Milli Güvenlik Kurulu (MGK) toplantısı sonrasında yapılan açıklamada,ülkenin bütünlüğü, milletin birliği ve huzurunu hedef alan terörün tasfiyesine yönelik mücadeleye azim ve kararlılıkla devam edileceği vurgulandı.
Toplantıda, ülke güvenliğinin ilgilendiren iç ve dış gelişmelerin kapsamlı bir değerlendirilmesinin yapıldığı belirtilen açıklamada, "Ülkemizin bütünlüğünü, milletimizin birliğini ve huzurunu hedef olan terörün ve beslendiği ortamın tasfiyesine yönelik mücadeleye azim ve kararlılıkla devam edileceği vurgulanmıştır. Çağdaş demokrasi ve hukuk ilkeleri çerçevesinde, vatandaşlarımızın, her zaman olduğu gibi, sağduyulu davranacağına ve kardeşlik olgusunu zedeleyecek davranışlardan kaçınacağına duyulan güven bir defa daha teyit edilmiştir." denildi.
Açıklamada, 7 Mart 2010'da yapılması beklenen parlamento seçimlerinin ışığında, Irak'taki gelişmeler, terörle mücadeleye ilişkin üçlü işbirliği sürecinin seyri ve Irak ile ilişkilerin de ele alındığı vurgulandı.
Kıbrıs sorununun kapsamlı çözümüne ilişkin olarak BM Genel Sekreteri'nin iyi niyet misyonu temelinde Ada'da iki taraf arasında devam eden müzakere sürecinin ayrıntılarının gözden geçirildiğine işaret edilen açıklamaya şöyle devam edildi: "Esasen, MGK'nın Kıbrıs'ta adil ve kalıcı bir kapsamlı çözümün parametrelerine dair görüşleri 30 Haziran 2009'da yapılan toplantısını takiben yayımlanan basın bildirisiyle kamuoyuna açıklanmıştır. Sayın Başbakan'ın 30 Ekim'de Sayın Yunanistan Başbakanı'na gönderdiği mektupta belirtildiği üzere,çözüm sürecinde uluslararası toplumun ve ilgili tarafların dana aktif ve teşvik edici bir rol üstlenmesi önem taşımaktadır. Bu çerçevede müzakerelerin seyrine ve nihayi hedefine zarar verecek adımlardan kaçınılması gerektiği de vurgulanmıştır, İlgili tüm taraflarda gerekli siyasi iradenin bulunması durumunda, adil ve kalıcı bir çözüme kısa sürede ulaşılmasının mümkün olduğu değerlendirilmiştir."
Açıklamanın son bölümünde ise Avrupa Birliği müzakerelerindeki ve reform sürecindeki mevcut durumun son gelişmeler ışığında ele alındığı, AB kurumlarında yeni yapılanmaların bütün yönleriyle değerlendirildiği belirtilerek, "Türkiye'nin kararlılıkla sürdürdüğü üyelik müzakerelerinin hızlandırılmasının, Avrupa Birliği müktesebatıyla ilgisi bulunmayan siyasi engellemeler ve ikili sorunlardan arındırılmasının tüm tarafların yararına olacağı vurgulanmıştır." ifadesine yer verildi.
Toplantıda, ülke güvenliğinin ilgilendiren iç ve dış gelişmelerin kapsamlı bir değerlendirilmesinin yapıldığı belirtilen açıklamada, "Ülkemizin bütünlüğünü, milletimizin birliğini ve huzurunu hedef olan terörün ve beslendiği ortamın tasfiyesine yönelik mücadeleye azim ve kararlılıkla devam edileceği vurgulanmıştır. Çağdaş demokrasi ve hukuk ilkeleri çerçevesinde, vatandaşlarımızın, her zaman olduğu gibi, sağduyulu davranacağına ve kardeşlik olgusunu zedeleyecek davranışlardan kaçınacağına duyulan güven bir defa daha teyit edilmiştir." denildi.
Açıklamada, 7 Mart 2010'da yapılması beklenen parlamento seçimlerinin ışığında, Irak'taki gelişmeler, terörle mücadeleye ilişkin üçlü işbirliği sürecinin seyri ve Irak ile ilişkilerin de ele alındığı vurgulandı.
Kıbrıs sorununun kapsamlı çözümüne ilişkin olarak BM Genel Sekreteri'nin iyi niyet misyonu temelinde Ada'da iki taraf arasında devam eden müzakere sürecinin ayrıntılarının gözden geçirildiğine işaret edilen açıklamaya şöyle devam edildi: "Esasen, MGK'nın Kıbrıs'ta adil ve kalıcı bir kapsamlı çözümün parametrelerine dair görüşleri 30 Haziran 2009'da yapılan toplantısını takiben yayımlanan basın bildirisiyle kamuoyuna açıklanmıştır. Sayın Başbakan'ın 30 Ekim'de Sayın Yunanistan Başbakanı'na gönderdiği mektupta belirtildiği üzere,çözüm sürecinde uluslararası toplumun ve ilgili tarafların dana aktif ve teşvik edici bir rol üstlenmesi önem taşımaktadır. Bu çerçevede müzakerelerin seyrine ve nihayi hedefine zarar verecek adımlardan kaçınılması gerektiği de vurgulanmıştır, İlgili tüm taraflarda gerekli siyasi iradenin bulunması durumunda, adil ve kalıcı bir çözüme kısa sürede ulaşılmasının mümkün olduğu değerlendirilmiştir."
Açıklamanın son bölümünde ise Avrupa Birliği müzakerelerindeki ve reform sürecindeki mevcut durumun son gelişmeler ışığında ele alındığı, AB kurumlarında yeni yapılanmaların bütün yönleriyle değerlendirildiği belirtilerek, "Türkiye'nin kararlılıkla sürdürdüğü üyelik müzakerelerinin hızlandırılmasının, Avrupa Birliği müktesebatıyla ilgisi bulunmayan siyasi engellemeler ve ikili sorunlardan arındırılmasının tüm tarafların yararına olacağı vurgulanmıştır." ifadesine yer verildi.