Kamuoyunun merakla beklediği, 'Kamuda Tasarruf ve Verimlilik Paketi' olarak adlandırılan düzenleme paketi açıklandı.

Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz ile Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek tarafından duyurulan paketin sürprizi ise pakete uymayan kurum ve kuruluşlara “idari ceza ve para cezası” da öngörülmesi oldu.

BELEDİYELER DAHİL ŞİRKETLERİ DAHİL EDİLMEDİ

Tasarruf paketinde kamuoyunun yine merakla beklediği konu olan  belediye iktisadi kuruluşlarının, belediye şirketlerinin pakete dahil olup olmayacağı ise ne yazık ve nedendir paketin içerisinde yer almadı. Hazine ve Maliye Bakanı Cevdet Yılmaz, merkezi ve yerel idareler yanında, yerel yönetimler, KİT’ler, döner sermayeler, fonlar dahil tüm kamunun kapsamda olduğunu belirtti.

Şimdi, buraya kadar işin resmiyeti.

KAMUOYUNUN BEKLENTİSİ KARŞILANDI MI?

Peki beklenti bu muydu? Yada şöyle diyelim dahası olması gerekmez miydi? Örneğin tasarruf paketi ile birlikte kuvvetli şekilde kamuda rüşvet, usulsüzlük yapanlarla da mücadele edilecek vurgusu yapılamaz mıydı? Evet yapılabilirdi, harika olurdu, yüreklere su serperdi zaten asıl beklenti de buydu. Vatandaşın kamuda tasarrufun yanında kamuda rüşvet, haksız zenginleşme, usulsüzlükler, vs vs vs ile de atılacak adımların açıklanması konusunda beklentisi çok büyüktü. Belki de kamuda tasarruf paketinden önce kamuda yolsuzlukla mücadele paketi açıklanmalıydı.

Çünkü yaşadığımız şu süreçte yolsuzluk, rüşvet bu devletin beka sorunu haline gelmiş, kanayan ve her gün büyüyen, kangren olmuş kaçınılmaz gerçeğidir. Diyeceksiniz ki devlet bu konuda bir şey yapmıyor mu? Elbette yapıyor. Ama kamuda henüz yapmıyor. Şunun da altını çizip devam edelim yazmaya. Lütfen ama lütfen rüşvet var, usulsüzlük dediğimiz içinde bizleri hakim, savcının karşısına dikmeyin. Bırakın bizde kamu görevi yapan gazeteciler olarak devletimize yardımcı olalım, ışık verelim, ses olalım devletimize.  

RÜŞVET,USULSÜZLÜK DEDİK YA İZMİR'DEN ÖRNEKLER VEREYİM..

Kamuda rüşvet, usulsüzlük dedik ya yazdığımız satırlar havada kalmasın. İzmir'den onlarca yolsuzluk olayını ortaya döktüğümüz, Gazeteci Ahmet TÜBCEL ile kamu görevini yerine getirdiğimiz sadece bir kamu kurumundan ama sadece bir kamu kurumundan örnekler vereyim size. İzmir İl Milli Eğitim Müdürlüğü'nden yani çocuklarımızı emanet ettiğimiz o kurumdan örnekler vereyim size kısa, kısa.

DEVLETİN MAKİNELERİNİ SATAN ÖĞRETMENLER

Yer İzmir Bornova Meslek Lisesi. Devlet bu liseye tamı tamına 4048 adet iş makinesi verir. Yaşanan İzmir depreminin ardından okulun hasarlı olduğu gerekçesiyle boşaltılmasına karar verilir. Yıkım yapılır. Ancak okul yönetimi çoğu EURO ile alınan iş makinelerinin yıkımda toprak altında kaldığını belirterek rapor tutar. Ancak yaptığımız araştırmaya göre ortada tam bir vurgun vardır. Milyonlarca liralık iş makineleri para karşılığında hurdacılara satılmıştır. Makinelerin bir bölümü ise utanmadan, sıkılmadan Sahibinden'de satılmıştır. Satılan makinelerin bir bölümü TEMİZELLER tarafından Gebze'deki bir makine satıcısında bulunmuştur. Adının önünde öğretmen olan bu kişilerin para hırsı gözlerini işte böyle karartmıştır. 

