Sağlık Bakanı Recep Akdağ, bir dizi ziyaret ve incelemelerde bulunmak üzere Muğla'ya geldi. Muğla Valisi Fatih Şahin'i makamında ziyaret eden Bakan Akdağ, sağlık alanında ve ülke gündemiyle ilgili açıklamalarda bulundu.
Dünya Sağlık Örgütü başta olmak üzere uluslararası örgütlerin Türkiye'nin sağlıkta dönüşüm programıyla çok ciddi mesafeler aldığını anlatan Bakan Recep Akdağ, "Türkiye, her geçen gün sağlık dönüşümünde, sağlık reformunda model ülke olma yolunda özelliğini biraz daha belirginleştiriyor. Bütün bunları bir ahlâki zemin üzerine bina ettik. Sağlık herkesin hakkıdır, herkes bu hakka kavuşmalıdır. Bir sosyal devlet, bütün vatandaşlarına sağlık hizmetini eriştirmelidir. Vatandaşlar sağlık hizmetine hem kolay erişebilmelidirler, hem eriştikleri yerde parasal anlamda bir sıkıntı çekmeden bu hizmeti alabilmelidirler, hem de bu hizmet kaliteli olmalıdır." diye konuştu.
"HİÇ KİMSE HİZMETLER KARŞILIĞINDA BİR SENET İMZALATAMAZ VATANDAŞA"
Bakan Akdağ, ambulansların son derece modern ve dünyanın en gelişmiş ülkelerinin standartlarında olduğunu belirterek, "Ama bir vatandaşı ambulansa koymak yetmez tabii. Acil olarak bir hastaneye götürüldüğünde ondan para pul istenmeden hizmetlerinin verilmesi lazım. Bugün bunu da başarmış durumdayız. Vatandaşlarımız bu haklarından emin olsunlar. Bir özel hastaneye acil durumda götürmüş bile olsa hastamız, bundan kimse para talep edemez. Eğer ediliyorsa kural ihlali yapılıyor demektir. Vatandaşımız böyle durumlarda kendini mağdur görmesin. Hiç kimse bu hizmetler karşılığında bir senet imzalatamaz vatandaşa, söylediğim acil durumda para ver de tedavi edeyim diyemez." ifadelerini kullandı.
"22 GÜNDÜR DANIŞTAY'A SAVUNMAMIZI VERDİK, CEVAP BEKLİYORUZ, SES ÇIKMIYOR"
"Sağlık Bakanlığı olarak çıkarttığımız tam gün yasasının başına gelenler pişmemiş tavuğun başına gelmiştir" diyen Bakan Akdağ, ana muhalefet eski lideri Deniz Baykal'ın talimatıyla ve yeni genel başkan Kılıçdaroğlu'nun imzasıyla, bu maddenin Anaya Mahkemesi'ne götürüldüğünü söyledi. Bakan Akdağ, şöyle konuştu:
"Anayasa Mahkemesi, kanunun dört hükmünü iptal etti. Bunun üzerine tabip örgütü gerekçelerini de belli etmeden iptal etti. Anayasaya aykırı bu aslında. Maalesef Türkiye'de ben yaptım oldu zihniyetine kadar gelip, dayanmış bir hukuk anlayışı olduğu için bazı hukuk kurumlarında böyle sıkıntıları yaşıyoruz. Gerekçe de belli değil. Eylül'de mi, Ekim'de mi belli olur göreceğiz? Bunun üzerine tabip örgütün Danıştay'a giderek bizim internette koyduğumuz basın açıklamasını bahane ederek yürütmeyi durdurma istedi. 24 saat içerisinde Danıştay'ın ilgili dairesi jet hızıyla yürütmeyi durdurma kararı verdi. Bu da müthiş bir hukuk yanlışıydı, hukuk garabetiydi. Ama asıl olan 22 gündür Danıştay'a savunmamızı verdik ve cevap bekliyoruz. Hiç ses çıkmıyor. 24 saat içerisinde tuzu kuru bir takım doktorların önce Anayasa Mahkemesi'nde lobi çalışmaları, daha sonra Danıştay üzerinde lobi çalışmaları böyle bir sonuca yol açtı. Açıp bize de cevap versenize. Biz vatandaşın işini yapmaya çalışıyoruz. Hayır cevap yok. Ne zaman geleceği de meçhul!"
"HİÇBİR CUMHURİYET HÜKÜMETLERİ PKK'YLA İŞBİRLİĞİ YAPMAMIŞTIR"
Akdağ, 12 Eylülde yapılacak olan referandumun çok önemli olduğunu belirterek, "Referandum oylaması bir hüküm getiriyor. Mahkemeler, idare mahkemeleri, Danıştay ve diğer mahkemeler yerindelik kararı veremezler. Bu hüküm geliyor Anayasa geliyor. Bu Anayasa değişikliğinde bu şekilde yerindelik kararı veremeyecektir yüksek yargı. Kimse yüksek yargıyı tanımıyor ki sağlıkla ilgili bir sıkıntı çekilirse bunun hesabını iktidardaki siyasi partiye, onun bakanına kesilir. Hangi mahkeme üyesine bundan dolayı şeffaflık ve yerindelik, hesap sorulabilirlik sadedinde bir hesap sorabiliyor. Ülkede böyle bir hukuk yapısı yok ki. Neyin hayırlı olup neyin olmadığına, vatandaş için neyin yararlı olup neyin yararlı olmadığına muhakkak seçilmişler karar vermelidir. Çünkü seçilmişler bir hata yaparsa vatandaşlar onu değiştirir. Anayasayı değiştirirken yapacağımız en önemli iş bu olacaktır." şeklinde konuştu.
Türkiye Cumhuriyeti'nin, PKK ile işbirliği yaptığını söyleyerek işi ileri götürüp densizlik yapanların olduğunu kaydeden Bakan Akdağ, şöyle devam etti: "Hiçbir Cumhuriyet hükümetleri PKK'yla işbirliği yapmamıştır. Bundan sonra ne bizim hükümetimiz ne de bir başka hükümet PKK'yla işbirliği yapar. Böyle bir şey bu ülkede olmayacaktır. Birilerini iftira etmekten, kara çalmaktan, çamur atmaktan vazgeçmelidirler. Bunun hiç kimseye yararı yok. Bunun ülkeye yararı yok. Bunlar ister istemez gerginlik oluşturuyor. Bir terör örgütüne karşı bütün gücünü silahlı kuvvetleriyle beraber harcayan bir devlet yönetiminin bir hükümete bu şekilde iftiralar atıldığı zaman bunları kaldıramıyoruz. Bunu yapan liderlere Muğla'dan sesleniyorum. Yanlış yapıyorlar. Lütfen bu iftiralarından vazgeçsinler, bunun bir yararı yok. İnsanlar buna inanmıyorlar. Böyle bir şeyin olması imkânsızdır. Dağdaki terörist bir şeyler söylemiş, teröriste mi inanacağız? O teröristin bunu taktik amacıyla söylediğini anlayamayacak kadar da siyasi ferasetten bu liderler mahrumdur."