Orams davasının da gündeme geldiği meclis oturumunda, kararı hükümetin tanımadığı bildirildi. Kıbrıs sorununun siyasi bir sorun olduğuna dikkat çeken Eroğlu, siyasi sorunların mahkemlerde halledilemeyeceğini söyledi.
Cumhuriyet meclisinde ilk söz alan Eroğlu, KKTC'nin en büyük probleminin mülkiyet ve garantörlük konusu olduğunu belirtti. Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat'ın yönetim ve güç paylaşımı konusuna verdiği önceliği eleştiren Eroğlu, bu politikanın ülkeye ne getireceğini sorguladı.
Mülkiyet konusunun çok hassas bir konu olduğuna dikkat çeken Eroğlu, "Kıbrıs Türkü'nün bir kez daha göçmen durumuna düşmesi düşünülemez. Müzakere masasında garantörlük konusunun ciddiyetle ele alınmaması ileride Kıbrıs Türk halkını zor durumda bırakacaktır. Garantörlük sulandırılmamalıdır." diye konuştu.
"TALAT GARANTÖRLÜK KONUSUNU SULANDIRDI"
Türkiye'nin garantörlüğünün Kıbrıs Türk halkı için hayati önlem taşıdığına vurgu yapan Eroğlu, Cumhurbaşkanı Talat'ın garantörlük konusunu sulandırdığını iddia etti. Talat'ın Avrupa Birliği'ne üye olunması durumunda garantörlüğün bir anlam ifade etmeyeceği düşüncesine şiddetle karşı çıkan Eroğlu, "Eğer bu şartlarda AB'ye girersek Rumların içinde kayboluruz." dedi.
Başbakan Eroğlu, Rumlar'a Türkler arasında Nisan ayına kadar herhangi bir çözüm beklemenin hayali olduğunu söyledi. Herhangi bir anlaşma sağlanabilmesi için uzun yılların geçmesi gerektiğine vurgu yapan Eroğlu, "Yarın çözüm olacakmış gibi davranmak, halkı kandırmaktır." dedi.
Güzelyurt Bölgesinin Rumlara verilmemesi konusunda görüş bildirmesinden çözüme engel olduğu anlamının çıkarılmasına sert tepki gösteren Eroğlu, KKTC'nin Başbakanı olarak bu topraklara sahip çıkılmasının en tabii görevi olduğunu belirtti.
"KIBRIS SORUNU MAHKEMELERDE DEĞİL SİYASETLE HALLEDİLİR"
Orams davası hakkında da konuşan Eroğlu, Orams çiftinin avukatlarının aileyi yeteri kadar savunamadığını iddia etti. KKTC vatandaşlarına verilen tapuların devlet olarak arkasında olduklarını belirten Eroğlu, "Biz Orams çiftinin evini yıktırmayacağız, gerekli tazminat ödenecektir ama ev yıkılmayacaktır, bu topraklarda egemen güç KKTC devletidir." şeklinde konuştu. Kıbrıs sorununun mahkemede halledilecek bir sorun olmadığına vurgu yapan Eroğlu, "Kıbrıs sorunu siyasi bir sorundur ve bazen siyaset hukukun önüne geçmelidir. Siyasi sorunlar siyasetle halledilmelidir. Şu anda olması gereken de odur." dedi.
"Muhlefeti Rumların avukatlığını yapmakla suçlayan Başbakan, şunları söyledi: "Birlik olup Rumların çözümsüzlük için ellerinden geleni yaptıklarını tüm dünyaya bildirelim, kendi kendimizi yemeyelim. Mesele kimin Cumhurbaşkanı olacağı değildir, mesele kimin Başbakan olacağı değildir, mesele bu topraklarda Kıbrıs Türk halkının özgürce yaşamasıdır. Biz bunun mücadelesini veriyoruz. Çözüm için Rumlar da bizim kadar istekli olmalı. Ama Rumlar istekli davranmıyorlar, bunun sorumlusu ise Kıbrıs sorunu çözülmeden AB'ye üye yapılan Kıbrıs Cumhuriyetini kabul eden AB'dir." dedi.
Muhalefet partilerinden artık Rumların çözümsüzlükten yana olduklarını kabullenmelerini isteyen Eroğlu, "Rumların anlaşmazlığını artık herkes kabul etmelidir, eğer masa başında çözüm olmazsa Anavatanın bizi tanıması yetecektir. Biz birlik beraberiik içinde dünyaya Kıbrıs Türk Halkının haklı mücadelesini beraberce anlatalım." diyerek muhalefete dış politikada ortak hareket etme çağrısı yaptı.
SOYER: MASADA OTURMAKLA ÇÖZÜM GELİŞTİRİLEMEZ!
Eroğlu'nun ardından söz alan Anamuhalefet lideri Ferdi Sabit Soyer ise, hükümeti projesizlikle suçladı. Soyer, "Eroğlu Cumhurbaşkanı Talat'ı eleştiriyor ama alternatif proje üretmiyor. Cumhurbaşkanı olması durumunda sadece müzakere masasına oturacağını söylüyor. Masada oturularak çözüm geliştirilemez. Rumlar'n çözüm yanlısı olmadığı doğru, ama bizim çözüme ihtiyacımız var, o yüzden elimizden geleni yapmalıyız, bütün şartları zorlamalıyız." şeklinde konuştu.
