KKTC Dışişleri Bakanı Hüseyin Özgürgün, Kıbrıs sorununa kalıcı çözüm bulunması için müzakerelerin sonuç odaklı olması ve kesin takvim içermesi gerektiğini söyledi. Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Dışişleri Komisyonu’nda konuşan Özgürgün, Kıbrıs konusundaki siyasi gelişmelerle ilgili güncel bilgiler verdi.
Ankara’da bulunan Dışişleri Bakanı Özgürgün konuşmasında, 2004 yılında gerçekleştirilen eş zamanlı referandumlarda, BM Genel Sekreteri’nin kapsamlı çözüm planının Rum tarafın tarafından ezici çoğunlukla reddedilmesinin beklenenin aksine Kıbrıs sorununda bir dönüm noktası olmadığını ifade etti.
Özgürgün, Şubat ayında yapılacak Rum başkanlık seçimlerinde seçilmesi muhtemel Nikos Anastasiadis’in sürece yeni ivme kazandırmasını beklemenin ironiden ibaret olduğunu kaydetti.
Özgürgün, yeni dönemde müzakerelerin başarılı olması için takvim çerçevesinde ve çok taraflı bir toplantıdan çıkacak anlaşmanın referanduma sunulması hedefiyle yürütülmesini istediklerini söyledi.
“FİİLİ DURUM RUM TARAFININ KATILAŞMASINA HİZMET ETTİ”
Uluslararası camianın ilk şokun etkisiyle tabiri caizse Rum liderliğini yerden yere vurduğunu söyleyen Özgürgün, ancak ilerleyen dönemde ortaya çıkan durumun, Rum tarafının uzlaşmaz tutumunu katılaştırmasına hizmet ettiğini belirtti. KKTC Dışişleri Bakanı; “Rum tarafının gayri yasal ve tek taraflı AB üyeliği gerçekleşmiş, ve Kıbrıs Türk tarafı üzerindeki haksız kısıtlama ve izolasyonların kaldırılması yönündeki adımlar, Güney Kıbrıs Rum yönetimi engeline takılarak sonuç vermemiştir. Kıbrıs sorununun çözümüne yönelik müzakerelerin canlandırılması yönündeki çabalar ise, ancak dört yıl aradan sonra, Kıbrıs Türk tarafının ısrarlı girişimleri sonucunda amacına ulaşmıştır.” dedi
Müzakerelerde tıkanıklığa sebep olan konulara da değinen Özgürgün, “Kıbrıs Türk tarafının özellikle yürütmenin seçimi ve egemenlik konularında gündeme getirdiği alternatif öneriler Rum tarafınca gereken iyi niyetle değerlendirilmemiş ve nihayetinde sonuçsuz kalmıştır.” dedi.
“ANA HEDEF AB DÖNEM BAŞKANLIĞI ÖNCESİ KAPSAMLI ÇÖZÜMDÜ”
Garantiler konusunun, doğası gereği, sürecin sonunda garantör ülkelerin de katılacağı çok taraflı bir toplantıda ele alınmasının öngörüldüğünü ifade eden Bakan Özgürgün, açıkça ifade edilmese de müzakere sürecinin ana hedefinin; Rum Yönetimi’nin AB dönem başkanlığı öncesinde kapsamlı bir çözüme ulaşmak olduğunu dile getirdi.
PETROL VE DOĞALGAZ GERGİNLİĞİ
Dışişleri Bakanı Hüseyin Özgürgün, tüm bu olumsuz gelişmelerle birlikte, Güney Kıbrıs Rum yönetiminin tek taraflı yürüttüğü petrol ve doğalgaz arama faaliyetlerinin yarattığı gergin ortamın da devam ettiğini ifade etti. Özgürgün, 2011’de aramalara hız veren Rum yönetimine karşı, Kıbrıs Türk tarafının da aynı şekilde anavatan Türkiye ile konuyla ilgili gerekli adımları attığını kaydetti.
