Gazeteci ÖNDER AYTAÇ 16.11.2012 Tarihli Yazısında, Yazarımız Aykut Onur KALAYCI'yı referans gösterdi!.. İşte o yazı..
'YOLSUZLUK: SİZCE BALIK NEREDEN KOKAR?'
1. Son bir yıldır, yakın çevresinden gördükleri yolsuzlukları bana yazan ve köşemden bunları kamuoyu ile paylaşmamı isteyen o kadar çok mektup alıyorum ki…
2. Mektupları gönderenlerin büyük bir çoğunluğu da milliyetçi-muhafazakâr insanlar. Büyük bir çoğunlu itibarı ile de son 3-4 seçimde oylarını da AK Partiye vermişler.
3. Onlar da -aynı benim gibi- AKP’nin Türkiye’ye yaptığı büyük hizmetleri asla inkar etmiyorlar. Hatta sıklıkla takdir de ediyorlar ve bu yapılanlar için de Sn. Başbakan Erdoğan’a da ve AKP’ye de bol bol teşekkür ve dua ediyorlar.
4. Anadolu insanları; son dönemlerde, ama çok tepe üstü noktalardan duydukları, ama kendi yakın çevrelerinden gördükleri AKP’lilerin karıştığı, içinde olduğu yolsuzlukları yaşayınca, ciddi anlamda bir hayal kırıklığına uğruyorlar…
5. Örneğin; ‘…Ben Kocaeli İzmit'te yaşıyorum. Oturduğum yer genel olarak Kocaeli Büyük Şehir Belediyesi ve iştiraki olan kurumlarda çalışan insanlarla dolu. Hani bütçe açığından bahsediliyor ya, herhalde o bütçe açığının bir kısmı, belediye çalışanlarına tahsis edilen makam araçlarından kaynaklanıyor. Gerçi makam araçları makam ile ilgili işler için kullanılır ama bu araçlar personele 7/24 hizmet veriyor. Tabi makam şoförü istihdamı da sağlıyor bunun yanında!..
Araçlar ise çok mütevazi. Fluance'ler , süper b'ler, jetta'lar, citroen'ler!.. Bir de bunların modelleri de eski 2011-2012 gibi… Belediye çalışanları oturduğumuz lüks sitedeki evleri de çok pahalıya almışlar. Tam 100 bin tl. 1,000 tl taksitleri de zorlanarak ödüyorlar! Evlerin değeri Allah'tan 2 yılda 200 bin tl civarına çıkmış da biraz ekonomileri düzelmiş. Alabilenlerden bazıları da maşallah 2’şer 3’er tane almışlar. Çocuklarının geleceği için olsa gerek. Kent Konut belediyenin inşaat firması. Yaptığı konutları ihtiyaç sahibi devlet erkanı ve belediye çalışanlarına çoook büyük paralara satıp devletimize de dolaylıda olsa çooookkkkk büyük hizmetlerde bulunuyor.
Önder hocam, kimsenin kazancında malında mülkünde gözüm yok. Hamd olsun öğretmen maaşımıza haram karıştırmadan geçiniyoruz. Ama gözümüzün içine baka baka yapılan bazı şeyler de insanın kanına çok dokunuyor. Neden bütçe açığını kapatmak için ilk akla gelen vatandaşın cebi oluyor. Bence; AKP’de parti öncesi ve parti sonrası şeklinde insanların gelir durumları, mal ve mülk durumları incelense, çok çarpıcı sonuçlar ortaya çıkar.
Mesela aileden hiç bir malı mülkü olmayan birçok insan, çok az bir zamanda, hem 2-3 daire alıp hem de kocaman bahçeli bir yazlık nasıl alır? Bildiğim şahit olduğum bu ve bunun gibi bir çok hadise var. Hani anlatılan çok güzel bir kıssa vardır; bir hamal pazardan yeni bir ip almış. Evine giderken hava kararınca bir mezarlığın yanından geçerken boş bir mezar görmüş. Demiş ki; "Bu geceyi şu mezarda geçireyim, yarın kalkar işime giderim." Gece olmuş, yatmış mezara. Bir süre sonra münker nekir gelmişler. Demişler ki; "Bu ölüler nasıl olsa bizim ,gel biz şu diriyi hesaba çekelim". Başlamışlar sormaya; "Sen bu yeni ipi nereden aldın? Hangi parayla aldın? Haram karıştırdın mı aldığın paraya?" Sorgu sabaha kadar sürmüş. Sabah olmuş, adam can havli ile mezardan kaçıp işe gitmiş. Pazarda tanıdığı yaşlı bir zengin adam demiş ki; "evlat benim kimsem yok, gel malımı mülkümü sana vereyim, ömrüm az kaldı, sen de arada bir gelir bana bakarsın." Hamal demiş ki; "aman amca ben senin ne malını ne paranı isterim, ben dün pazardan yeni bir ip almıştım, onun hesabını sabaha kadar zor verdim." demiş… Önder Hocam, Allah hesabını veremeyeceğimiz hiçbir şeyi yaptırmasın, almayı da nasip etmesin.
