Müstakil Sanayici ve İşadamları Derneği (MÜSİAD) Kayseri Şubesi, 2010 yılını değerlendirerek 2011 yılından beklentilerini açıkladı.
MÜSİAD Kayseri Şube Başkanı İsmail Ruhlukürkçü, 2010 yılında elde edilen ekonomik büyüme ve başarının 2011 yılında da devam edebilmesi için güven ve istikrar ortamının korunması gerektiğini söyledi. MÜSİAD Kayseri Şube Başkanı İsmail Ruhlukürkçü, 2011 Haziran ayında yapılacak olan genel seçimlerin, üzerinde dikkatle durulması gereken bir konu olduğunu belirtti. Ruhlukürkçü, "Geçtiğimiz dönemde yakalanan büyümenin, önce duruşa ve sonra da düşüşe geçtiği zamanlar, siyasi ve ekonomik istikrarı kaybettiğimiz, 2007 seçimleri öncesi ve 2008’deki parti kapatma davası dönemleri olduğunu" vurguladı. Seçimlere 5 aydan daha az bir zaman kalmasına rağmen seçim platformu telaşına girilmemiş olmasının sevindirici olduğunu kaydeden Ruhlukürkçü, ekonominin seçim odaklı olmamasının Türkiye’nin refah düzeyinin arttığının göstergesi olduğunu açıkladı. Türkiye’nin, son yıllarda serbest ticaret anlaşmaları, vizesiz ticaret gibi birçok koldan ihracatın artması yönünde önemli gayretler sarf etmesiyle, 2010 yılında dünya ihracatlarındaki ortalama yüzde 12’lik artışı yakalayabildiğine dikkat çeken Ruhlukürkçü, ancak ithalatın dünya ortalamasının çok üzerinde artmasına da engel olamadığını kaydetti. Ruhlukürkçü, “Bu dalgalı süreçte önemli olan gemiyi istikrarlı bir şekilde yüzdürmeye devam ettirebilmek ve elde etmiş olduğumuz küresel aktör durumumuzu pekiştirmektir. 2011 yılında büyümenin yüzde 5- 6, ihracat artışının yüzde 13-14, cari açığın yüzde 5, enflasyonun yüzde 5 -6.5, bütçe açığının yüzde 3, işsizliğin yüzde 12 olarak gerçekleşeceğini tahmin ediyoruz." dedi.
Ruhlukürkçü, elde edilen başarıları sürdürebilir kılmak için yapılması gerekenleri ise şöyle sıraladı: “Güven ve istikrar ortamı korunmalıdır. TBMM’de çıkmayı bekleyen, TTK, Borçlar Kanunu gibi ticaret hayatı açısından elzem olan kanunların herhangi bir siyasi rekabete kurban gitmeden çıkarılması lazım. Yıl sonunda süresi dolan mevcut yatırım teşviklerinin en az 2 yıl daha uzatılması gerekiyor. Ar-Ge, inovasyon ve markalaşmayı önceleyerek, yüksek katma değerli, ileri teknolojili imalat stratejilerinin geliştirilmesi ve bu yönde yapılan desteklere devam edilmesi büyük önem arz ediyor. KOBİ’lerin geliştirilmesi ve 2023 hedeflerine ulaşmada katkı sağlamaları amacıyla KOSGEB’in değişen yüzü ve nitelikli destekleri artırılarak devam etmelidir. Büyük projelere odaklı ve doğrudan yabancı yatırımcıyı çekmeye yönelik çalışmalara ağırlık verilmelidir. Bu doğrultuda, biride bölgemizde olmak üzere 26 merkezde kurulmuş olan Kalkınma Ajanslarının aktif olarak ve karşılıklı işbirliği içerisinde devreye girmesi de oldukça önemlidir. Türkiye, 2002 yılından beri enflasyonla mücadele odaklı olarak sürdürülen büyüme modelinden tümüyle vazgeçmeden, işsizlik ve cari açığın belli düzeyde tutulmasını da çıpa olarak önceleyen bir ekonomik yapılanmayı 2011 yılında da sürdürmelidir.”