Hakkari'nin Çukurca ilçesinde 1 Eylül 2006 tarihinde şehit düşen oğlu Asteğmen Zeki Burak Okay için 'Vatan sağolsun' demeyeceğim' çıkışıyla dikkat çeken Sezai Okay, oğlunun mezarı başında mevlid-i şerif okuttu. Sezai Okay ve ailesi, oğlunun ölüm yıldönümünde gazeteye verdikleri ilanda mevlit daveti yaparak haklarını ölünceye kadar ve öldükten sonra da helal etmeyecekleri kişileri sıraladılar.
Şehit asteğmenin babası Sezai ve annesi Neriman Okay, Bursa'da yayın yapan yerel gazetelere oğullarının ölüm yıldönümünde bir "mevlit" ilanı verdi. Acılı anne-baba, yakınlarını bugünkü mevlide davet ettikleri ilanda şu ifadelere yer verdi: "Hakkımızı Helal etmiyoruz. 1 Eylül 2006 tarihinde Hakkari Çukurca- Köprülü Sınır Taburu'nda Asteğmen olarak görevli iken Susuz üst bölgesinde takımı ile gece nöbeti sırasında PKK'nın hain saldırısı sonucu Şehit düşen biricik oğlumuz, yavrumuz, kuzumuz Zeki Burak Okay'ı kaybetmiştik. Ölümünün ardından da şunları söylemiştik (Hakkımızı helal etmediklerimiz: 1-Ülkemizi bölüp parçalamaya çalışanlar. 2-Şehit kanları ile sulanan bu vatan topraklarını ona buna satanlar. 3-Yetim hakkı yiyenler. 4-Sudan sebeplen çocuklarını askere göndermeyenler. Ölünceye kadar ve öldükten sonra da helal etmeyeceğiz."
Şehit Asteğmen Zeki Burak Okay bugün Pınarbaşı Şehitliği'ndeki kabri başında törenle anıldı. Anne Neriman Okay'ın 'dayanamam' diye gelemediği törene, babası Sezai Okay ile akrabası ve arkadaşları katıldı. Şehit Babası Sezai Okay, "Son günlerde 'Kürt açılımı' daha sonra 'Demokratik açılım' ile en sonunda 'Milli birlik açılımı' adında açılım öne sürüyorlar. Bu, çocuğumuzun yediği kurşun gibi ağır geldi. Hepimize kurşun atıyorlar. Madem birlik olacaktık neden bizim çocuklarımız öldü. Kolu ve bacağı koptu. Çocuğumu o zaman geri istiyorum. Kürt, Çerkez ve Arnavut hep beraber yaşamıyor muyuz? Kürt sorunu değil PKK sorunu var. Şehit aileleri olarak 'Kürt açılımına' karşıyız. Biz, 'Hakkımızı helal etmiyoruz' demiştik. Vatanı bölmeye çalışanlar, sudan sebeple çocuğunu askere göndermeyenlere bunu tekrar söylüyoruz." dedi.
Anma töreni sonunda Sezai Okay, şehitlikten ayrılırken kendisini cep telefonu ile arayan ve ismini açıklamak istemediği paşaya, "Bugün Dünya Barış Günü. Oğlumu da böyle bir günde şehit düşürdüler. Burada yaptığım konuşmada aklınızdan geçen tüm duyguları sivil olarak dile getirdim. Ülke çocuklarımız için bağırıp çağırdım. Atatürk olsaydı böyle olmazdı." cevabını verdi.
Hakkari'nin Çukurca İlçesi'nde Köprülü Jandarma Tabur Komutanlığı'nda 1 Eylül 2006'da terör örgütünce yapılan saldırıda şehit düşen Asteğmen Zeki Burak Okay'ın ailesi, acı olayı unutamıyor. Bahçeşehir Üniversitesi'nde Bilgisayar Mühendisliği'ni bitiren ve askere gitmeden 5 ay önce nişanlanan Burak'ın şehit düştüğü haberi Balıkesir'in Altınoluk ilçesinde tatilde olan anne ve babasına, "Evinize hırsız girdi. Hemen gelin" diyerek verilmişti. Olayı öğrenince sinir krizi geçiren anne Neriman Okay, "Oğlumuzu neidüğü belirsiz savaş denilen bir olayın içine soktular. O şehit olmadı. Vatan sağ olsun demeyeceğiz." diyerek dile getirmişti. Neriman Okay, cenaze töreninde de "Oğlumu bisiklete bindirmedim ben, kaza yapıp, ölür diye. Devlet okullarında okutmadım, döverler diye. Ben oğlumu askere gönderdim. Ben onu öldürün diye mi verdim? Ben oğlumu ölmesi için askere göndermedim. Artık bunun hesabı sorulsun." demişti.
