Başbakan Erdoğan'ın istediği Başkanlık Sistemine partisi içinde de muhalif sesler yükselmeye başladı. Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, parlamenter sistemden yana olduğunu söyledi.
Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, parlamenter sistemden yana olduğunu yineledi. AKP’li vekil Haluk Özdalga ise Başkanlığın Türkiye’ye uygun olmadığını dile getirdi.
ARINÇ: PARLAMENTER DEMOKRATİK SİSTEMDEN YANAYIM
Taraf'ın haberine göre; Anayasa çalışmalarının önündeki en temel engel olarak gösterilen AKP’nin Başkanlık Sistemi ısrarına, parti içinden muhalif sesler yükseliyor. AKP’li Haluk Özdalga’nın ardından Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç da “Ben parlamenter demokratik sistemden yanayım” dedi.
Arınç, önceki gece TRT ’de gündeme ilişkin soruları yanıtladı. Arınç, Başkanlık Sistemi hakkındaki tartışmaların hatırlatılıp “Konu olmazsa olmazınız mı” denmesi üzerine muhalefetin başkanlık sistemini anayasa yaptırmamak için koz olarak kullandığını söyledi.
Arınç, sözlerine şöyle devam etti: “Önce ‘tartışalım’ demekle başladım ben. Tartışalım hatta sonunda beni de ikna ederseniz, bu benim için ayet-i kerime değil ben de sizinle düşünebilirim’ dedim. Tartışmaya razı değillerdi, hâlâ da tartışmaya razı değiller. Uzlaşma komisyonunda bile muhalefet partileri başkanlık sisteminin artılarını, eksilerini tartışmıyor. Dolayısıyla ben parlamenter sistemden yanayım ama başkanlığın, yarı başkanlığın da Türkiye’de, bir ülkenin daha iyi yönetilebilmesine yol açacak bir sistem olarak görülüyorsa bunu da hemen kabul ederim.”
"ŞİKE KONUSUNDA YALNIZ KALDIM"
Sporda yaşanan şiddet olaylarına ilişkin değerlendirmelerde de bulunan Arınç, “Üzüldüğüm bir nokta var, geçtiğimiz yıl sporda şiddet ve düzensizliğin önlenmesi ile ilgili bir kanun, ama halk arasında ‘şike’ ismini takmışlardı. Aslında şike başlıklı bir kanun yok bizde. Bu değiştirildi, ben bu değiştirilmeye de karşı çıktım ama Meclis’te yapayalnız kaldım” diye konuştu.
Arınç, şöyle devam etti: “Dört parti birleşti kanunu çıkardı, ‘Vardır Meclis’in bir bildiği’ dedik. Oradaki cezaların dörtte birine indirilmesi karşısında cezalar caydırıcı vasfını kaybetti. Bunun eğitimle ilgisi var, taraftar kitlesiyle, spor yazarlarıyla ve sporcuların bizzat kendileriyle ilgili nokta var. Bence bunları şiddetle reddetmek, belki çok ağır cezalarla futbol hayatına son verecek noktaya getirmemiz lazım. Ama maalesef taraftarların bir kesimi ile spor yazarlarının bir kesimi ve kulüp başkanları bu kötü örneklere etkileyici cezalar vermek yerine affedici veya yaptıkları yanlışlıkları daha küçültücü birtakım tedbirler alıyor.”
GÜLEN'İN "EMİRLERİNİ" İSTEDİ!
Amerika ziyareti sırasında yaptığı Fetullah Gülen ziyareti hakkında da konuşan Bülent Arınç, Fethullah Gülen ile hükümet arasında bir ayrılık olmadığının altını çizdi. “Daha başarılı olmamızı, daha çok temkinli ve dikkatli olmamızı, hem çevremizdeki, bölgemizdeki olaylarda hem dünya politikasında hem de bazı konularda hassasiyet göstermemizi istiyor” diyen Arınç, görüşme öncesinde Başbakan Erdoğan’ın da selamlarını, sevgilerini, iyi dileklerini gönderdiğini belirterek, ‘Bizden bir emirleri olur mu bir tavsiyeleri olur mu? Onu da öğren’ dediğini söyledi.
“Hükümet, bütçesini çıkaramayabilir”
AKP Ankara Milletvekili Haluk Özdalga da, haftaiçi Zaman gazetesinde yayımlanan yazısında, Başkanlık’ın Türkiye’ye uygun olmadığını belirtmişti. Özdalga, yazısında şu ifadeleri kullanmıştı: “Başkanlık Sistemi’ni savunanların çoğu, o sisteme geçilirse kuvvetler ayrılığı sanki kendiliğinden ortaya çıkıverecekmiş gibi ifadeler kullanıyor. Arabayı atların önüne koşuyorlar. Evet, başkanlık sistemi için yürütme ve yasama arasında sert bir kuvvetler ayrılığı gerekli; ancak bu durum başkanlık sisteminin tercih edilmesinden çok, o ülkedeki siyasi partilerin yapısı ve işleyişinin bir sonucu. Başkanlık sistemini önerenlerin, o sistemin iyi işlediği ülkelerdeki (mesela Amerika) ve ülkemizdeki partilerin özelliklerini hemen hiç hesaba katmaması veya üçüncü, dördüncü dereceden tali bir konu gibi ele alması ciddi bir eksik. Halbuki bu husus başkanlık sisteminin başarısını belirleyen ana unsurlardan biri (...) İhtiyaç duyduğu kanunları, hatta bütçesini bile çıkaramayan, yönetemeyen bir hükümetle karşı karşıya kalmamız işten bile değil!"