15 Aralık 2025
Altın 5956.881
BIST 11458.68
Dolar 42.6959
Euro 50.1726
Sterlin 57.1344
Ankara 6°C

Kaynarca: Kamuya ait değilim!

Kaynarca: Kamuya ait değilim!
Magazinciler beni boykot etsin; Bakalım var oluyor muyum?

- Ustura Kemal dizisiyle setlere hızlı bir dönüş yapan Oktay Kaynarca, magazin gündemine de bomba gibi düştü. Çiçeği burnunda eşiyle, teknesinde mayolu görüntülenen Kaynarca, “İzinsiz fotoğrafım çekilemez. Ben kimsenin malı değilim; ne kamunun ne de magazinin. Bir daha böyle bir şey olursa konu başka boyuta taşınır” diyor. Başbakana mektup yazarak da tepkisini sürdüren Kaynarca aldığı olumsuz eleştiriler için, “Şu an olsa yine yazarım. Ne yapacaktım gidip İsrail başbakanına mı mektup yazacaktım” diyor ve ekliyor “Magazinciler bir daha beni çekmezse ancak Allah razı olsun derim.”

Ustura Kemal sizin çocukluk kahramanınızmış öyle mi?

Evet, çocukluk kahramanımı canlandırma şansına sahip oldum. Gazetede yayınlandığı her gün mutlaka okurdum. Haldun Sevel Abi’nin çizdiği şekliyle o dünya biraz daha karanlık, daha erkek dünyasıdır. Daha aksiyon üzerine kurulmuş bir dünyadır. Biz kendisinden de izin alarak biraz daha yumuşattık. İşin içine biraz daha kadın hikayeleri, aşk, siyasi söylemler ve hafif neşeli bir hal-tavır soktuk.

Kadın ve aşk olmadan reyting olmuyor mu?

Aşkın olmadığı dizi, seyirci açısından baktığınızda bir süre sonra sıkıcı hale gelebilir. Ayrıca aşkın zararı yok, aşk olsun. Aşkın yararı vardır (gülüyor)...

Ustura Kemal’le pek çok ortak yanınız olduğunu söylemişsiniz...

Tuhaf bir şekilde yollarımızın kesiştiğini düşünüyorum. İkimizin de Üsküdarlı olmamız, kahveci olmamız gibi... Bizim de Üsküdar’da bir kahvemiz vardı ve ben orada elimde askıyla çok servis yapmışımdır. Hâlâ da beş bardak çayı aynı anda servis yapabilirim. Bir de Kemal’in o raconların içinden gelmesi önemli. Benim de hayatımda özellikle ailemde o dünyanın içinden gelen çok insan var. O sert söylemlerin içinden çıkıp gelmiş bir adamım.

Ailenize mensup ünlü bir kabadayı var mı?

Oralar biraz karışık (gülüyor)... Fransız mürebbiyelerle köşklerde büyümediğimi söyleyebilirim.

Oktay Kaynarca’nın içinde bir kabadayı var mı?

Herkesin içinde bir kabadayı vardır. Tüm erkeklerin içinde bir kabadayı olmak zorundadır zaten. Bir takım şeylere karşı çıkmak zorundayız. Düşünsenize erkek köpek mahallesinden geçen başka bir erkek köpeğe bile hırlar; o kabadayılıktır.

Bıyıklı olmanın en zor yanı öpüşmek, dizi bitince keseceğim

Ekstra bir sert duruşunuz var...


Onu kabadayılık olarak mı adlandırmak gerekiyor bilmiyorum. Tavır diyelim buna. Dışardan bakıldığında sert görünmeme rağmen aslında çok sıcakkanlıyımdır, yumuşak bir adamımdır. Ama cıvıklığı da sevmiyorum. Kavga edeceğim zaman da sonuna kadar ederim.

Sizin amcalarınız mı kabadayıydı?

Yani biraz öyle adamlardı; öyle yaşadılar. Tabii sonra meslek hayatları falan derken yavaş yavaş başka bir şeye dönüşmeye başladı.

Geçmiş zamanda yaşasaydınız mahallenin kabadayısı olur muydunuz?

Olurdum. Ben de kabadayıların yanında büyümüş bir adamım... Artık günümüzde her şey değişti; günümüzdeki tek kabadayı devlettir.

Nuri dizisinde gayet komik bir rol canlandırdınız ama pek kimse hatırlamıyor sanki...

Nuri’yi oynadığım dönemde “Abi sen komedi yapma, biz seni sert rollerde sevdik. Nuri’den vazgeç” diye çok söylediler. En çok eleştiriye bu konuda maruz kaldım. Ancak iyi bir komedi dizisine yine de hayır demem.

Ustura Kemal için 4 ayda 10 kilo verdiniz. Sırrınız nedir?

Sadece bu dizi için vermedim. Vermem gerekiyordu, fazlam vardı zaten.

Sizin gibi sert bir adamı garsondan light kola isterken hayal edemedim...

Ben kola içmem ve sevmem. Ama öyle kıl kuyruk bir rejim sistemi değildi ki benimki. Doğru beslenme ve doğru sporla verdim.

Kilo verme olmasa da bıyıklar dizi için bırakıldı değil mi?

Evet. Bıyıkla yaşamak çok zor. Ben ve bıyıklarım ayrı kimlikler neredeyse; bakımı da zor.

En zor yanı nedir?

Yemek yemek ve öpüşmek.

Dizi biter bitmez kesecek misiniz?

Kesinlikle evet.

Dizi çekimleri nedeniyle balayınızı ertelediniz mi?

Hayır, 15 gün Yunan Adalarına gidip balayımızı yaptık.