PARA KARŞILIĞI BİNLERCE SAHTE MESLEK DİPLOMASI

Sevgili okur sadece İzmir'den, sadece milli eğitimden ve sadece bir kaç örnek veriyorum sizlere yazı uzun olmasın diye

Yer Bornova Mesleki Eğitim Merkezi.

Konu para karşılığı verilen binlerce sahte ustalık diploması.

Yine TEMİZELLER olarak devletin iyi niyetiyle eğitim merkezi kurup, buradan çırak yetiştirin dediği okulda para karşılığı on binlerce ustalık diplomasının kurslara hiç katılmayan kişilere verildiğini ortaya çıkardık. Devletin içine çöreklenmiş, gözünü para hırsı bürümüş ve ne üzücüdür ki adının önünde devlet memuru olan bu kişileri açığa çıkardık.

GİTMEDİĞİ SINAVLARDAN PARA ALAN MÜFETTİŞLER

Hangi birini yazayım. Yer, İzmir İl Milli Eğitim Müdürlüğü. Konu gitmediği MTSK yani Motorlu Taşıtlar Sınavı'ndan devlete kendisini evraklarda gitti olarak gösterip para alan müfettişler. Üstelik gitmediği sınavlardan para alan müfettişlerden biri, müfettişleri denetlemekle görevli başmüfettiş. Özel okullardan alınan paralarla Alsancak'ta meyhanelerde yenilen yemekler vs. vs. onları yazmayacağım yazı uzun olacak!

ONLARCA ÖRNEK VEREBİLİR DEDİM YA

Dedim ya sizlere kamu kurum kuruluşlarından onlarca örnek verebilirim. Örneğin İzmir Valiliği sayısız örnekten son örnek olsun. Devlet yine iyi niyetiyle, İzmir'de olası deprem sonrası yıkılabilecek okulların yıkılıp yerine yenilenmesi için İzmir Valiliği'ni harekete geçirir. İzmir Valiliği yine tüm samimiyetiyle bağlı birimi Yatırım İzleme ve Koordinasyon Başkanlığına işi verir. İhale tarihi belirlenir. Ancak o da ne. TEMİZELLER olarak yaptığımız araştırmada daha ihale yapılmadan, ihale tarihine günler kala yıkım işinin bazı şirketlere verildiğini ortaya çıkardık. Gaziemir'de yerinde yaptığımız araştırmada kala bir okulda yıkımın yapıldığını gözlerimizle gördük. Durumun pek çok ilçede aynı olduğunu gördük. Peki ihale yapılmadan ne karşılığında o şirkete yıkım yaptırılmıştır. İşte bunun adı rüşvettir. Şunu hemen belirtmek isterim sadece bir kaç örnek verdiğimi bu konularda hem İzmir Valiliği hem de İzmir İl Milli Eğitim Müdürlüğü üzerine düşeni yapmış ve soruşturmalar devam etmektedir.

DEVLET ES GEÇMEZ!

Tekrar yazıyorum. Sadece İzmir'de sadece bir kamu kuruluşunda yaşananlarla ilgili örnek verdim sizlere. Ve dediğim gibi onlarcasını yazabilirim kamu görevi yapan bir gazeteci olarak. Çok uzattım biliyorum hemen ana konumuza döneyim. Rüşvet, görevi suistimal, usulsüzlük adı her neyse tasarruf paketi ile yada tasarruf paketinden önce açıklanmalıydı. Kamuoyunun beklentisi buydu. Ama bu önemli sorunu da devletin es geçmeyeceğini inanıyorum. Kamuda tasarruf paketinden sonra kamuda yolsuzluk, rüşvet ile mücadele paketinin de veya sürecinin de hayata geçirileceğine inanıyorum.