İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesinde taleplerin alındığı duruşmada konuşan
Balbay, gazeteci kimliğiyle 30, milletvekili olarak da ikinci kez talepte
bulunmak için söz aldığını söyledi.
''Ergenekon'' kapsamında bir kısmı bu mahkemede olmak üzere 15
iddianamenin bulunduğunu belirten Balbay, ''2-3 yıllık zaman dilimde şahsımla
ilgili yeni hangi gelişmeyle karşı karşı kaldınız? 'Balbay falanca planın bir
parçasıdır' diyebildiniz mi?'' dedi.
Balbay, heyetin iddianameyi tümüyle doğru olarak kabul ederek iddiaları
çürütmeye çalışanları neredeyse suç işleme çabası içinde olarak gördüğünü
savundu.
''Bu iddianamede, elinde telefon numarası olan herkesi terör örgütü üyesi
ilan ettiniz'' diyen Balbay, davanın ilerlemesi için çaba gösterdiklerini, ancak
heyetin, yeni dosyaları getirterek, yükün artmasını sağladığını dile getirdi.
Balbay, ''Yani sepete su dolduruyorsunuz. AK Partinin kapatma davasını
istediniz. Benin bildiğim kadarıyla bu doysa birkaç yüz klasör. Bu sepete su
doldurmak değil de nedir?'' diye konuştu.
-''ANAYASAYA KARŞI DA MI ÖZELSİNİZ?''-
Milletvekili seçilmesinin ardından mahkemenin kendisini tahliye
etmemesine değinen Balbay, şöyle devam etti:
''6 sayfalık gerekçeyi tekrar tekrar okuyorum. Bu gerekçeyi olağanüstü
zorlamaktasınız. Anayasa'nın 14. maddesinde 'devlete karşı suçlar' deniyor. Bizi
hükümete karşı suçlardan yargılamaktasınız. Lütfen bunun ayrımını yapın. Hangi
suçların bu kapsama girdiğinin kanunla düzenlendiğini belirtmişsiniz. Kanun yok.
Anayasa'da 17 yılda 133 madde değişmiş ama hangi suçlamanın bu kapsama gireceğine
ilişkin çalışma yapılmamış. Siz heyet olarak yeni bir içtihat oluşturmaktasınız.
Kırmızı ışıkta geçmek, ihaleye fesat karıştırmak, evrakta sahtecilik de devlete
karşı suç işlemektir. Anayasa'nın 14. maddesini en geniş şekilde yorumlasak da
bizi buna dahil etmemiştir. Siz kendiniz içtihat oluşturuyorsunuz. Anayasaya
karşı da mı özelsiniz?''
-HAŞILOĞLU'NDAN UYARI-
Balbay'ın bu sözleri üzerine araya giren üye hakim Sedat Sami Haşıloğlu,
şöyle konuştu:
''Maddenin gerekçeli kararını herhangi bir vatandaş okusa cehaletiyle
açıklarsınız. Siz yazarsınız. Öyle şeyler söylüyorsunuz ki kapasite olarak böyle
yorumlamanız mümkün değil. Kendinize yakışmayan sözler söylüyorsunuz. Saygı
duyulmasını istiyorsanız, okuduğunuzun, anlattığınızın sorumluluğunu
göstermelisiniz. Bizim gerekçeli kararımızda, içtihat kararları, Yargıtay
kararları, Anayasa Mahkemesi kararları ve yasalar var. Bunları göz ardı
ederseniz, bu müdahalelerle karşılaşırsınız. Bu tür müdahaleler hoşunuza gidiyor
mu?''
Balbay da Anayasa'nın 14. maddesinde belirtilen ''devlete karşı işlenen
suçlar''ın hangi madde ile düzenleneceğinin belirtilmediğini ifade ederek, ''Şu
madde ile düzenlenir deyin. Yok böyle bir madde. Devlete karşı işlenen suçlar
hangisi? Kara mizah yapmak istemiyorum'' dedi.
Halışoğlu da yürütme, yasama ve yargının devletin 3 erki olduğunu
belirterek, ''Bunu kafanızda nasıl oluşturamıyorsunuz?'' diye sordu.
