşünüyor. 2013’te de faiz indiriminin devam etmesini arzu ediyorlar.

Bir diğer önemli sorun ise başta Suriye olmak üzere Irak, İran gibi ülkelerle yaşanan gerilimler. Özellikle ihracatçı sanayici için bu sorunun önemi büyük. Hatırlanacağı gibi Irak, son dönemlerde en önemli ihracat pazarımız haline gelmişti...

Para dergisi olarak yıl içinde sık sık görüşlerine başvurduğumuz işadamlarına bu kez 2012’yi değerlendirtip 2013’ten beklentilerini sorduk. İş dünyasının temsilcisi oda ve dernekler 2013’ün ikinci yarısından önce canlanma beklemiyor. Ancak yılın tamamında yüzde 4’ün üzerinde bir büyüme olacağını tahmin ediyorlar...

Rifat HİSARCIKLIOĞLU / Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği Başkanı

“Yüzde 3’lük büyüme bile zor”

Öncü sinyaller olumsuz
İç talebin 2012’de kısılması, yurtiçi tüketimin ve buna bağlı olarak ticaret hacimlerinin gerilmesine yol açtı. TEPAV tarafından 32 şehirdeki 500 perakendeciden elde edilen ve aylık bazda derlenen veriler, perakende sektöründe 2011’in ikinci yarısından itibaren ciroların düşmeye başladığını ve ticaretteki yavaşlamanın 2012’de de devam ettiğini gösteriyor. Ticaretteki yavaşlama sanayi sektörlerinde de görülüyor. Hem sanayi üretimi hem de kapasite kullanım oranları ekonomideki yavaşlamaya işaret ediyor. Öncü gösterge olarak kabul edilen sanayideki yavaşlama, 2012 ekonomik büyümesinin beklentilerin altında kalabileceğini, yüzde 3’lük büyümenin bile yakalanmasının zora girdiğini gösteriyor.

Nakit akışı sıkıntılı
Ekonomideki yavaşlama piyasada nakit akışını olumsuz etkiliyor. Sorunlu kredi ve karşılıksız çıkan çek oranlarında 2012’de gözle görülür bir artış yaşanıyor. Çekte hapis cezasının kaldırılmasına paralel şekilde bir kontrol mekanizmasının kurulmaması, çek kullanımını azalttığı gibi karşılıksız çıkan çek miktarının ikiye katlanmasına yol açtı.

2013 beklentileri
Küresel iktisadi ortamdaki nispi düzelmelerin devamı, petrol fiyatının mevcut düzeyini koruması ve çevre ülkelerdeki siyasi gerginliğin Türkiye'yi etkileme derecesinin bugünkünden fazla olmamasını baz aldığımızda, büyüme ve enflasyon açısından 2013’ün 2012'ye kıyasla daha iyi bir yıl olmasını bekliyoruz. Cari işlemler açığının belirgin biçimde azalması sevindirici bir gelişme. Ancak hala yüksek bir cari açığımız var ve üstelik büyüme oranımızın yarıya düşmesine rağmen cari açığımızın bu oranda düşmemesi endişe kaynağı olmaya devam ediyor.

Erkut YÜCAOĞLU / TÜSİAD Yüksek İstişare Konseyi Başkanı

“Yumuşak inişle cari açık azaldı”

İç talep durdu
2012’de Türkiye, beklendiği gibi, alınan makro ekonomik tedbirlerle büyümesini yüzde 8’lerden yüzde 3 civarına düşürdü. Bu yumuşak iniş ile, ithalat artışını ve cari açığını önemli ölçüde azalttı ve TL’nin değer kaybederek yeni bir döviz kuru seviyesine yerleşmesi sağlandı. TL’nin değer kaybı, ihracata bir miktar ivme kazandırdı, fakat iç talep kaynaklı GSMH büyümesi durdu. Son dönemde ise büyümenin yüzde 3’ünde altına düşmesi ihtimali belirdi.

İhracat yavaşlar
2013’te büyüme hızının ilk yarıda biraz daha düşeceğini, canlanmanın yılın ikinci yarısında başlayacağını ve 2013 bazında yüzde 4 gibi bir büyümeye ulaşacağımızı tahmin ediyorum. İhracat artışının yavaşlayacağını, cari açığın GSMH’nin yüzde 7’si civarında olacağını, işsizlik oranında bir değişim olmayacağını düşünüyorum.

