Düzenlediği basın toplantısıyla '2010 Yılı Ekonomi' raporunu açıklayan Tayşi, ekonomik refahı artırmak, demokrasiyi geliştirmek ve Türkiye'yi daha ileriye taşımak için toplumun bütün kesimlerini beraber çalışmaya davet etti. Tayşi, ekonomide ve demokraside yükselme zamanı olduğunun altını çizdi. MÜSİAD'ın kriz döneminde yaptığı öngörülerin tuttuğunu kaydeden Tayşi, 'Türkiye'nin IMF'ye üye hiçbir ülkeden daha kötü konumda olmadığı ve bu yüzden IMF ile yeni stand-by anlaşması gerekmediği' öngörülerinin haklı çıktığını dile getirdi. IMF ile anlaşma imzalamayan Türkiye'nin uluslar arası kredi değerlendirme kuruluşlarınca notunun peş peşe artırıldığını anımsatan Tayşi, "Türkiye ilk defa krizlerin altında ezilmedi, küresel krizde pozitif yönde ayrıştı. Kriz, yeni bir dünya düzenini tetikledi." ifadelerini kullandı.
Ekonomiyi etkileyen dış politikaya da değinen Tayşi, krizin başlangıcında itibaren Türkiye'nin pazar kaybı yaşadığını, Avrupa'nın yerine alternatif pazar bulma girişimlerinin, etkisinin uzun vadede ortaya çıkacak büyük bir hamle olduğunu ifade etti. Komşu ülkeler başta olmak üzere geleceğin piyasaları olarak görülen Afro-Avrasya coğrafyası ve Latin Amerika'ya açılma çabalarının stratejik önemine vurgu yapan Tayşi, bugün ihracatçıların 60'a yakın ülkeye vizesiz girebildiğini, 12 ülke ile serbest ticaret anlaşması imzalandığını hatırlattı.
"EKONOMİDE MUCİZE BÜYÜME"
Dış Ticaretten Sorumlu Devlet Bakanlığı önderliğinde olgunlaştırılmaya çalışılan yeni dış ticaret stratejisinin çok önemli olduğunu kaydeden Tayşi, şöyle konuştu: "Bu sürecin bileşenlerinden üretim, finans, pazarlama ve istidam ayaklarının geliştirilmesi, Türkiye'de ikinci nesil reformların tamamlanması gerekiyor. Kriz dönemlerinde ekonomik büyüme ve istihdam artışını temel alan bütçe politikaları önem taşıyor. Hükümetin mali disiplin arayışı isabetli bir karar. Ancak yüzde 5'lik büyüme oranları, zor dönemler için kabul edilebilir. Yapısal dönüşümleri gerçekleştirmeyi amaçlayan ve gelişmiş ülkeler sınıfına terfi etme hedefindeki Türkiye için bu oran yeterli değil. Türkiye'nin büyüme hedefi yüzde 7 olmalı ve bu oran yedi yıl boyunca sürdürülürse ekonomide mucize büyüme gerçekleşir. O zaman Türkiye bir eşik daha atlar, dünyada ilk 10 ülke arasında yer alır."
Küresel krizin ikinci dalgasının Avrupa kıtasından gelme ihtimali olduğunu hatırlatan Tayşi, bu doğrultuda, inşaat, makine, tarım, gıda, turizm, sağlık, bilişim ve madencilik sektörlerinin desteklenmesine işaret etti.