Balbay'ın ''İşlenen suç hükümete karşıysa, devlete de karşıdır
diyorsunuz'' sözleri üzerine Mahkeme Heyeti Başkanı Hasan Hüseyin Özese, ''Siz
gerekçeli kararın tamamını okumuyorsunuz. Okursanız anlarsınız'' dedi.
Balbay ise heyetin gerekçeli kararında açık bir durum olmadan adeta
felsefe yaptığını, kararda yer alan Yargıtay kararlarının ise yargılamanın
durdurulmasına yönelik olduğunu kaydetti.
''Ben yargılanmak istiyorum. Milletvekili olarak Meclis'e gitsem de
yargılamaya katılacağıma söz veriyorum'' diyen Balbay, bu aşamadan sonra
yargılanmanın durmasını istemenin, suçu kabullenmek anlamına geldiğini söyledi.
Terörle ilgili yazıları olduğunu anımsatan Balbay, ''Şu anda yaşadığımız
manzara karşısında ciğerim değil, her yanım yanıyor'' şeklinde konuştu.
-''TÜRK USULÜ TABLO''-
Yapılan bir araştırmaya göre, 21. yüzyılda şu anda dünyada tutuklu
milletvekilinin olmadığını ifade eden Balbay, ABD ve birçok Avrupa ülkesinde
hüküm giymemesi halinde seçme ve seçilme hakkının olduğunu kaydetti.
''Türkiye'de uygulanan ne yazık ki Türk usulü bir tablo'' diyen Balbay,
''YSK, milletvekili seçilebilir diyor. İzmir seçim kurulu, milletvekili
seçilmiştir diyor ama mahkeme 'hayır Balbay Meclis'te temsil edemez' diyor''
dedi.
Balbay'ın, gizli tanığın kimliğini açıkladığı iddiasıyla Şişli
Adliyesinde yargılandığı davaya TBMM'den gelen yazıda dokunulmazlığının
bulunduğunu söyleyerek, ''Şişli'de dokunulmazım. Silivri'de dokunulurum'' diye
konuştu.
Başkan Özese de ''O dava ile buradaki davada hakkınızdaki sevk maddeleri
farklı'' dedi.
Balbay'ın, ''Ben ağır hakaretleri etsem bana dokunamazsınız, hakkımda
dava açamazsınız'' sözlerine Özese, ''Size de yakışmaz zaten'' diye konuştu.
Atletik bir insan olduğunu, koşulara katıldığını ifade eden Balbay, ''Şu
anda izleyicilerin arasına girsem ve kaçsam 6 ay firar cezası var ama bana
dokunamazsınız'' dedi.
İzmir'de her 2 seçmenden birinin kendisine oy verdiğini, güvendiğini
ifade eden Balbay, ''Bunun hiç bir anlamı yok mu sayın Özese?'' diye konuştu.
Davada tahliye edilen teğmen ve polislerin savunmalarının alındığını
anımsatan Balbay, ''Elinde silahları olan polis ve teğmenleri güvenli buldunuz da
kalemi olan Balbay'a mı güvenmiyorsunuz?'' sözleri üzerine Özese, bunun güvenle
ilgisinin olmadığını kaydetti.
Balbay, 12 Haziran'da 600 bin oyla, neredeyse İzmir'deki seçmenlerin
yarısının oyuyla milletvekili seçildiğini anımsatarak, ''Beklentim milli iradeye
saygı duyacağınız, o yönde karar vereceğinizdir. Bırakın milletin sinesine,
milletin meclisine gideyim. Benim yerim Meclis'tir. Yarın 1 Ekim. Heyetinizin şu
anda oluşmuş olan milli iradeye, bütün sorunların çözüm yeri olan Meclis'e saygı
göstermesini, Meclis'in tam olarak toplanması için adım atmasını bekliyorum''
diyerek sözlerini tamamladı.
Duruşma, taleplerin alınmasıyla devam ediyor.
Bu arada duruşmayı izlemeye gelen CHP Genel Başkan Yardımcısı Gürsel
Tekin, salondan çıkarak Silivri 5 No'lu Cezaevinde bulunan davanın tutuklu
sanıkların CHP Zonguldak Milletvekili Prof. Dr. Mehmet Haberal'ı ziyaret etti.
Tekin, daha sonra Silivri Ceza İnfaz Kurumları Yerleşkesinden ayrıldı.