Faizler daha da düşer
2013’te önce faizlerin daha da düşeceğini, dolar kurunun 1.75-1.85 aralığında dalgalanacağını, euro/dolar paritesininse biraz yükseleceğini düşünüyorum. Hisse senetleri fiyatları bir miktar daha yükselebilir. Ancak en geç ikinci çeyrekte borsada bir düzeltme hareketi beklenebilir. Altın ise her zaman çekindiğim ve anlamakta zorluk çektiğim bir piyasa enstrümanı olmaya devam ediyor.

Rızanur MERAL / Türkiye İşadamları ve Sanayiciler Konfederasyonu Başkanı

“Türkiye yapısal reformlarla büyümeli”

Fedakârlık yılı
2012, Türkiye açısından ekonomik kırılganlıkların azaldığı ve bunun için de büyümeden fedakârlık yapıldığı bir yıl oldu. Merkez Bankası ve ekonomi yönetimi arasındaki senkronizasyona özel sektörün de gerekli tedbirleri alması ve ekonomik kararlara hızlı adaptasyonu da eklenince cari açık ve enflasyonda beklentilerin çok üstünde bir azalma oldu. İstenilen seviyede olmasa da Avrupa ve ABD’den çok daha iyi rakamlara ulaştık. Ancak rekabet ettiğimiz gelişmekte olan piyasaların gerisinde kaldık.

Rahat yüzde 5 büyürüz
2013’te artık yapısal reformların gündeme getirilmesi gerekiyor. Özellikle güçlü büyüme için yapısal reformlara, sanayiyi geliştirmek için de daha çok yatırımcıya ihtiyacımız var. İnşaat ve gayrimenkuldeki hareketlilik paranın önemli bir kısmını piyasadan çekiyor, sanayicinin ve katma değer üreten sektörlerin işini zorlaştırıyor. Merkez Bankası’nın ayağını frenden çekmesiyle birlikte iç piyasada canlanma başlayacaktır. Bu da rahatlıkla yüzde 5 büyümeyi beraberinde getirecektir. Ancak ekonomiye rekabet gücü kazandırma ve sanayinin gelişmesi adına bir dizi reforma ihtiyaç var. Özellikle rant ekonomisi özel sektör ayağında kolay pazar kazanmanın bir yolu olarak görülmeye başladı. Sanayiye ve katma değer üretmeye yönelen sermayenin artırılması gerekiyor.

Tanıl KÜÇÜK / İstanbul Sanayi Odası Başkanı

“Ümitler biraz gölgelendi”

Ekonominin hızı yavaşladı
2012, beklendiği gibi ekonominin yavaşladığı bir yıl oldu. Yılın ilk yarısından sonra bu yavaşlamanın öngörülenin de ötesine geçme işaretleri vermeye başlaması ve büyüme beklentisinin yüzde 4’ten 3.2’ye çekilmesi moralleri biraz bozdu. Ancak yılın son çeyreğinde sanayi üretimindeki kıpırdanma ve Fitch’in notumuzu artırmasıyla daha ümitli bir atmosfer doğdu. Mevcut durumda ise üçüncü çeyrek büyümesinin yüzde 1.6 ile beklentinin altında kalması nedeniyle ümitlerin biraz gölgelendiğini söyleyebiliriz. 2012’nin üçüncü çeyrek büyümesi açıklanmadan önce 2013 için öngörülen yüzde 4’lük oranın yakalanabilir olduğu düşüncesindeydik. Ancak şimdi biraz tereddüt duyduğumuzu ifade etmeliyiz. Türkiye ekonomisi cumhuriyet dönemi boyunca yılda ortalama yüzde 4.7 büyümüş. Sorunlarımızın üstesinden gelebilmek, dünyanın ilk 10 ekonomisi arasında yer alma gibi hedeflerimizi gerçekleştirebilmek için daha yüksek oranlarda, örneğin yüzde 7-8’ler civarında büyümek zorundayız.

OVP de umut vermiyor
Orta Vadeli Program’da 2013 için yüzde 4, 2014 ve 2015 içinse yüzde 5 büyüme öngörülüyor. Bu da 2015 sonuna kadar ortalamadan daha hızlı adımlarla yol alma olasılığımızın düşük olduğu anlamına geliyor. Türkiye, yoluna mutlaka daha yüksek hızlarla devam edebilmeli. Bundan sonrası için beklentimiz, hükümet ve ekonomi yönetiminin üretime daha fazla destek olması, yatırım ve üretim odaklı politikalara daha fazla ağırlık verilmesi.

