İçecek devi The Coca Cola Company'nin Yönetim Kurulu Başkanı ve üst yöneticisi Muhtar Kent, Türkiye'den güçlü markalar çıkabileceğini belirtti. Kent, bu anlamda Mavi, Vakko, Vestel, Sarar ve Ramsey markalarının önemli merhaleler aldığını vurguladı.
Turquality programı kapsamında 6. Vizyon Semineri yapıldı. Seminere; Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan ile Muhtar Kent katıldı. Seminerde 'Uluslararası Markalaşma Stratejilerinde İnovasyon ve Sosyal Sorumluluk' temalı bir sunum yapan Muhtar Kent, ilk olarak Coca Cola markasının tarihine değindi.
Markaların mirasla geldiğini aktaran Kent, "Kökleri 126 seneye dayanan Coca Cola'nın formülü 1886'da bulundu. Pemberton, araştırmalarının ardından ayrı bir tat elde etti. İlk etapta tabii fason üretim yapıldı ve ardından Coca Cola yaygınlaştı. 1982'de Coca Cola'nın alt markası Diet Cola halka sunuldu." dedi.
Takdimin markada öneminin büyük olduğuna işaret eden Muhtar Kent, bu sebeple ambalaja değer verdiklerinin altını çizdi. Ürün teşhiri adına yürüttükleri faaliyetlere temas eden Coca Cola'nın üst yöneticisi, "Afrika'da kamyonların giremediği bölgelere mikro dağıtım alanları ile girdik. Uygulama dahilinde mikro kredi getirdiğimiz, eğittiğimiz müteşebbisler oldu. Afrika'da bu müteşebbisler 35 bin eleman istihdam ediyor. Bunun dışında Coca Cola'nın Afrika'da 100 bin çalışanı var, bu anlamda kıtada önder." ifadelerini kullandı.
Muhtar Kent, Coca Cola'da şimdiye kadar 500 milyon dolar tasarruf yaptığını, gelecek 3 sene için de 650 milyon dolar tasarruf hedeflediğini dile getirdi.
Marka programı Turquality'de önemli aşamalar alındığını aktaran The Coca Cola Company Yönetim Kurulu Başkanı ve CEO'su Kent, şöyle devam etti:
"Türkiye'yi 2023'e taşıyacak unsurlar, ülkeyi bugüne taşıyan unsurlara benzememektedir. Onun için markalara ehemmiyet vermemiz gerekiyor. Ölçeklere ehemmiyet vermemiz gerekiyor. Bu anlamda karşımızda iki soru var. Biri; Türkiye'den uluslararası bir marka çıkar mı? Diğeri de Türkiye bir marka mı ya da marka olabilir mi? İlk soruyu cevaplayalım Türkiye'den güçlü marka çıkar; Mavi, Vakko, Vestel, Sarar ve Ramseyi gibi. Ama bu markaların hepsi yolculuklarının daha başında. Katma değer önemli. Yoksa kilogram ihracat fiyatını 1,46 dolardan nasıl çıkarırız? Bir markayı kendimiz yaratabilir ya da marka satın alabiliriz. Yakında 1 trilyona varacak bir ekonomiden söz ediyoruz. Neden Türkiye'den bir şirket Volvo'yu almadı? Volvo'yu bir çin şirketi aldı ve büyütüyor. Neden Türkiye'den bir şirket İtalya'da dara giren Feretti'yi satın almadı da Çin aldı? Bunlar soru işareti. Sorun sürat mi, kararlılık mı, imkanlar mı, kaynak mı yoksa bilgi mi? Türk Hava Yolları (THY) uçaklarında bugün Cobe Bryant, Messi, Rooney varsa; bu uçaklar Manchester United ve Barcelona'yı taşıyorsa demek ki THY'yi marka haline getirebiliyoruz. 15 sene evvel havayolu şirketinin bu hale geleceğini dillendirseler çoğumuz önemsemezdik.
Gelelim ikinci soruya... Türkiye markası da büyüdü. Son 3-4 senedir hiç görmediği saygı ve gıpta ile anılıyor. Ülkeye gelen 30 milyon turist var. Büyük bir potansiyel. Pozitif ifadeden söz ettim ya. Her turist, Türkiye için 10 bireye iyi ifade kullansa aklınıza getirin potansiyeli. Türkiye'ye duyulan saygı gıpta, kıskançlık turistlerden kaynaklanıyor. Turistleri memnun etme milli kampanya olmalı. Ülke olarak artık olimpiyatları çekme, Expo'yu getirme gibi organizasyonlara el atmalıyız. Bakın Güney Afrika'nın FIFA Dünya Kupası'ndan sonra imajı değişti. Brezilya'nın da Dünya Kupası'ndan sonra imajı değişecek. Böylesine büyük kampanyaların peşinden koşmalıyız. Türkiye'yi de dünyayı da iyi günler bekliyor, bunu bilmeliyiz."
CİHAN
