Gümüşhane Üniversitesi Öğretim Görevlisi Handan Çam, köyde işgücü olarak görülen kadının, kente geldiğinde yeterli eğitim ve mesleki bilgi-beceriye sahip olmaması nedeniyle kent işgücü piyasasına giremediğini ve ev kadını olduğunu söyledi.
Gümüşhane İl Özel İdaresi tarafından düzenlenen “Sürdürülebilir Kalkınma İçin Kadın Girişimcilik ve Eğitim Merkezi Projesi”, kapsamında “Kadın Hakları – Kırdan Kente Göç ve Kadınlar Konulu” bir panel düzenlendi. Gazeteci yazar Aslı Erdoğan ve Gümüşhane Üniversitesi Öğretim Görevlisi Handan Çam'ın konuşmacı olarak katıldığı paneli, Vali Yardımcısı Armağan Önal, İl Özel İdaresi Genel Sekreteri İsmail Yalçın, Milli Eğitim Müdürü Ferda Yıldırım, İŞ-KUR İl Müdürü Dilek Şehnaz Aşıcı, Sosyal Hizmetler İl Müdürü İdris Altuntaş, kamu kurum müdürleri, kursiyerler ve vatandaşlar da takip etti.
Panelde ilk sözü alan Öğretim Görevlisi Handan Çam, köyden kente göçü yoğun olarak yaşandığı Türkiye’de köyde işgücü olarak görülen kadının kente geldiğinde yeterli eğitim ve mesleki bilgi-beceriye sahip olmaması nedeniyle kent işgücü piyasasına giremediğini, işgücü dışında kalarak genellikle ev kadını olduğunu söyledi.
İşgücüne katılmayan 100 kadından 63’ünün işgücüne katılmama nedeni olarak “ev kadını” olmalarını gösterdiğinin altını çizen Çam, bu olgunun hem kırda hem de kentte kadının işgücüne katılımını azalttığını belirterek, “Gelir azlığı nedeniyle çalışmak zorunda olan kadın, sosyal güvencesiz düşük statülü-gelirli işlerde çalışmak zorunda kalmaktadır.” dedi
Gazeteci yazar Aslı Erdoğan ise istihdamda yer alan 100 kadından 64’ünün herhangi bir sosyal güvenlik kurumuna kayıtlı olmaksızın çalıştığını, bunların da yüzde 59’unun ücretsiz aile işçisi olarak çalışan kadınlardan oluştuğunu ifade etti.
Kadın ve kız çocuklarının yaşamlarının her alanında gelir dağılımındaki bozulmadan en fazla etkilenen grup olduğunu kaydeden Erdoğan, “Gelirin, dolayısıyla yaşam standartlarının düşüşü kadınları bir yandan daha çok marjinal işlerde çalışıp azalan geliri artırmaya zorlarken, diğer yandan, ev içi üretime ayırdıkları zamanı artırmıştır. İş piyasasında iş ve mesleklerin ‘kadın işleri’ ve ‘erkek işleri’ olarak ayrışıp toplumsal kabul görmesinden dolayı, kadınlar ancak geleneksel kadın mesleklerinde yoğunlaşmakta, daha düşük statülü ve ücretli işlerde çalışmaya razı olmaktadırlar. Bu işler süreli ve geçici çalışmayı, sosyal güvencesizliği beraberinde getirmektedir. Kadın aile yaşamında çocuk bakımı, yaşlı ve hasta bakımı gibi yükümlülükleri mevcuttur. Ülkemizde kreş, gündüz bakımevi gibi sosyal destek kurumları tüm çabalara karşın yeterli sayıya ulaşamamış olması bakım hizmetlerinin profesyonel anlamda sunulamamasını beraberinde getirmektedir. Ülkemizde kadınların istihdama katılımı engelleyen en önemli nedenlerden biri yetersiz eğitim düzeyi ve kişilerin meslek sahibi olmamalarıdır. İşgücüne vasıf kazandırmak için örgün eğitim yanında meslek edindirmeye yönelik eğitimlere de önem verilmeli, kadın işsizlerin işgücüne katılmaları sağlanarak sürdürülebilir kalkınmanın önü açılmalıdır.” dedi.
Panel katılımcıların panelistlere sorduğu soruların cevaplandırılmasıyla son buldu.
CİHAN
