ABD siyasal tarihi boyunca seçmenlerin karşısına nadiren Mitt Romney ve Barack Obama kadar farklı iki aday çıkmıştır. Belgesel firması, Frontline’ın dört yılda bir düzenlediği başkan adayları biyografisi de bu farklara dayanıyor..
Adaylar kendi öykülerini anlatmak için yüzlerce milyon dolar harcarlarken; Frontline’ın siyaset muhabirlerinden oluşan ekibi de geçen yılı, öykünün kalanını toparlayarak geçirdi. Aileler, arkadaşlar, yazarlar ve gazetecilerle yapılan yüzün üstünde geniş kapsamlı röportaj, adaylar için yapılmış en iddialı televizyon biyografisine katkıda bulundu.
Belgesel, Obama’yı Endonezya’daki yoksul günlerinden Hawaii’de marihuana kullandığı döneme, ardından Kaliforniya ve New York’taki üniversite yıllarına ve siyahi cemaat içinde kendine yer bulacağı Şikago’ya kadar yakın bir takibe alıyor.
Obama’nın günlükleri ve mektupları, kimlik arayışı içindeki kafası karışık genç bir adamı sergiliyor. Ancak bu arayışın sonunda Barry siyasal hedefleri ve yöntemi olan Barack’a dönüşüyor.
Mitt Romney ise tamamen farklı bir sosyal çevrede büyüdü. Genç Mitt otomobil sektörünün güçlü isimlerinden birinin ve aynı zamanda ılımlı bir valinin oğlu olarak özel okullarda okudu ve ayrıcalıklı bir hayat sürdü.
Bir Mormon olan Romney, iki yıldan fazla süreyle Fransa’da misyonerlik yaptı. Arkadaşları ve ailesi, onun bir araba kazasının ardından hayattaki yerini ve amacını bilen daha ciddi ve inanç sahibi birisi olarak adeta yeniden doğduğunu söylüyor.
İş hayatındaki başarısına rağmen Romney kaderinin siyasete girmek olduğuna inanıyordu. Sonunda da öyle oldu. Ailesi, yakın arkadaşları, çalışma arkadaşları ve siyasi destekçileriyle yapılan kapsamlı röportajlar gerçek Mitt Romney’e ilişkin daha tatminkâr bir portre sunuyor.
Prodüktörlüğünü Michael Kirk’ün üstlendiği Amerika’nın Adayları belgeseli, Cumartesi günü saat 22.00’de NTV’de..
