ICG'nin Orta Asya Direktörü Paul Quinn-Judge imzası ile kaleme alınan raporda, "Yaşanan katliam Kırgız ve Özbek halkları arasındaki uçurumu derinleştirdi... Kırgız yönetimi ülkenin güneyinde kontrolü sağlayamazsa yeni şiddet patlamaları mümkün..." değerlendirmeleri yer aldı.
Bölgede yaşanan katliamın Rus, Uygur ve Tatar gibi diğer etnik gruplar arasında da yayılma riski olduğuna işaret edilen raporda, "Probleme çözüm üretilmeden devam ederse, yeni bir şiddet patlaması an meselesi... O zaman da mağdur taraf İslami radikal grupları yardıma çağırabilir..." hatırlatması yapıldı.
Kırgız hükümetine bölgede yaşanan olaylarla ilgili şeffaf, uluslararası kuruluşların desteğini alarak sağlam bir soruşturma başlatmasını öneren ICG uzmanlarına göre, aşırı milliyetçi gruplar ve yerel politikacıların kışkırtmalarına karşı güçlü bir halk desteği sağlanması gerekiyor.
KATLİAMIN ARKASINDAKİ GÜÇ HENÜZ BELİRLENEMEDİ
Ülkenin güneyinde resmi olmayan rakamlara göre 2 bine yakın kişinin yaşamını yitirdiği ve 500 bin kişinin evlerini terk etmek zorunda kaldığı olayların arkasındaki gücün henüz belirlenemediği belirtilen raporda, "Profesyonel anlamda ayrıntılı bir şekilde uluslararası bir soruşturma yapmadan bunu belirlemek mümkün değil. Hükümet İslami militanlar dahil dış güçleri suçlamasına rağmen, olayların arkasında bir çok güç olabilir... Devrik Kırgız lider Kurmanbek Bakiyev'in taraftarları, organize suç örgütleri, özellikle de uyuşturucu ticareti yapan şebekeler..." tespiti yapıldı.
Kırgızistan'da barış ve istikrarın sağlanması için uluslararası toplumun normalin çok üzerinde özel bir çaba harcaması gerektiği kaydedilen raporda; polis teşkilatında, hukuk sisteminde, eğitim alanında ve yasama sürecinde yapılacak reformların önemine dikkat çekildi.