Şehit asteğmenin babası Sezai ve annesi Neriman Okay, Bursa'da yayın yapan yerel gazetelere oğullarının ölüm yıldönümünde bir "mevlit" ilanı verdi. Acılı anne-baba, yakınlarını bugünkü mevlide davet ettikleri ilanda şu ifadelere yer verdi: "Hakkımızı Helal etmiyoruz. 1 Eylül 2006 tarihinde Hakkari Çukurca- Köprülü Sınır Taburu'nda Asteğmen olarak görevli iken Susuz üst bölgesinde takımı ile gece nöbeti sırasında PKK'nın hain saldırısı sonucu Şehit düşen biricik oğlumuz, yavrumuz, kuzumuz Zeki Burak Okay'ı kaybetmiştik. Ölümünün ardından da şunları söylemiştik (Hakkımızı helal etmediklerimiz: 1-Ülkemizi bölüp parçalamaya çalışanlar. 2-Şehit kanları ile sulanan bu vatan topraklarını ona buna satanlar. 3-Yetim hakkı yiyenler. 4-Sudan sebeplen çocuklarını askere göndermeyenler. Ölünceye kadar ve öldükten sonra da helal etmeyeceğiz."
Şehit Asteğmen Zeki Burak Okay bugün Pınarbaşı Şehitliği'ndeki kabri başında törenle anıldı. Anne Neriman Okay'ın 'dayanamam' diye gelemediği törene, babası Sezai Okay ile akrabası ve arkadaşları katıldı. Şehit Babası Sezai Okay, "Son günlerde 'Kürt açılımı' daha sonra 'Demokratik açılım' ile en sonunda 'Milli birlik açılımı' adında açılım öne sürüyorlar. Bu, çocuğumuzun yediği kurşun gibi ağır geldi. Hepimize kurşun atıyorlar. Madem birlik olacaktık neden bizim çocuklarımız öldü. Kolu ve bacağı koptu. Çocuğumu o zaman geri istiyorum. Kürt, Çerkez ve Arnavut hep beraber yaşamıyor muyuz? Kürt sorunu değil PKK sorunu var. Şehit aileleri olarak 'Kürt açılımına' karşıyız. Biz, 'Hakkımızı helal etmiyoruz' demiştik. Vatanı bölmeye çalışanlar, sudan sebeple çocuğunu askere göndermeyenlere bunu tekrar söylüyoruz." dedi.
Anma töreni sonunda Sezai Okay, şehitlikten ayrılırken kendisini cep telefonu ile arayan ve ismini açıklamak istemediği paşaya, "Bugün Dünya Barış Günü. Oğlumu da böyle bir günde şehit düşürdüler. Burada yaptığım konuşmada aklınızdan geçen tüm duyguları sivil olarak dile getirdim. Ülke çocuklarımız için bağırıp çağırdım. Atatürk olsaydı böyle olmazdı." cevabını verdi.
Hakkari'nin Çukurca İlçesi'nde Köprülü Jandarma Tabur Komutanlığı'nda 1 Eylül 2006'da terör örgütünce yapılan saldırıda şehit düşen Asteğmen Zeki Burak Okay'ın ailesi, acı olayı unutamıyor. Bahçeşehir Üniversitesi'nde Bilgisayar Mühendisliği'ni bitiren ve askere gitmeden 5 ay önce nişanlanan Burak'ın şehit düştüğü haberi Balıkesir'in Altınoluk ilçesinde tatilde olan anne ve babasına, "Evinize hırsız girdi. Hemen gelin" diyerek verilmişti. Olayı öğrenince sinir krizi geçiren anne Neriman Okay, "Oğlumuzu neidüğü belirsiz savaş denilen bir olayın içine soktular. O şehit olmadı. Vatan sağ olsun demeyeceğiz." diyerek dile getirmişti. Neriman Okay, cenaze töreninde de "Oğlumu bisiklete bindirmedim ben, kaza yapıp, ölür diye. Devlet okullarında okutmadım, döverler diye. Ben oğlumu askere gönderdim. Ben onu öldürün diye mi verdim? Ben oğlumu ölmesi için askere göndermedim. Artık bunun hesabı sorulsun." demişti.