Isparta'da gerçekleştirilen 1. Uluslararası Davraz Kongresi'nde ele alınan 'küresel diyalog' konusu hakkında görüşlerini açıklayan Yılmaz, "Bir birimizle çok farklı siyasi görüş, inanç, mezheplerimiz olabilir. Fakat hepimiz bu ülkenin vatandaşlarıyız. Bu ülke bu devlet hepimizin, hepimiz aynı gemideyiz. Mutlaka küresel diyalogdan bahsederken, iç diyalogumuzu da arttırmak zorundayız." diye konuştu.
Küreselleşmenin içinde fırsat ve tehditlerin de bir arada bulunduğunu ifade eden Yılmaz, ekonominin dünyadaki sosyolojik ve coğrafi gelişmelerle birlikte, güvenlik ve kültürel alanlardaki ilişkisini de iyi analiz etmek gerektiğine değindi. Yılmaz sözlerini şöyle sürdürdü:"Ekonomi ile farklı alanlardaki ilişkiyi çok iyi kurgulamak zorundayız. Ekonomi ile demokrasi, ekonomi ile fikir hürriyeti arasında çok güçlü bir bağ görüyoruz. Demokrasinin olmadığı, fikir hürriyetinin olmadığı bir ortamda gelişmek mümkün değil. Belki bir miktar büyüme olabilir, ancak gerçek anlamda kalkınma demokrasiden ayrı düşünülemez. Demokratik bir ortamda özgür tartışmanın olduğu, şiddette bulaşmadan, hakarete bulaşmadan özgür bir tartışmanın olduğu ortamda yeniliklerin, teknolojinin ve araştırmanın da önü açılıyor. Fikirler mutlaka yeniliğe dönüşüyor, ülkenin kalkınmasına hizmet ediyor."
Hükümet olarak hukuk ve demokrasi alanındaki çalışmaları ekonomi alanındaki çalışmalarla bire bir paralel götürmeye gayret ettiklerini ifade eden Yılmaz, ülkede uygun bir yatırım iklimi oluşturmanın çabası içinde bulunduklarını anlattı.
"Bunun içinde güçlü bir hukuk devletine, çok güçlü bir demokrasiye" ihtiyacımız var diyen Yılmaz, "Özgür bir tartışma ortamına ihtiyacımız var. Belirsizliklerin azaldığı, çatışmaların azaldığı, ideolojik sloganik kavgaların azaldığı bir ortama ihtiyacımız var. Türkiye buna adım adım ilerliyor. Ortak hedefler koyup, enerjisini boşa harcamayan bir ülke olarak çok daha iyi yerlere geleceğiz." şeklinde konuştu.
Yılmaz, ekonomide, ticarette sınırların kaktığı gibi bilginin de sınırlarının kalktığına değinerek, bugünün dünyasında farklı alanlardaki bilim adamlarını bir araya getirip sorunları tartışmanın çok önemli olduğunu kaydetti. Yılmaz, SDÜ'nün düzenlediği bu toplantıyı bu açıdan oldukça önemli bulduğunu, politikanın da bilgiden bağımsız inşa edilmesinin düşünülemez olduğunu vurgulayarak, "Bizde hükümet olarak buna inanıyoruz. Küresel analizi ve ülke ortamı ne kadar iyi analiz edebilir ve değerlendirebilirsek ve politikalarımızı ne kadar bunun üzerine yoğunlaştırırsak sorunları o kadar kolay çözüme kavuşturacağımızı düşünüyoruz." dedi.
ORTA VADELİ EKONOMİK PROGRAM
Devlet Bakanı Cevdet Yılmaz, konuşmasının son bölümünde Orta Vadeli Ekonomik Program'a da değindi. Bakan Yılmaz, küresel şartlarını analiz edip, üç yıl içinde ekonomi alanında küresel krize nasıl cevap verilebileceği konusunda çalışmalar yürütüldüğünü anlattı. Yılmaz, bu konuda ülkenin güçlü yanlarının kullanılacağını hatırlatarak şunları söyledi:"Siyasi istikrarımız var. Mali yapımız çok güçlü. Bir de finansal yapımız çok güçlü. Üç büyük artımızla bu krize girdiğimiz için yapısal anlamda krizden etkilenmiyoruz. 2010 yılında yüzde 3.5 civarında, 2011'de yüzde 4, 2012'de ise yüzde 5 gibi bir büyüme olacak. Yapacağımız reformlarla daha güçlü bir ekonomik yapıya gideceğiz. Bu üç yıllık dönemde bir milyon 250 bin insanımıza istihdam oluşturmayı planlıyoruz."