İşte o konuşmasından satır başları şöyle:
Değişim ve ilerleme, milletin istekleri doğrultusunda değil tepeden dayatmacı şekilde yapılıyordu. Yüksek makamları işleten zat, güya millet adına karar veriyordu.
O, tek partili dönemin hayatına baktığımız zaman CHP'nin il başkanları valilik yapıyordu. Hangi zihniyet bunları kabul eder. CHP zihniyeti bunları yaşattı. Millet 10 yıl boyunca Demokrat Parti'ye teveccüh göstermiştir. Demokrasiyi özlediği için bu adımı atmıştır. Statüko kendini sorgulamak yerine kendini sorgulamamıştır.
"STATÜKO ZİHNİYETİ BUGÜN DE DEVAM EDİYOR.."
Demokrasi ve milleti 'hizaya getirmek için' darbeler yapılmıştır.27 Mayıs ruhu 12 Mart'ta, 12 Eylül'de tekrar tekrar hortlamıştır. Aradan 53 yıl geçmesine rağmen o zihniyet bugün dahi devam ediyor..
Tek parti dönemin mirasını ve zihniyetini üzerinde taşıyan CHP, müdahaleye o zaman nasıl çanak tuttuysa bugün de müdahaleler için zemin haızrlıyor. Hatta bu duruma davet çıkarıyor. Her seçimde AK Parti oy arttırırken muhalefet çareyi başka yerlerde arıyor.
Müdahaleye açık çağrılar yaparak, partimizin kapatılması girişimlerine çağrıda bulundular, kanlı bir takım eylemler yapıldı bedeli partimize ödetilmek istendi. Onların avukatlığını yaparak akıl ve vicdanı saf dışı bıraktılar.
"BU TEZGAHLARI BOZDUK!"
Tüm bu tezgahları bozduk alt üst ettik. İçinden geçtiğimiz bu süreci değerlendirmemiz gerekir. Hiçbir konuda politika üretmiyorlar. Türkiye'nin acil meselelerini gündemlerine almıyorlar. Değişmek istemiyorlar. 53 yıldır sadece olağanüstü durumlarda iktidar olabildiler.
Müdahalelerden medet umuyorlar. Terörle, anarşiyle, provokasyonla bir yerlere gelmeye çalışıyorlar.Sandığın dışında medet umanlar artık başarılı olamazlar. Bizdeki muhalefet böyle bir çaresizlik yaşıyor.Centilmence bir mücadeleyi bugün dahi kabul edemiyorlar. Muhalefet Türkiye'yi bir kaosa sürüklemeyi bundan rant etmeyi istiyorlar. Bu acziyetliği her seferinden sergiliyorlar. Çıkış yolunu demokrasi dışında bulmaya çalışıyorlar.Toplumu kamplara ayırarak, çıkış yolu bulabilir miyiz diye çırpınıyorlar.
"AKIL MANTIĞI YEDEĞE ALDILAR"
Muhalefet genel başkanları, aklı, mantığı tamamen yedeğe almış durumdalar. Çaresizlik içindeler. Akıl tutulması yaşıyorlar.
"KILIÇDAROĞLU OLDUĞU SÜRECE HER SEÇİMİ KAZANIRIZ!"
Kürsüye ilk kez çıktığında son derece kalitesiz bir üslupla konuşmaya başladı, arka arkaya çark etti, iki seçime girdi birinde oy bile kullanamadı. Acemi dedik, siyaseti öğrenemedi dedik. Ama CHP Genel Başkanı bir arpa boyu yol katedemedi. Bugün de aynı acemilik içinde. Biz böyle bir aceminin CHP koltuğunda oturmasını AK Parti için talih olarak görüyoruz. Orada olduğu sürece her seçimi biz kazanırız. Türkiye'yi de zedelemeye başladı. İmajımıza lekeler vurmaya başladı. Avrupa Parlamentosu'nda düştüğü durum bu ülkenin vatandaşları kadar bizleri de üzdü.
3 yıldır nerede nasıl konuşacağını defalarca ikaz ettik ama öğrenemedi. Yanındakilerde öğrenemedi, öğretemedi. Mavi Marmara'da Türkiye'nin yanında yer almadı. Portekiz'de kendi ülkesinin ekonomisini çarpıtarak anlattı.
"O ZAVALLIYI İÇERİ ALMADILAR"
Kendi ülkesinin Başbakanı'na katil dedi.Avrupa Parlamentosu bu hakaretlere itibar etmiyor. Kendisine randevu varmıyor. O zavallıyı kapılarından çeviriyorlar.İçeri almıyorlar.
Çıkıyor son derece ahlaksızca Esed'le Erdoğan arasında ton farkı var diyor. Esed'le hatıra fotoğrafı çektiriyor. Hangi halkın yanında olduğunu savunuyorsun. Size elçilik edenler bu olayların planlayıcıları.
'Kurda merhamet kuzuya zulüm olur' atasözünü hatırlattım yanımdakilere de. Her zaman Esed'e destek çıktı. Aleni şekilde yapmışlardır bunu.Diktatörlerin yanında yer aldı.
Esed'e destek vermek için canla başla mücadele ediyorlar. Sağduyulu olmalarını özellikle rica ediyorum. Son çare olarak kışkırtma dalına tutuldu.
