Sivas Olaylarının 19. Yıldönümü'nde bazı çevreler halen süreci kan davasına dönüştürme çabası içinde… Yapılan bazı eylemlerde ve açıklamalarda şiddetin dilinde ısrar eden çevrelerin aksine karanlık senaryoyu çözenler ise sağduyu çağrılarını sürdürüyor..

MİLAT- ANKARA
Sivas Olaylarının 19. Yıldönümü… Ankara Temsilcimiz Aslan Değirmenci’ye konuşan Dünya Ehli Beyt Vakfı Başkanı Fermani Altun, Sivas olaylarını “Derin sistemin derin operasyonu” olarak değerlendirdi.
"Her şey açık, ortada.."
Sivas olaylarını derin güçlerin, statülerini devam ettirmek için karanlık odalarda yazarak, sahneye koyduklarını ifade eden Altun, “Bunu anlamak için olaya devletin ne zaman müdahale ettiğine bakmamız yeterli olacaktır. Devlet 7-8 saat beklemiş, insanların kurtulma şansı kalmadığında müdahale etmiştir. Bu topraklarda daha önce çok defa benzerini gördüğümüz gibi; Sivas katliamı, derin devlet organizasyonlu örgütlü bir kıyımdır” dedi.
"Her yanımızı çeteler sarmıştı!.."
“Katliam asla Sünni-Alevi olayı değil aksine kardeşi kardeşe düşman etmen operasyonudur” diyen Altun, “O yıllarda olağanüstü olaylara tanıklık ediyorduk Binlerce faili meçhul cinayetler, işkence, kaçırma, köy boşaltma, zulüm, Sivas ve Başbağlar… Ülkeyi darbeye götürmek isteyen el yine devredeydi. Siyasi irade ise aciz durumdaydı. Oyunu bozamadılar. Bozmak için çaba da sarf etmediler. Çok şükür bu millet olayı kan davasına dönüştürmedi. Bugün halen aynı oyunu sürdürmek isteyenler olsa da millet artık gerçekleri görüyor. Her yazılıp çizilene de inanmıyor. Son on yıldır çetelere karşı verilen mücadele milletin gözünü açtı. Çetelerin yaptıklarının sadece yüzde 10’nunu gören vatandaş provokasyonlara gelmiyor. Ama 90’lı yıllarda her yanımızı çeteler sarmıştı. Her köşede bir gayri meşru iş vardı. Olaysız günümüz yoktu” şeklinde konuştu.
"Ortak değerlerde kucaklaşmalıyız!"
“Dersim’de katliam yapan, Şeyh Said’i infaz eden, Bediüzzaman Said Nursi’ye zulüm edenler ile Sivas olaylarını tertipleyenler arasında fark yoktur” diyen Altun, “Sistemin sistematik olaylarını artık iyi analiz etmeliyiz. Bir dönem ideolojik savaş arayışı, bir dönem Suni- Alevilik gerilimi üretme çabası ve bir dönem Türk-Kürt çatışması çıkartma gayreti… Hep karanlık yapıların elinde bir kart ve masada bir oyun. Artık bu kartları oyuncuların elinden almak zorundayız. Derin devletin çekmecesinde saklı olan tezgâhları anlamalıyız. Tüm insanları ortak değerlerde kucaklaştırmalıyız” dedi.