İZOLASYONLAR
Hüseyin Özgürgün, TBMM Dışişleri Komisyonu’nda yaptığı konuşmada, Kıbrıs Türk halkına uygulanan izolasyonlar konusundaki gelişmelere de değindi. 2004 referandumunun ardından uluslararası camianın izolasyonların kaldırılmasına yönelik girişimlerinin sonuç vermediğini kaydeden Özgürgün, “Avrupa Birliği Konseyi’nin mali yardım tüzüğü ile doğrudan ticaret tüzüğü ve dönemin BM Genel Sekreteri Kofi Annan’ın 28 Mayıs 2004 tarihli raporunda Kıbrıslı Türklere uygulanan izolasyonun sona erdirilmesi çağrısı gibi adımlar Rum tarafının engellemeleri karşısında etkisiz kalmıştır” diye konuştu.
AB Komisyonu’nun Mali Yardım Tüzüğü’nün iki yıl askıda kaldıktan sonra Doğrudan Ticaret Tüzüğü’nden ayrılarak onaylandığını hatırlatan Özgürgün, Doğrudan Ticaret Tüzüğü’nün ise Rum tarafının engellemeleri sonucu hala onaylanamadığına işaret etti.
“Bu şartlar altında Mali Yardım Tüzüğü izolasyonların kaldırılması anlamında herhangi bir amaca hizmet etmemiştir” diyen Özgürgün, 2004 sonrası AB bağlamında en önemli kazanımın, 2 Kıbrıslı Türk parlamenterin AKPM çalışmalarına oy hakkı dışında tüm haklarla katılması olduğunu, bu iki üyeden birinin de kendisi olduğunu söyledi.
Bakan Özgürgün, İslam İşbirliği Teşkilatı’nın izolasyonun kaldırılması yönünde aldığı kararların daha etkin bir şekilde uygulandığını; teşkilatın kurumları ve üye ülkelerle temas ve ilişkilerinin ilerletildiğini söyledi. Birçok etkinliğe katıldıklarını ve ev sahipliği yaptıklarını ifade eden Özgürgün, 2013’te de benzer etkinliklerin planlandığını anlattı.
EN ÖNEMLİ ADIM EİT GÖZLEMCİ ÜYELİĞİ
Bakan Hüseyin Özgürgün, Kıbrıs Türk halkının son dönemde attığı en önemli adımların başında, 16 Ekim 2012’de Bakü’deki Ekonomik İşbirliği Teşkilatı 12. Zirve Toplantısı’nda KKTC’nin, teşkilata gözlemci üye olarak kabul edilmesi olduğunu vurguladı.
Dışişleri Bakanı Hüseyin Özgürgün, 1993’ten beri teknik toplantılarına katıldıkları örgüte gözlemci üye olmalarının, üye ülkelerle ilişkilerin geliştirilmesi, karşılıklı işbirliği ve teşkilat nezdinde seslerinin daha güçlü duyulmasına katkı sağlayacağına inandıklarını dile getirdi.
"2013’TE EİT ÜNİVERSİTELERARASI SPOR TURNUVASI KKTC’DE"
Bu bağlamda, 2013’te Türkiye’nin koordinatörlüğünde KKTC’de düzenlenmesi öngörülen “EİT Üye Ülkeleri Üniversitelerarası Spor Turnuvası” etkinliğinin önem taşıdığı vurgulayan Özgürgün, olumsuz gelişmeler de yaşandığını; en çarpıcı örneğin de Fenerbahçe ile AEL Limasol takımının UEFA Avrupa Ligi kapsamında Güney Lekoşa’da maç yapması olduğunu söyledi.
“SU PROJESİ BAĞLARI PEKİŞTİRDİ, RUMLARA MESAJ VERDİ”
Bu bağlamda, Ekim ayında temelleri atılan Türkiye’den KKTC’ye su taşınması projesinin iki ülke arasındaki bağları pekiştirdiğini ve Kıbrıslı Rumlara da önemli mesaj verdiğini kaydeden Bakan Özgürgün, “Ekonomik sıkıntılarla boğuşmakta olan Kıbrıs Rum Yönetimi’nin barışçıl bir çözümün faydalarını görmesinin zamanı gelmiştir.” dedi. CİHAN
Kaynak:
