Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Baydemir, dün yaptığı küfürlü konuşmayı savundu. Sözun uçup gideceğini, ancak kurşun izinin kalıcı olduğunu söyleyen Baydemir, "Bütün Türkiyeli kardeşlerime Nisa süresinin 148. ayetini okumak istiyorum. 'Allah kötü sözü açıkça söylemeyi sevmez. Ancak zulme uğrayan kişi dışında. Allah işiten ve bilendir.' Ben, tüm insanlarımızla birlikte zulme uğradığımızı düşünüyorum. Bardağı taşıran bir damladır." dedi.
Baydemir, KCK operasyonu kapsamında gözaltına alınanlara destek vermek için geldiği Adliye'den ayrılırken gazetecilerin sorularını cevapladı. Bütün arkadaşlarının serbest bırakılmasını temenni ettiğini belirten Baydemir, küfürlü konuşmayla ilgili sorulara şu karşılığı verdi:
"Siyaset tüm sorunların çözümünün adresidir. Şüphesiz ki siyaset nezaketli olmak durumundadır. Zarafetli olmak durumundadır. Buna hiç bir itirazım yok. Eğer siyasetteki nezaketi tartışacaksak başım ve iki gözüm üstüne. Buyurun gelin hep beraber toplanalım ve Türkiye'deki bütün siyasetçilerin özellikle de liderlerin üslubunu tartışalım. Hakikaten tartışalım. Ama bundan daha vahim bir tablo var. Demokratik irade çiğneniyor. Halkın özgür iradesiyle seçilmiş belediye başkanlarının kapısı kırılarak eve giriliyor. Ve o belediye başkanı davet edilmesi durumunda savcıya gidip ifade verecek bir belediye başkanıdır. Dolayısıyla burada başka bir durum var. Kendimi savunmaya çalışmıyorum. Söz bir noktada uçup gider. Ama kurşunun izi gitmez ve gitmediğini hep beraber gördük ve yaşadık. Bu itibarla bütün eleştiri okları bize yönetilsin ama insanlarımıza, gençlere, kadınlara, çocuklara zarar gelmesin. Bütün çabamız bundan ibarettir."
Baydemir, KCK operasyonu kapsamında gözaltına alınanlara destek vermek için geldiği Adliye'den ayrılırken gazetecilerin sorularını cevapladı. Bütün arkadaşlarının serbest bırakılmasını temenni ettiğini belirten Baydemir, küfürlü konuşmayla ilgili sorulara şu karşılığı verdi:
"Siyaset tüm sorunların çözümünün adresidir. Şüphesiz ki siyaset nezaketli olmak durumundadır. Zarafetli olmak durumundadır. Buna hiç bir itirazım yok. Eğer siyasetteki nezaketi tartışacaksak başım ve iki gözüm üstüne. Buyurun gelin hep beraber toplanalım ve Türkiye'deki bütün siyasetçilerin özellikle de liderlerin üslubunu tartışalım. Hakikaten tartışalım. Ama bundan daha vahim bir tablo var. Demokratik irade çiğneniyor. Halkın özgür iradesiyle seçilmiş belediye başkanlarının kapısı kırılarak eve giriliyor. Ve o belediye başkanı davet edilmesi durumunda savcıya gidip ifade verecek bir belediye başkanıdır. Dolayısıyla burada başka bir durum var. Kendimi savunmaya çalışmıyorum. Söz bir noktada uçup gider. Ama kurşunun izi gitmez ve gitmediğini hep beraber gördük ve yaşadık. Bu itibarla bütün eleştiri okları bize yönetilsin ama insanlarımıza, gençlere, kadınlara, çocuklara zarar gelmesin. Bütün çabamız bundan ibarettir."
