Kaplan, askeri müdahalelerin köküne kadar inilmesi gerektiğini
belirterek, ''O zaman demokrasi kendi yatağında, coşkun bir şekilde hedefine
ulaşabilir'' dedi.
27 Mayıs 1960'da yapılan askeri müdahaleye toplumun tüm kesimlerinin
büyük desteği olduğunu öne süren Kaplan, ''1961 Anayasası'nı ortaya çıkararak
müdahalemizi kanaatimize göre bir devrime dönüştürdük. O dönemde ordudan öncülük
beklendi. Bu müdahale aslında toplumun büyük kesiminin müdahalesidir. Ordu,
müdahale yönünde mecburiyete doğru götürülmüştür. Böyle bir tazyik vardır.
Geleceğe yönelik planları kaleme alınmış, hazırlanmış bir hareket değildir'' diye
konuştu.
Askeri müdahale öncesinde toplum içerisinde dönemin koşullarına yönelik
olarak, ''Nasıl çıkarız bu badireden'' düşüncesinin egemen olduğunu ileri süren
Kaplan, dönemin iktidar partisinin içerisinde bile bu şekilde düşünenlerin
olduğunu bildiğini söyledi.
12 Eylül askeri müdahalesinde de sürecin bu şekilde işlediğini savunan
Kaplan, ''Darbenin geleceğini herkes biliyordu. 'Biri gelsin bizi kurtarsın'
diyorlardı. İşte 27 Mayıs da 'Ne olacak bu durum' sorusunun yanıtıdır. Belki o
dönemin liderleri inat etmeyip oturup konuşsalardı 27 Mayıs hiç olmayabilirdi ama
dönemin iktidarı inadına gitti, kendilerine uygun askerler aradılar'' dedi.
Halkın, müdahale öncesinde birbirinden ayrıştığını ileri süren Kaplan,
şöyle devam etti:
''Çeşmeler, mezarlıklar ayrılmıştı birbirinden. Evlenmeler bile sorun
oluyordu. Olaylar böyle devam ederken beklemek mümkün değildi. Şunu da söyleyeyim
hemen, 1946-1950 arasında Halk Partisi'nin mütehakkim olmasından da rahatsızdık.
Müdahaleler neden olsun ki? Şimdi de olmasını istemem. Açık rejim, demokrasiden
yanayız.
Müdahalenin ardından yapılan 61 Anayasası yolunda gidebilseydi bugün
geniş kapsamlı ve coşturulmuş bir demokrasinin kapısı ardına kadar açılmıştı.
İnanın 27 Mayıs birçok kötü olayın yaşanmasını engelledi.''
-''Hep birşey beklendi''-
Kaplan, milletvekillerinin, ''dönemin Başbakanı Adnan Menderes ve
bakanların asılmasından üzüntü duyup duymadığı'' sorularına, ''Elbette üzgünüz.
Olmasaydı keşke. Sanırım şöyle demek daha doğru olur; keşke öldürülmeseydi''
yanıtını verdi.
Sorular üzerine, CHP'nin 27 Mayıs askeri müdahalesinin içinde
bulunmadığını belirten Kaplan, İsmet İnönü'nün de müdahalenin hiçbir noktasında
yer almadığını hatta Menderes ve arkadaşlarının idam edilmemesi için Milli Birlik
Komitesi'ne mektup yazdığına dair duyumları olduğunu ifade etti.
Ordunun hiçbir zaman müdahale yanlısı olmadığını vurgulayan Kaplan, ''Hep
bir şey beklendi, istendi. İstene istene böyle oldu işte'' dedi.
27 Mayıs askeri müdahalesinin, ''Atatürkçü ve Kemalist'' bir nitelikte
olduğuna dikkati çeken Kaplan, ''Bu hareket sol bir nitelik taşımaz. Ayrıca,
ABD'nin de haberi falan yoktu. Onlar bile şaştı bu işe. Askeri müdahaleyi hiçbir
zaman istememek lazım. Yanlış. Buna kapı açmamak lazım'' şeklinde konuştu.