Murat YALÇINTAŞ / İstanbul Ticaret Odası Başkanı

“Euro krizi ekonomiyi yavaşlatıyor

Dış etkenler daha belirleyici
Türkiye ekonomisi, 2013’te 2012’ye göre daha ılımlı oranda canlanma eğilimine girecek bir görünüm çiziyor. Zaten 2013-2015 yıllarını kapsayan Orta Vadeli Program’da 2013 için büyüme hızı yüzde 4 olarak öngörülüyor. OECD yüzde 4.6, IMF ise yüzde 3.5 olarak tahmin ediyor. 2013 büyüme performansında başlıca etken euro bölgesi krizinin izleyeceği yol olacaktır. Suriye’deki iç karışıklık ve İran’la ilgili gelişmeler de bu tabloyu olumlu ya da olumsuz etkileyecektir.

Not artışı gelebilir
2013 de 2012’de olduğu gibi özellikle Avrupa merkezli gelişmelerin küresel ekonomi üzerindeki belirleyiciliği altında geçecektir. AB’deki siyasi krizin bir ölçüde aşılması ve alınan önlemler, euro krizinin 2013’ten başlayarak aşılmaya başlayacağı beklentilerini kuvvetlendiriyor. Böyle bir ortam küresel risk algılamalarının da iyileşmesini sağlayacaktır. Gelişmekte olan ekonomilere sermaye akımları hızlanacaktır. Ülkemiz de bu sermaye akımlarından hatırı sayılır bir pay alacaktır. Güçlenen makroekonomik göstergeler ve azalan risk ve kırılganlıklar temelinde Türkiye'ye ilave kredi notu artışları gelebilir.

Celal SÖNMEZ / Bursa Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı

“Bir de düşük kurla uğraşmayalım”

MB proaktif olmalı
Küresel krize rağmen ihracatta ülke ve ürün çeşitlemesine giderek dış ticaretimizi artırmayı başardık. Diğer yandan iç piyasada ayağımızı hep frende tuttuk. 2013’te TL’nin değerlenmesi yıla damgasını vurur. İç piyasanın yavaşladığı, en büyük pazarımız olan Avrupa Birliği’nin durduğu bir dönemde küresel pazarda rekabet etmek zaten zorken sanayicinin bir de kur tartışmalarıyla vakit kaybetmemesi lazım. Merkez Bankası’nın 2013 yılı para politikasının proaktif olması şart.

Yatırım ortamı iyileşmeli
Özel sektör yatırımlarındaki geriye gidişin sürdüğünü gözlemliyoruz. Sonuç olarak iç talebi baskılayan bir ekonomi politikası büyümeyi yüzde 3’ün altına çekerken cari açığın hala milli gelirin yüzde 7-7.5’i oranında seyretmesi düşündürücü. Sürdürülebilir bir büyüme için iç ve dış talebin desteği aynı anda ve paralel oranlarda sürdürülmeli. Bu dönemi gerçekten berekete çevirmek istiyorsak yapısal reformları hızlandırmamız, Türkiye’yi her anlamda bir çekim merkezi haline getirmemiz şart. Reform yapmak yerine bürokratik oligarşiye teslim olur ve bir işçi çalıştıran işyerine bile hekim istihdam etme zorunluluğu getirmeye kalkarsak işimiz zor.

Nurettin ÖZDEBİR / Ankara Sanayi Odası Başkanı

“Ekonomideki yavaşlama derinden hissedildi”

Yapısal reformlar yapılmalı
2012’de ekonomi yönetimini, bilinçli bir biçimde ekonomiyi yavaşlatmaya yöneldi. Ancak üçüncü çeyrekte yüzde 1.6’ya düşen büyüme hızı dikkate alındığında Türkiye ekonomisi bu yılı yüzde 3 ya da biraz altında bir büyüme hızıyla kapatır. 2013’te Orta Vadeli Program’ın büyüme beklentisi yüzde 4, 2014 için ise yüzde 5. Bu düşük büyüme hızları ekonominin yüksek büyüme dönemlerinde gözden kaçan yapısal sorunlarının tekrar ön plana çıkmasına yol açıyor. Dünya ekonomisi 2013’te toparlanmaya devam eder, AB’deki borç krizi aşılır ve yeniden büyüme trendine dönülürse Türkiye de olumlu etkilenir. Ortadoğu pazarı bizim için büyük önem taşıyor. Ancak Suriye’deki iç savaş, Irak merkezi hükümetiyle yaşanan siyasi gerginlik ve Mısır’da son günlerde artan gösteriler ekonomik ilişkilere de doğal olarak yansıyor.

