Krizle birlikte ev ve marketlerdeki gıda stoklarının azaldığını kaydeden Ahmet Küçükbay, "Krize rağmen hızlı bir büyüme stratejisi izledik. Bu yıl 15 milyon euroluk yatırımla endüstriyel pazara girdik. Bunun yanında gayrimenkul yatırımlarımıza da ara vermedik." diye konuştu.
2008 yılında emtia fiyatlarının dalgalanmasıyla ciro bazında rakamların düşmesinin doğal bir sonuç olduğunu kaydeden Küçükbay, 2009 yılında tonaj olarak geçen yılın rakamlarını geride bıraktıklarını belirtti. Özellikle yurtdışında katıldıkları fuarlarla birlikte 55 bin ton yağ ihracatı gerçekleştirdiklerini ifade eden Küçükbay, iç piyasada da 100 bin tonluk satışa ulaştıklarını hatırlattı. Kaliteli ve güvenilir olmanın avantajıyla kriz ortamında yeni pazarlara girdiklerini vurgulayan Küçükbay, "Devletin fuar katılımcılarına destek vermesiyle Türk markaları uluslararası arenada daha
fazla söz sahibi olmaya başladı. Bu da ülkemizin ileride daha iyi yerlerde olacağının iyi bir kanıtıdır." şeklinde konuştu.
Hükümetin komşu ülkeler ve ticari hacmimizin yoğun olduğu ülkelerle izlediği yapıcı dış politikalar ve bazı ülkelerin vizeleri kaldırmasıyla ticaretin daha da canlanacağını kaydeden Küçükbay, "Türk ekonomisi vizeyi kaldıran ülkelerden daha güçlü bir ekonomik potansiyele sahip olduğu için dış ticaret dengesi de Türkiye lehine gelişiyor." dedi
Dünyadaki açlık sorununun ortadan kaldırılabilmesi için Afrika ve diğer fakir ülkelere ciddi yatırımlar yapılmasının önemine işaret eden Ahmet Küçükbay, bu yıl özellikle Kenya ve İzmir Fahri Konsolosu olduğu Etiyopya'da yatırım olanaklarını araştırdıklarını söyledi. Bu ülkelerin aslında tarım açısından zengin bir potansiyele sahip olduklarını gördüğüne dikkat çeken Küçükbay, şöyle konuştu: "Etiyopya krize rağmen yüzde 7'lik büyüme rakamına ulaşmayı başardı. Ancak olanaksızlık yüzünden bundan tam olarak yararlanamıyor. Özellikle işgücünün ucuz ve arazilerin tarıma uygun olması, yatırımcı için avantaj. Küçükbay olarak, Afrika ülkelerinde yatırımlara sıcak bakıyoruz. Ama bu yatırımlar uygun fırsatların oluşması ve tamamen kontrol edebileceğimiz mekanizmaların kurulması halinde realize edilebilir. Bu amaçla öncelikle ambalaj ve dolum, sonra üretim tesisi ve daha sonraki aşamada da tarım arazilerinin ekilmesi şeklinde bir yol izlenebileceğini düşünüyoruz" (CİHAN)