Gazetelerde eşinizle beraber teknenizde çekilen fotoğraflarınızı gördük...

Balayında değildik o zaman. Bodrum Bitez’de evimizin yakınında olan bir koydaydık. Bize kimsenin ilişmemesi adına denize girdiğimiz bir yerdi.

Çekilen fotoğraflara çok büyük tepki verdiniz. Hatta Başbakana mektup yazdınız. Oysa ünlülerin kamuya açık alanda fotoğraflarının çekilebilirliği kabul edilmiştir. Tekne kamuya açık alan değil mi?

Değil. Ayrıca kamuya açık alanda bile olsa insanların özgürlüklerini kısıtlama doğrultusunda yapılan her türlü şey yasaya aykırı. Beni istemediğim şekilde gösteremezsin, bu kadar net.

Sizin burada en çok kızdığınız nedir; izin alınmaması mı?

İzin alınmaması büyük bir saygısızlık zaten. Sordukları zaman ben de bir toparlanacağım değil mi. İster kabul edin ister etmeyin bizi sevenler, bizi buralara taşıyanlar var. Sen beni öyle gösteremezsin... Beni “yakaladık” diye gazetelere çıkarıp, babanın malı gibi kullanma hakkın yok.

Orası yatak odanız değil ki...

Biz bu kadar sesimizi çıkarmasak yatak odalarına girmeye de hak görecekler. Girmediler mi? Girdiler... Otelde kendi odasında çıplak halde gezenleri çekmediler mi? Sibel Can’ın, Metin Akpınar’ın böyle fotoğraflarını çarşaf çarşaf yayınlamadılar mı? Yayınladılar..

Kadının hesap ödemesi kadar abes bir şey yok

Sizin yanınızdaki kadın mini etek giyebilir mi?


Bu nerede olduğumuza bağlı. Mini eteğin de boyutu var tabii. Poposunun tepesinde bir şey giymesini istemem.

Yanınızdaki kadın hesap ödeyebilir mi?

Ödeyemez, mümkün değil. Bir kadının bir erkeğin masasında hesap ödemesi kadar abes bir şey düşünemiyorum.

Eşiniz ya da kızkardeşiniz küfürlü konuşabilir mi?

Bir kadının küfür etmesi estetik değil. Eşimin veya kardeşlerimin küfür etmesini istemem, onlar da buna dikkat ederler zaten.

Magazinciler beni boykot etsin Bakalım var oluyor muyum?

Bana Çin’e git diyorlar... Hiç bir yere gitmeyeceğim. Bu memleket bizim; bu toprakların çocuğuyum.

Özetle ünlüler kamunun malı değil mi diyorsunuz?

Ben kimsenin malı değilim. Ne kamunun, ne magazinin malı değilim. Ben bir iş yapıyorum; beğenen alır, beğenmeyen almaz. Bu, benim “Beni sizler var ettiniz” tarzı ucuz arabesk kültürden uzak durduğumu gösterir.

Başbakana mektup yazarak sansür istediğiniz söylendi...

Tam tersi... Bana sansür istiyor diyenlere bakın; “Oktay Kaynarca’yı boykot edelim” diyorlar. Sansür lafını eden zekanın boyutuna bakın. Beni o magazin sayfalarında göstermeyerek eksileceğimi sanıyorlar.

Çok net, çok delikanlı şekilde çıkıp diyorum ki, “Kardeşim beni bu şekilde haber yapacaksanız boykot edin.” Bakalım olabiliyor muyum, olmuyor muyum? Bir daha beni çekmezlerse Allah razı olsun derim ancak...

Bikinili, mayolu değil de kıyafetle olsaydınız...

Bu kadar kızmayacaktım... Ama yine de saygısızlık, beni röntgenliyorsun sonuçta. Siz beni görmeyin diye o tekneye binmişim ve gözle görülemeyecek bir mesafedeyim.

250 kare çekip babanın malı gibi kullanamazsın. “Ulan ben de senin karının, kızının resmini çekip mahallene afiş yapacağım” diyorum, bozuluyorlar. Bana bunu müstehak görüyorsun da kendine niye görmüyorsun? Bizim şerefimiz, namusumuz yok mu? İstediğin gibi at koşturmaya ne hakkın var? Alayına meydan okuyorum.

O fotoğraflara üzülmeyen bir kadınla evlenmezdim

Eşiniz üzüldü mü?


Tabii ki üzüldü.

Ya eşiniz üzülmeseydi ve “Oktaycım ne güzel çıkmışız, hoşuma gitti” deseydi...

Ben zaten öyle bir kadınla evli olmazdım. Öyle bir şey yok...

Çözüm Başbakana mektup yazmak mı?

Tabii... Nereyle konuşacağım başka? Bakın özellikle de Başbakan kelimesi geçer geçmez medyada bu kadar karşılık buldu bu iş.

Şu an hükümetin tepesindeki adamın bu konuyla ilgili dikkatinin çekilmesi doğrultusunda yazılmış bir mektuptur, bundan niye bu kadar muzdaripler? Gidip İsrail başbakanına mı yazacaktım? Şu an olsa yine yazarım...

Başbakanla tanışıklığınız var mı? Mektubunuza yanıt geldi mi?

Bana cevap yazılsın diye yazmadım o mektubu, bunu beklemiyorum. Dikkatini bu soruna çekmek için yazdım... Başbakanla tabii ki tanıyoruz birbirimizi. Gittiğimiz davetlerde el sıkışıp ayaküstü sohbetler ediyoruz, tüm siyasi liderler gibi.. (Vatan)

YORUMLAR
YORUM YAZ
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Önceki ve Sonraki Haberler
Bunlar da İlginizi Çekebilir