Bugün öğrenciler kadar veliler de karne heyecanı yaşıyor. Çocukları başarılı olanlar seviniyor, diğerleri hayal kırıklığı ve üzüntü yaşıyor. Gediz Üniversitesi Psikolojik Danışmanı Orhan Keskin, çocuğunun karnesi kötü olan anne ve babaların, başarısızlığın sebeplerini sorgulamaya kendilerinden başlaması gerektiğini söylüyor: “Yüksek performans bekleyen aileler, çocukları istedikleri sonucu elde edemediğinde onları suçlamak yerine, üzerlerine düşen sorumlulukları yerine getirip getirmediklerine bakmalı. Çocuklar kadar anne ve babalar da aslında karne almakta.”
“Aile İlişkileri ve Eğitim” konusunda Türkiye genelinde seminerler veren Keskin, öğrenciler üzerindeki aşırı baskının ya da ilgisizliğin, başarısızlığın en önemli sebeplerinden olduğuna dikkat çekiyor. Çözümün sevgiden ve ölçülü disiplinden geçtiğine işaret ederek şunları kaydediyor: “Sevginin ve ilginin olmadığı bir aile ortamında, başarı ihtimali çok düşüktür. Öncelikle aile gözden geçirilmeli. Çocuğa uygun ortam hazırlanıp hazırlanmadığına bakılmalı. Sorunlar tartışma ve kavgayla değil, hoşgörü ve uzlaşıyla çözümlenmeye çalışılmalı. Sürekli başarısızlıktan bahsetmek yerine, güven aşılayan ifadeler kullanılmalı. Başkalarıyla kıyaslama ise kesinlikle yapılmamalı. Böyle bir karşılaştırma, çocuğu başarma azminden ve isteğinden daha da uzaklaştıracaktır.”
Orhan Keskin, aile içi iletişimin azalmasının da başarısızlıkta büyük payı bulunduğunu vurguluyor: “Evde birlikte geçirilen zamanlarda anne ve babalar genellikle televizyon seyrederken çocuklar ve gençler ya cep telefonu ya da bilgisayar başında oluyor; doğru dürüst konuşulmuyor bile. Bireylerin birbirinden böylesine kopuk yaşadığı bir ailede, öğrencilerin başarılı olması da çok zordur. Ebeveynler evlatlarıyla ilgilenmeleri, zamanlarını onlarla geçirmeleri ve sevgilerini asla esirgememeleri gerektiğini unutmazsa başarı da beraberinde gelecektir. Daha iyi bir karne, her şeyden önce yetişkinlerin sergilediği performansa bağlıdır.” CİHAN
Kaynak:
