12 Aralık 2025
Altın 5961.161
BIST 11293.13
Dolar 42.6896
Euro 50.1165
Sterlin 57.1126
Ankara 9°C

ÖYM'ye İZMİR GÖNDERMESİ

ÖYM'ye İZMİR GÖNDERMESİ
ÖYM DEĞİŞİKLİĞİNE İZMİR VE KİK GÖNDERMESİ..

ÖYM'lerin kaldırılmasına ilişkin önergenin, 3. Yargı Paketi'nin içine konulmasının ne anlamı vardı? diye soran Ilıcak'tan hükümete şok soru...

CMK 250, 251 ve 252'nci maddelerdeki düzenlemeleri köşesine taşıyan Sabah'tan Nazlı Ilıcak, ön izin şartı, iletişimin tesbiti, dinlenmesi ve kayda alınması ve haberleşme ile ilgili yapılan değişikliklere tepki gösterdiği yazısında Özel Yetkili Mahkemelerin kaldırılmasındaki aceleciliğe de dikkat çekerek çarpıcı bir soru yöneltti: " Acaba, İzmir Belediyesi'ne ya da Kamu İhale Kurulu'na yönelik operasyonların benzerlerinin iktidarı da vurabileceği endişesi mi yaşanıyor?"

İşte Ilıcak'ın dikkat çeken analizi:

CMK'dan TMK'ya devir

Ceza Muhakemesi Kanunu'nun (CMK) 250, 251 ve 252'nci maddeleri, soruşturma ve kovuşturma safhasında savcı ve hâkimlerin özel yetkilerini düzenliyordu. Bunlardan bazıları kaldırıldı, bazıları Terörle Mücadele Kanunu'nun (TMK) 10'uncu maddesine taşındı. Terör örgütü kuran, yöneten, üyesi olanlarla, devletin birliği ve ülke bütünlüğü aleyhine işlenen suçlar ve darbe teşebbüsleri konusunda, özel durum korunuyor. Bu gibi davalara bakmak üzere, bölge ağır ceza mahkemeleri kuruluyor. Cumhuriyet savcıları, yukarıda sıralanan fiillerle ilgili, izin almadan, doğrudan soruşturmaya başlayabilecek. Arama, el koyma, yakalama, gözaltına alma, tutuklama ve iletişimin tesbiti gibi koruma tedbirlerine ilişkin kararları, davanın görüldüğü bölge mahkemeleri değil, sadece bu işlere bakmak üzere görevlendirilen hâkimler verecek. İtirazlar da, yine bu amaçla görevlendirilen diğer hâkimler tarafından karara bağlanacak.

Örgüt faaliyeti çerçevesi içinde işlenen uyuşturucu madde imal ve ticareti suçu ile haksız ekonomik çıkar sağlamak amacıyla kurulmuş bir örgütün faaliyeti çerçevesinde cebir ve tehdit uygulanarak işlenen suçlarda da, bölge ağır ceza mahkemeleri yetkili olmakla birlikte, ön izin şartı geri geliyor. Daha yalın bir ifadeyle, kamu ihalesine fesat karıştıran, belediyede örgütlenerek yolsuzluk yapan ya da uyuşturucu imalatı ve ticaretiyle ilgilenen örgüt üyeleri açısından, amirden izin almak gerekiyor.

Bunun yanı sıra, telekomünikasyon yoluyla yapılan iletişimin denetlenmesi (iletişimin tesbiti, dinlenmesi ve kayda alınması), gizli soruşturmacı görevlendirilmesi, teknik araçlarla izleme gibi yöntemler, sadece çıkar amaçlı suç örgütlerine uygulanmayacak. Yani, yolsuzluğa bulaştığı duyumu alınan kamu personelinin, ne telefonu dinlenebilecek, ne de teknik takibi yapılacak..

Cemaat

Bazı yorumlara kulak veriyorum... Yeni düzenlemenin Cemaat'le bir pazarlığın neticesinde gerçekleştiğini ileri sürenler var. Oysa baştan beri, terör örgütü üyeleri ya da darbecilerin yargılanmasında hükümet bir sıkıntı yaşamıyor. Dolayısıyla, o düzen aynen kaldı. Mesele, çıkar amaçlı suç örgütleriyle ilgiliydi. Ona da, istisna getirildi. Hem ön izin şart koşuldu; hem teknik takip yapılamayacak. Cemaat'in bu işte bir parmağı olabilir mi? Zaman ya da Samanyolu'ndaki gazeteciler de, damdan düşercesine getirilen bu yeni düzenlemeye karşı çıkarken, Fethullah Gülen'in sesine değil, sağduyularına kulak veriyor olamazlar mı?

Haberleşme

Terörle Mücadele Yasası'nın 10'uncu maddesinin (e) bendinde, Savunma'nın, terör örgütü mensuplarının örgütsel amaçlı haberleşmelerine aracılık ettiğine ilişkin bulgu veya belge elde edilmesi halinde, Cumhuriyet savcısının istemi ve hâkim kararıyla bir görevlinin görüşmede hazır bulunacağı, terör üyesi mensuplarının avukatlarına verdiği belgelerin hâkim tarafından incelenebileceği, hususu yer alıyordu. Bu hüküm kaldırıldı.

Bu durumda, terör örgütü üyeleri, avukatları kanalıyla diğer örgüt mensuplarıyla rahatça haberleşebilecek. Bunun sebebini anlamış değilim.

Neden bu acele?

Mevcut davalar aynen devam ettiğine ve kurulacak bölge mahkemeleri de, bir kısım özel yetkilere sahip olacağına göre, aceleyle, Özel Yetkili Mahkemelerin kaldırılmasına ilişkin önergenin, 3. Yargı Paketi'nin içine konulmasının ne anlamı vardı? Demokratikleşme adımları sayesinde, Ergenekon, Balyoz ve KCK'dan yargılananlar rahat nefes alacak deseniz, o da değil. Zaten söz konusu davalarda, gözaltı süresi, ifadelerin ve delillerin iddianame kabul edilene kadar paylaşılmaması gibi konular çoktan aşıldı. O zaman, bir soru akla geliyor: Acaba, İzmir Belediyesi'ne ya da Kamu İhale Kurulu'na yönelik operasyonların benzerlerinin iktidarı da vurabileceği endişesi mi yaşanıyor?

YORUMLAR
YORUM YAZ
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Önceki ve Sonraki Haberler
Bunlar da İlginizi Çekebilir