Reyhanlı'da saldırı malesef engellenemedi. Ama çalışmalar sürmektedir. Tek tek tespit edilenlerin yargılanmasına başlanmıştır. Sosyal medya üzerinden yürütülen psikolojik savaşa da son derece karşıyız.
Suriye'den gelen kardeşlerimiz evlerinden çıkamıyorsa Reyhanlı'daki kardeşlerim de kendilerini masaya yatırmalı. Onlarda bir ilden diğer bir ile hicret eder konuma düştüler. Devlet olarak elimiz hep orada olacak.Bizde yarın gidip orada Türkiye'nin birliği adına güzel bir fotoğraf vereceğiz.
"SEN NE KADAR ZAVALLISIN"
Buradan milletime sesleniyorum; az önce dedim ya ana muhalefetin siyaseti bilmiyor diye. Diyor ki dışişleri diplomatı yok ya sen ne kadar zavallısın ya. Sen nasıl siyaset yapacaksın. Sen ne cahilsin. Dışişleri Bakanı'nın kendisi var bürokratı olmasa ne olur. Bunu ne zaman öğreneceksin. Genel müdürlükten siyasete terfi et. Ama dönemeyecek belli.Bu Ak Parti'nin iktidar ömrünü daha da uzatacak.
1999 yılında MHP'nin yönetimde olduğu dönemde nasıl Türkiye'nin itibarını zedelediğini söylemiyorum. Tarihinde kaç ziyareti vardır hatırlamıyorum ama hatırlayan varsa söylesin. Pişkince tavırları dikkatimden kaçmıyor ama. 1999 2002 yılları arasında da CHP'nin yavrusu DSP'nin peşine takılmıştır.
"BÜKEMEDİĞİN BİLEĞİ ÖPECEKSİN"
Sayın Bahçeli, biraz çık çarşı pazar dolaş, ne oluyor bitiyor bir gör. Bunda fayda var. Kırkın sağına soluna sıfır eklemeye benzemez. Bu iş hayat tecrübesi gerektirir. Bükemediğin bileği öpeceksin.
Ama bunların yüzü kızarmaz. Benim milletim sandıkta bunlara cevabını verecektir.
Her zamankinden çok daha önemli bir sürece, seçime yaklaşıyoruz. Eski siyasetin tamamen tasfiye olacağı bir seçime gidiyorz. Şuanda bir çözüm sürecinin içindeyiz.Akil İnsanlar Heyeti 45 gündür Türkiye'yi dolaşıyor. İki ayın sonunda nihai raporu alacağız.
"BU İŞİ BİTİRECEĞİZ!!"
Bedeli ne olursa olsun bu işi bitireceğiz. Bütün kanaat önderlerini devreye sokacağız. Ümitsiz olmak yok. Bugüne kadar bu işi umutla yaptık bundan sonra da öyle yapacağız. Ben sizlere inanıyorum.
Bakınız dün gece sabah saat 7'ye kadar süren alkolle, tütünle mücadeleyle ilgili bir yasal düzenleme yaptık. MHP'nin desteği CHP'nin de kösteği var.Biz alkolü yasaklamıyoruz. Anayasa'nın gereğini yapıyoruz. Camilere, eğitim kurumlarına yakın yerlerde, görsel ve sosyal alanlarda reklamını yasaklıyoruz.Biz bunu teşvik mi edelim. Bu ilk defa yapılmıyor. Bir tanesi çıkmış diyor ki bunlar Tekirdağ'ın adını da unutturmak istiyor.
Tekirdağ rakısı varmış eee bu yasaklanınca Tekirdağ haritadan silinecek. Kimlerle uğraşıyoruz görüyorsunu değil mi. Millet egemenliğine, milletin seçip gönderdiği 326 milletvekilini hazmedemiyorlar.
"GENÇLERİN GECE GÜNDÜZ İÇMESİNİ İSTEMİYORUZ"
Biz çoğunluğun azınlığa zulmetmesini istemeyiz, ama azınlığında alavere dalavere yapmasına asla izin vermeyiz.Ve biz bu noktada Anayasa Mahkemesi'nin 58. maddesini uyguluyoruz. Gece gündüz içen, kafa kıyak gezen bir nesil istemiyoruz. Uyanık olacak, diri olacak, bilgi ile mücehhez olacak. Böyle bir nesil istiyoruz. Bunun adımlarını atıyoruz.
Malatya vekili ayran getirin diyor çok hasretsen gel misafirim ol ben ikram ederim. Ama unutma ananda nenen de ayran içti. Zaten onların milli içkisi de ayrandı.Şimdi önümüzde 29 Mayıs var.Önemli bir gün. 3. köprünün temellerini atıyoruz. Boğaz'a 3. gerdanlığı takmış olacağız.
Bu Pazar günü Eyüp Sultan'da açılış yapacağız. Önemi şurdan geliyor ABD'deki Orlando'nun küçülmüşü olacak.Şu anda kentsel dönüşümün de yapıldığı bir yer. Durumu müsait olanlar, tüm İstanbullular'ı görmek istiyoruz.
Başbakan Erdoğan konuşmasının sonunda salondan gelen talep üzerine: 'Şu an 12:15 çalışalım mı yarım saat daha bitirmeyelim mi diyerek' esprili şekilde bitirdi.