Bilançolar bozuluyor
Ekonomik büyüme hızındaki düşüş en derin etkisini reel kesimde, özellikle sanayi üretiminde gösteriyor. Sanayi üretiminin artış hızının düşmesi şirket bilançolarını olumsuz etkiliyor. Bozulan şirket bilançoları ise krediye erişimi önemli ölçüde kısıtlıyor. Şirketlerin varlıklarını devam ettirebilmeleri için finansman kanallarının açık tutulması gerekir. Aksi takdirde 2013, finansman kanallarının daralması nedeniyle reel sektörü çok zorlayacak.

Ender YORGANCILAR / Ege Bölgesi Sanayi Odası Başkanı

“Düşen faiz iç talebi canlandıracak”

Sıcak para akışına devam
Gelişmiş ülkelerde çok düşük olan faiz oranlarına bağlı olarak küresel spekülatörler 2012’de gelişmekte olan ülkelere daha çok yöneldi. Kamu dengeleri birçok gelişmiş ülkeye oranla oldukça sağlıklı görünen Türkiye, verdiği göreli yüksek faizin de etkisiyle, sıcak para akımına uğruyor. Yabancılar ülkemizdeki portföylerinin değerini 91 milyar dolardan 138 milyar dolara yükseltmiş. Bu gelişme Merkez Bankası’nın rezerv artışına da imkan vermiş, hem sorunlu görünmeyen kamu dengeleri, hem azalan cari açık hem de yüksek döviz rezervi sıcak para için Türkiye’yi cazip hale getiriyor.

Faiz indirimi sürer
2013’te Türkiye ekonomisinde yaşanacak gelişmeler, olası küresel talep canlanması dikkate alınırsa, öncelikle küresel spekülatörlerin Türkiye’ye ilişkin risk algılamalarına ve diğer gelişen pazarlara ilişkin beklentilerine ve temelde de Merkez Bankası’nın politikalarına bağlı olacak. Beklentimiz faizlerde bir miktar daha düşüş yaşanacağı, bunun iç talebi canlandıracağı ve büyümenin 2012’den biraz daha iyi duruma geleceği yönünde.

Adil KONUKOĞLU / Gaziantep Sanayi Odası Başkanı

“Tekrar büyümeye odaklanalım”

Performans olumlu
Türkiye ekonomisi dünya genelinde belirsizliklere rağmen olumlu bir performans sergiledi. Yurtdışı piyasalardaki zorluklara, içeride ise ekonomiyi soğutma politikalarına karşı büyümede Avrupa ülkelerini geride bıraktık. Potansiyelinin altında büyümekle birlikte 2012’yi iyi geçirdik. Kredi notumuzun yükseltilmesi ekonomik başarımızı teyit etti. 2013’te ise yurtiçindeki gelişmelerin yanı sıra küresel ekonomik beklentiler ve bölgedeki siyasi gelişmeler etkili olacaktır. Büyüme açısından daha iyi bir yıl olacağına inanıyoruz.

Suriye yakın takibimizde
Euro bölgesindeki ekonomik toparlanma ve ABD’deki mali uçurum sorununun çözülmesinin yanı sıra bölgemizde Suriye ve Irak’ta istikrarın korunması yakından izlenmesi gereken önemli konular. Suriye ve Irak pazarı Gaziantep için çok önemli. Suriye’nin iç karışıklığı bittiği zaman Gaziantepli sanayici avantajlı duruma gelecektir.

Müjdat KEÇECİ / Denizli Sanayi Odası Başkanı

“Artık kaliteyle de anılıyoruz”

Olumlu ivme yakaladık
2012, aslında 2011’den çok farklı değildi. Ancak Türkiye ekonomisinin genel olarak olumlu ivme yakaladığını söyleyebilirim. Örneğin ihracatımız her geçen yıl daha iyiye gidiyor. Dış pazarlarda artık sadece uygun fiyatımızla değil kalitemizle de anılır hale geldik. Kredi notumuzun yükselmesi de ülkemize yabancı yatırımcı ilgisini artırıyor ve ekonomimize katkı sağlıyor. 2013’ün ikinci yarısından sonra canlanma bekliyoruz. Sanayiciler olarak öncelikle enerji maliyetlerinin ve faiz oranlarının düşürülmesini istiyoruz.

