Zirve Üniversitesi Hukuk Fakültesi akademisyenlerinden Doç. Dr. Recep Gülşen, kadına yönelik şiddetin önlenmesinde başta din adamları olmak üzere toplumun tüm kesimlerine iş düştüğünü söyledi.
Adalet Bakanlığı verilerine göre, 2002 yılından bu yana 4 bin 410 kadın ya kocası, ya babası ya da çocukları tarafından öldürüldü. 2002 yılında 66 kadın cinayeti yaşanırken, bu rakam 2009 yılında yüzde bin 400’lük artışla bin 126’ya yükseldi. Zirve Üniversitesi Hukuk Fakültesi akademisyenlerinden Doç. Dr. Recep Gülşen, özellikle kırsal kesimde daha çok yaşanan kadına yönelik şiddet ve kadın cinayetlerinin, toplumun kanayan bir yarası olarak sürdüğünü ifade etti. Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Fatma Şahin’in hayata geçirmeyi planladığı 'her aile için sosyal destek uzmanı uygulaması'nın önemine işaret eden Gülşen, ailenin korunmasına yönelik kanunda yapılacak değişikliklere vurgu yaptı. Bu bağlamda, kanunda yer alan tedbirlere ilişkin gecikmede sakınca olan hallerde, hakim yerine cumhuriyet savcısına ve onun emrinde hareket edecek olan kolluk görevlisine yetki verilmesinin sorunların çözümüne büyük ölçüde katkı sağlayacağını vurguladı.
Gülşen, kadına yönelik şiddetin ve cinayetlerin azaltılması hususunda sadece devletin değil herkesin sorumluluk sahibi olması gerektiğini belirterek, “Bu kültürün değişmesi için, devletin tüm kurumlarının, tüm sivil toplum örgütlerinin ve özellikle din adamlarının sorumluluk alması gerekiyor. Din adamları kadına yönelik şiddetin ve cinayetlerin dini açıdan tasvip edilmediğine ilişkin açıklamaları ve uygulamaları ile belirli bir ölçüde caydırıcı işlev görebilecektir.” şeklinde konuştu. CİHAN
