

En kötü şartlarda siyaset yaparak bu partiye sahip çıktık. Partinin bu günlere gelmesinde çok önemli roller oynadık. Bütün kritik dönemlerin hepsinde vardım.
Koray Aydın, Ankara’da Ülkücülerle ilişkilerini, parti çalışmalarını, gördüğü eksiklikleri, anlattı.
-Ankara’da Ülkücülerle nasıl bir araya geldiniz?
-Muharrem (Şemsek) abinin o dönem çok büyük bir görev ifa ettiğini söyleyebilirim. Ankara’da Muharrem abinin evi o dönem uğrağımızdı. Nur içinde yatsın, rahmetli eşinin tepsiyle çay getirdiği dergâh gibi evinde yer olmazdı. Bazen 30 kişi toplanır, sandalyeler yetmez yerde oturulurdu. Çok önemli bir görev ifa etmiştir: Kaçaklara yardım etmek, içerdekilere yardım etmek... Biz de kendisine yardım organizasyonları yapardık. O zaman işlerimiz gayet iyi idi. Öyle ayaklarımızın üstünde durabilen nadir insanlardan biriydik o zaman. Maddi, manevi imkanlarımızla Muhafazakâr Parti’nin kurulma çalışmalarında bulunduk. Trabzon’dan iki arkadaşımız kurucu oldu. Hâlâ onlar kurucu delegelerdir. Muhafazakâr Parti döneminde yapılmış bütün faaliyetlerde yer aldık.
Türkeş Bey hapisten çıktıktan sonra ortağımla birlikte Bahçelievler’deki bürosunda ziyaretine gidip görüştük. Zemin katta bir büroda çalışıyordu. Büronun uygun olmayan şartlarını görünce sükûtu hayale uğradık. Yer, her türlü saldırıya açıktı. Sonra Cinnah Caddesi’ndeki büroyu iş ortağımla beraber hazırlayıp Türkeş Bey’e kabul ettiği takdirde çalışmalarını burada yürütmesini rica ettik. O yıllarda partinin ve şahsının bir aracı da yoktu. Bu konudaki ricamızı kabul edince kendisine bir makam aracı sağladık. Sonra Türkeş’le ilişkilerimiz devam etti. Türkeş Bey partide görev almamı istedi. İlk defa Milliyetçi Çalışma Partisi’nde görev aldım.
PARTİDE İLK GÖREVİM
-Ne görevi aldınız?
-Muhasip yardımcısı oldum. Başkanlık Divanı üyesiydim. Daha sonra yasaklar kalktı, Türkeş Bey geldi, yapılan kongrede Genel Sekreter yardımcısı oldum.
-Devlet Bey’le ne zaman tanıştınız?
-Muhasip Yardımcısı olduğum o kongrede tanıştım. Daha önce tanımıyordum. Başkanlık Divanı’nda birlikte çalıştık. O zaman Necatibey Caddesi’nde bir apartman dairesinde görev yapıyorduk. Tabiî o zaman ilk göreve geldik, herkes alacaklı partiden. Biz apartman dairesindeyiz. Siyasî yasaklar kalkınca kiralamak için Libya Caddesi numara 51’deki o binayı buldum. Maddi sebeplerin yanı sıra sürekli saldırıya uğrayan bir parti olduğumuz için mal sahipleri binalarını bize kiralamakta isteksiz davranıyorlardı. Ancak bu binanın sahibi olan avukat Vedide Özer hanımefendi, benim mevcut sorunların üstesinden gelebileceğime inandığını belirterek bizleri kiracı olarak kabul etti. Böylece 3 katlı binaya geçtik. O dönemin bütün süreçlerinde aktif olarak bulundum. Şimdi bu sürecin içinde çok önemli olaylar yaşandı. Partinin MÇP’den MHP’ye geçme süreci oldu. Ben bu sürecin en aktif elemanlarından biriydim.
"PARTİNİN HER DÖNEMİNDE VARDIM"
-Tartışmalar da oldu o dönemde...
-Tabiî, tabiî, hepsinin içinde vardım.
-Bir ara parti Türkeş’e de verilmek istenmemişti...
-Bütün tartışmaların içinde vardım. Basri Erdem diye hemşehrim vardı. Sonra Ankara il başkanı da oldu. O da Muhafazakâr Parti’nin kuruluşundan beri aktif olarak görev yaptı. Sonra kaybettik kendisini. Allah rahmet eylesin. Bize onunla beraber Karadeniz bölgesinde partiyi kurma görevi verdiler. Gezmeye başladık. Sinop’a gittik. Oradaki PTT müdürü ülküdaşımız bizi PTT’nin misafirhanesinde misafir etti. Bir hafta kaldık Sinop’ta ama bir türlü istediğimizi elde edemedik. Aynı şeyi Samsun’da, Ordu’da, Giresun’da yaşadık. Basri’yle beraber, İhsan Doğan vardı, 80 öncesi Giresun MHP İl Başkanı, onu da yanımıza alarak Artvin’e gittik. Sora sora insan arıyoruz. Ortalıkta kimse kalmamış. Önemli olanlar ya kaçak, ya hapiste. Var olanların hepsi bir tarafa dağılmış. Daha önceden belirlediğimiz insanları araya araya evlerinden bulup konuşa konuşa parti kurma çalışmaları yaptık. Aynı şeyi Gümüşhane-Bayburt hattında yaptık. Düşünebiliyor musunuz, bir partiyi kurmak için bir yerde bir hafta 10 gün kalıyorsunuz. Bu partinin bugünlere hangi zorluklardan geçerek geldiğini bilinmesi bakımından bunlar hatırlanması gereken şeyler. Ben her zaman söylerim: MHP’nin yokluk döneminin siyasetçisiyim. Partinin şimdiki gibi Hazine’den aldığı bir para da yoktu. İmkânı olanlar ayakta kalabildiği sürece yaşadık. Başkanlık Divanı’nda bir yerde bir faaliyet olurdu. ’Kim gidecek?’ dendiğinde herkesin kafası yerde olurdu. Niye? Çünkü herkes kendi imkânlarıyla giderdi. 1980 öncesi ve sonrasında her zaman aktif olarak partimin faaliyetlerinde yer aldım. Bütün kritik dönemlerin hepsinde bulundum. (YENİÇAĞ)