Tahsilat sorunu yaşanıyor
2012’deki büyüme tamamen ihracat odaklıydı. İç piyasadaki sanayici ve tüccarımız özellikle karşılıksız çekler ve diğer tahsilat sorunlardan mustarip. 2013’te da aynı sıkıntıların yaşanmaması için devletin iç piyasayı destekleyici çalışmalar yapması gerektiğine inanıyorum

Tahir BÜYÜKHELVACIGİL / Konya Sanayi Odası Başkanı

“İç talep durdu, kârlar azaldı”

Kaynakları verimli kullanalım
2010’da yüzde 9.2, 2011’de ise yüzde 8.5 gibi yüksek büyüme oranları yakalayan Türkiye, 1923-2011 yılları arasında ortalama yüzde 4.7 ortalama yakalamış durumda. 2012’de hem küresel krizin etkisi hem de cari işlemler açığına alınan tedbirlerin etkisiyle yüzde 3 gibi bir büyüme bekleniyor. 2013 içinse daha yüksek bir büyüme bekliyoruz. 2013’te de ihracatın büyümeye katkısı önemli olacak. Tabii iç talep de önemli. Sanayicilerimiz sadece ihracatta değil iç pazarda da ciddi bir rekabet içinde. Artan rekabet kârlılıkları olumsuz etkiliyor.

A seviyesine çıktık
Bu yıl küresel krizin etkileri ve bölgedeki olumsuz gelişmelere rağmen Konya ihracatını artırmayı başardı. 2011’de 1 milyar 193 milyar dolar ihracatımızın 2012’de 1.3 milyar dolara ulaştığını tahmin ediyoruz. İlimiz, 2012’de bin 251 firmasıyla 174 ülkeye ihracat yaptı. Konya’nın ihracatının yüzde 65’i sanayi mamullerinden oluşuyor. 2012’de 65 üzerinden 65 tam puan alarak A seviyesinde akredite olan Türkiye’nin tek sanayi odası olduk.

Sadi SÜRENKÖK / Adana Sanayi Odası Başkanı

“Canlanma 6 ay sonar başlar”

Teşvik memnun etmedi
2011’deki rekor büyümenin ardından 2012 zor bir yıl oldu. Toparlanmanın 2013 yılının ikinci yarısından itibaren başlamasını, canlanmanın ise 2014’te gerçekleşmesini umut ediyoruz. 2012’de iç karışıklıkların yaşandığı ihracat pazarlarıyla birlikte iç piyasada da daralma oldu. Tüm olumsuzluklara rağmen sanayici ihracatla sıkıntıları aştı. Suriye’ye ihracatın durma noktasına gelmesiyle Adana ciddi sıkıntılarla karşı karşıya kaldı. Yeni teşvik paketinden de umduğumuzu bulamadık. Dolayısıyla yatırımlar azalabilir, teşvikli bölgelere kayabilir. Adanalı şirketler 2011’de 1.7 milyar dolarlık ihracat yapmıştı. 2012’de 2 milyar dolara yaklaştığımızı tahmin ediyoruz. 2013 ihracat hedefimizse 2.5 milyar dolar.

Mali disiplin önemli
Hedeflere ulaşabilmek için öncelikle iç piyasa canlandırılmalı, dış pazarlardaki sıkıntılar ortadan kaldırılmalı. Orta vadede mali disiplini kalıcı hale getirecek ve tasarruf açığını azaltacak yapısal reformların bir an önce yapılması gerekiyor. Mali disiplini sürdüren maliye politikasıyla üretimi ve dolayısıyla istihdamı artırmak, yurtiçi tasarrufları yükseltmek ve cari açıktaki azalmanın devam etmesini sağlamak hayati önem taşıyor.