6. Yolsuzluklar bağlamında, bir diğer örneği de Aykut Onur Kalaycı’nın yazdıklarından gösterebiliriz; ‘…Milyarlarca dolarlık hayali ihracat soruşturması yaparken, bir anda yolsuzluğu ortaya çıkaran ve soruşturmayı yürüten üç müfettişinden biri aniden istifayı basıveriyor. Diyor ki; Gümrük Müsteşarlığı Teftiş Kurulu müfettişlerinden Sercan Bahadır ‘Benden buraya kadar. İstifa ediyorum’ Donup kalıyorsunuz. Devletin müfettişi, devleti kazıklayanları, vatandaşının kursağından çalanları-çırpanları soruştururken aniden istifa ediveriyor… Gümrük tam Sercan Bahadır’ın istifasındaki dedikoduları üzerinden atacakken, asıl şoke eden gelişme yaşanıyor ve gümrük müsteşarı Maksut Mete de istifa ediyor … Görüyorsunuz değil mi; devletin gözde kurumunda neler yaşanıyor?’
7. ‘…Merkezi İstanbul, Silopi, Hakkâri, Şırnak ve Yüksekova olan bazı şirketlerin 10 ayda 1 milyar dolarlık tekstil, şeker ve petrol ihracat yaptıklarını beyan etmeleri üzerine Gümrüklerden Sorumlu Devlet Bakanı Hayati Yazıcı’nın talimatıyla görevlendirilen müfettişler, Güney ve Güneydoğu Anadolu'daki Habur, Esendere, Dilucu ve Türközü Gümrük kapılarından yapılan ihracatları mercek altına aldı.
Yine bu şirketlerin İstanbul Halkalı, Ambarlı, Karaköy, Zeytinburnu (Zeyport) limanlardan da ihracat yaptıkları belirlendi. İlk incelemede, şirketlerin beyan ettikleri yabancı şirketlerle (yapılan yazışmalarda adı geçen şirketlerle hiçbir ticari faaliyetlerinin olmadığını bildirmeleri üzerine) ticari faaliyette olmadıklarının belirlenmesi üzerine, incelenen şirketlerin banka hesapları donduruldu. Bu şirketlerin hayali ihracattan elde ettikleri haksız kazancı PKK'ya aktardıkları şüphesi söz konusu olunca, MİT ve MASAK'ta konu hakkında bilgilendirildi.
İddiaya göre; hayali ihracat yapan bazı firmalar ihracat işlemlerinin bilgisayar ortamında yapılması için bazı gümrük muayene memurlarına Ankara'dan verilen şifreleri ele geçirdi. Şifreleri elde eden firmalar ve gümrük komisyoncuları Gümrük Müsteşarlığı'nın web sayfasındaki ilgili yerlere girerek, sahte ihracat beyannamesi doldurup devletin kasasını soydu.
Müfettişler ilk incelemelerde, merkezi İstanbul, Hakkâri, Şırnak, Yüksekova ve Silopi'de olan şirketlerin 10 ay gibi kısa bir sürede 3 ülkeye petrol ve tekstil ürünleri göndermiş gibi evrak düzenlediklerini ama ihracatın gerçekleşmediğini, firmaların '1 milyar dolar ihracat yaptık' dedikleri ihracattan doğan haksız kazançları da hesaplarına geçirttikleri belirlendi. Ayrıca yine hayali ihracat yaptıkları iddia edilen şirketlerin '3 ülkede yerleşik şirketlere ihracat yaptık' dediklerinin de, resmi belgeyle, yalan olduğu ortaya çıktı. 3 ülkeyle yapılan resmi yazışmalarda, bahse konu olan şirketlerin Türk şirketlerle hiçbir ticari faaliyette olmadıkları belirlendi…’ değerlendirmesi de yine Aykut Onur kalaycı tarafından yapılmaktadır…
8. Temel balık alırken satıcıya; ‘balıklar taze mi?’ diye sorar. Balıkçı da; ‘tazedir’ cevabını verir. Temel eline balıklardan birisini alır ve balığın kuyruğunu koklamaya başlar. Satıcı; ‘Temel sen ne yapıyorsun? Balığın kuyruğu koklanmaz. Çünkü balık baştan kokar’ der. Tebessüm eden Temel; ‘bunu biliyorum ama merak da ediyorum. Çünkü balığın başı zaten kokmuş. Acaba bu koku kuyruğa kadar gelmiş mi gelmemiş mi diye bakıyorum ve ben onu kontrol ediyorum’ der…
9. Bu Rizeli Temel fıkrasını neden mi anlattım? Hiiiiiiçççççç aklıma geldi de sizinle paylaşayım istedim o kadar!..
Twitter: @onderaytac
E-mail: [email protected]