Ankara Barosu Çocuk Hakları Merkezi Başkanı Avukat Şahin Antakyalıoğlu, Pozantı Cezaevi'ndeki iddialara ilişkin “Çocuğun yüksek yararı ve özgürlüğünden yoksun bırakmanın son çare olduğu ilkesi dikkate alınarak çocukların cezaevi değişikliği yerine derhal tahliye edilmesi gerekir” dedi. Antakyalıoğlu, Ankara Barosu'ndan bir gurup avukatla Sincan'daki Ankara Ceza İnfaz Kurumu Kampüsü önünde basın açıklaması yaptı. Pozantı'da çocukların yaşadığı iddia edilen cinsel istismara varıncaya kadar insanlık dışı olaylarla ilgili Ankara Barosu Çocuk Hakları Merkezi olarak tüm sürecin takipçisi olacaklarını bildiren Antakyalıoğlu, 2006 yılından bugüne kadar hem adi suçlardan hem de Terörle Mücadele Kanunu kapsamındaki suçlardan dolayı gözaltına alınan, tutuklanan ya da mahkum çocukların, şiddet, kötü muamele, her türlü psikolojik, cinsel istismar ve özellikle cinsel istismar gibi hak ihlallerinin mağduru olduğunu söyledi.
Antakyalıoğlu, şunları kaydetti:
“Çocuğun yüksek yararı ve özgürlüğünden yoksun bırakmanın son çare olduğu ilkesi dikkate alınarak çocukların cezaevi değişikliği yerine derhal tahliye edilmesi gerekir. Pozantı'da yaşananlar, sadece fiziki koşullar ile sınırlandırılabilecek bir konu değildir. Fiziki koşullar ileri sürülerek kapasitesi hemen hemen dolu olan Sincan'a getirilmesi, yeni sorunlara yol açacaktır. Çocukların zaten yoksul ve yoksun olan aileleri görüşe gelemeyecek, çocuklar aileleriyle görüşemeyecektir.”
Pozantı M Tipi Ceza İnfaz Kurumları'nda yaşanan olaylarda sorumluluğu olanların derhal belirlenip cezalandırılması gerektiğini ifade eden Antakyalıoğlu, “Türkiye bir an önce evrensel standartlara uygun, çocuğa özgü bir ceza adaleti sistemi oluşturmalıdır. Bu olayı bizzat yaşayan ya da tanık olan bütün çocuklara psikolojik destek sağlanmalıdır” şeklinde konuştu.
BDP’DEN “POZANTI” RAPORU
Öte yandan BDP Mersin Milletvekili Ertuğrul Kürkçü, Pozantı Çocuk Kapalı Ceza İnfaz Kurumu ile ilgili iddialara ilişkin incelemelerde bulunarak bir rapor hazırladı. Kürkçü, çocuklara zulüm uygulayan ve tecavüz eden, bu zulme göz yuman kamu görevlileri ile diğer hükümlüler hakkında çocukların beyanı asıl kabul edilerek derhal adli ve idari soruşturma başlatılmasını istedi. TBMM’de basın toplantısı düzenleyen BDP Mersin Milletvekili Ertuğrul Kürkçü, Pozantı Çocuk Kapalı Ceza İnfaz Kurumu ile ilgili iddialara ilişkin hazırladığı rapor hakkında bilgi verdi.
28 Şubat- 3 Mart tarihleri arasında Mersin ve Pozantı’da yaptığı çalışmaları rapora dönüştüren Kürkçü, “Pozantı Çocuk Kapalı Ceza İnfaz Kurumu yetkililerinin verdiği bilgiye göre cezaevinde kalan çocukların yüzde 80’i, kurumdaki şiddeti ifşa eden çocukların da istisnasız hepsi Kürt’tür” dedi. Kürkçü’nün Pozantı Raporu’nda, şu ifadeler yer aldı:
“Çocukların ‘kanunla ihtilaf’ sürecinde kendilerine uygulandığını söyledikleri ihlaller arasında en çok sözü edilenler şunlar:
Polis, asker ve gardiyanlarca yumruk, tekme, tokat, sert cisimler, telsiz, sopa, cop, paspas, demir çubuk ile dövülmek. Irza geçme, taciz. Polis, asker ve gardiyanlarca Kürt oldukları için hakarete uğramak, aşağılanmak, soyularak soğukta bekletilmek.”
Raporda, TMY kapsamında ve TCK kapsamında tutulan çocukların tutuklu yargılanması için elle tutulur hiçbir gerekçe olmadığı belirtilerek, “Çocuklar derhal serbest bırakılarak evlerine geri gönderilmelidir” denildi. Raporda yer alan diğer öneriler şöyle sıralandı:
“Hükümlü ya da hükmen tutuklu çocuklar eğitim ve rehabilitasyon sağlayacak kurumlara hızla nakledilerek cezalarını aileleriyle yakın ilişki içinde tamamlamaları sağlanmalıdır.
Çocuklara zulüm uygulayan ve tecavüz eden, bu zulme göz yuman kamu görevlileri ile diğer hükümlüler hakkında çocukların beyanı asıl kabul edilerek derhal adli ve idari soruşturma başlatılmalı, başlatılan soruşturmalar acilen sonuçlandırılmalı ve sorumlular cezalandırılmalıdır. Çocuklar için sürekli bir kaygı kaynağı ve nefret nesnesi halini almış olan bir çevik kuvvet harekat merkezi gibi kullanılan Mersin, Akdeniz ilçesindeki Siteler Polis Karakolu kapatılarak başka bir yere taşınmalı ve karakol çocukların hizmetindeki bir kamu mekanına dönüştürülmelidir.”
Kürkçü, basın toplantısında, “Adalet Bakanlığı üzerindeki baskımızı sürdüreceğiz. Eğer bu koşullar yerine gelmezse Adalet Bakanı’nı istifaya çağırmakta elbette olacak” dedi.