Ayhan ZEYTİNOĞLU / Kocaeli Sanayi Odası Başkanı

“Sıcak para istemiyoruz”

OVP hedefleri yakalanır
2012’de uygulanan ekonomi politikaları iç talebi sınırladı. Ağırlıklı olarak dış talebe bağlı büyüme oldu. Üçüncü çeyrek büyümesi tahminlerin altında kaldı. Yıllık büyüme tahminimiz yüzde 3 civarındaydı. Ama bu koşullarda yılı yüzde 2.5 civarında bir büyüme oranıyla kapatacak gibi gözüküyoruz. Bu yıl OVP hedeflerinden fazla küçüldük. 2013’te kaybettiğimiz kadar fazla yani yüzde 5.5’in üzerinde bir büyümeyle hedefi yakalayacağımızı düşünüyoruz. 2023 hedeflerine ulaşmak için de bu oranın altına düşmememiz gerekiyor. Bu noktada Merkez Bankası’nın rolü çok önemli. Faizlerin inmesini istiyoruz.

Altın ihracatı önemli değil
Ülkemize ciddi miktarda sıcak para giriyor. Ama bizim istediğimiz doğrudan yabancı sermaye yatırımları. 2012’nin ilk dokuz ayında 10 milyar dolara ulaşan yabancı sermayenin daha da artması gerekiyor. Bu girişlerin büyümeye olumlu katkısı olacak. İthalattaki daralma bizi memnun ediyor. Ancak ihracattaki artışın etkenlerini de iyi analiz etmeliyiz. Altın ihracatının sanayi endeksine katkısı yok denecek kadar az.

Mustafa GÜÇLÜ / Türkiye Çimento Müstahsilleri Başkanı

“Çimentonun umudu kentsel dönüşümde”

Avrupa’nın en büyüğüyüz
Dünya çimento sektöründe son derece önemli ve saygın bir konuma ulaştık. Türk çimento sektörü, son yıllardaki atağıyla Avrupa’nın en büyük, dünyanın da dördüncü büyük üreticisi oldu. 2012 sonunda üretimin 60 milyon, iç satışların 51 milyon, ihracatın da 9 milyon ton düzeyinde oluştuğunu tahmin ediyoruz. 2013’te yine daha ziyade iç pazara bağlı olmak üzere yüzde 4-5 büyüme bekliyoruz.

Çimentoda beklenti çok
İnşaat, desteklediği yan sektörlerle ve yarattığı istihdamla ekonomik büyümenin tartışmasız lokomotiflerinden. İnşaat sanayisindeki büyümenin lokomotifi ise kentsel dönüşüm çalışmaları olacak. 2B ve mütekabiliyet yasaları desteğinde bu gelişim daha da hızlanacak. Önümüzdeki 3 yılda beklenen üçü seçim de 2013 yılıyla birlikte start alacak. Ayrıca devam eden enerji ve bilhassa HES yatırımları, otoyol çalışmaları, hükümetin deklere ettiği büyük projeler ve altyapı yatırımları da sektörümüz için olumlu beklenti oluşturuyor.

Ahmet GÜLEÇ / MOSDER Başkanı

“Mobilya sektörü yüzde 10 büyür”

30 bin kişiye iş fırsatı
2013’te mobilya sektörünün cari açık vermeyeceğini öngörüyoruz. 2012’ye oranla yüzde 10 büyüme bekliyoruz. Mobilya ve yan sanayilerdeki büyüme sayesinde sektörümüzün Türkiye’deki işsizliğin azalması yönünde katkı sağlayacağını umuyoruz. Çevre ülkelerdeki siyasi sorunların son bulması halinde ihracatımızın daha da artacağını düşünüyorum. 2013’te sektörümüzün 30 bin civarında yeni istihdam sağlamasını bekliyoruz.

Tasarım ön planda
Yeni yatırımları kapasite artışı ve özgün tasarımlar üzerinde yoğunlaştırmayı planlıyoruz. Ekonomi Bakanlığı’yla yürüttüğümüz devlet teşvikli çalışmalarımız sayesinde ihracata daha fazla yoğunlaşacağız. Sektör olarak yatırımlarımızın üretim odaklı olmasını tercih ediyoruz. Ar-Ge ve tasarım ağırlıklı yatırımlarımız doğrultusunda ihracatla da doğru orantılı olarak genelde döviz ağırlıklı ticaret yapıyoruz. Avrupa ülkelerindeki ve Amerika’daki mali tablolara bakıldığında yeni yılda da dövize yatırım yapmaya devam edeceğiz gibi görünüyor.

Para dergisi

YORUMLAR
YORUM YAZ
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Önceki ve Sonraki Haberler
Bunlar da İlginizi Çekebilir