-OKUYUCU MEKTUPLARI-

Aykut Onur KALAYCI

-HABBAS BEYE CEVAPLAR-

KİM AYIKLAYACAK BU KENELERİ?

SUÇ DUYURUSU GİBİ İHBAR MAİLİ

Değerli www.etkihaber.comokuyucuları, çok değerli yol arkadaşlarım.. Bu hafta sizlerle bana gönderilen birçok okuyucu maili arasından seçtiğim, iki vatandaşımızın yazdıklarını paylaşmak istiyorum. Birinci ileti adının Habbas Bilmez olduğunu belirten bir okuyucumdan. Dilerseniz hem Habbas Bey’in iletisini okuyalım, hem de aralara girip kendisine cevap verelim. Buyurun!

‘Sayın Aykut Bey’ diye başlıyor Habbas Bilmez mailine ve sonra da yazılarımı sıkı bir şekilde takip ettiğini belirterek şöyle devam ediyor..

Gümrük Müşavirliği şirketinde yönetici olduğunu belirten Bilmezyazılarımı okudukça hakkımda bir yanının (kalk gidelim! bu adam her şeye muhalif bir "yorgun demokrat özentisi"), diğer yanının da (halt etme otur! yok bu adam "hak ve haklıdan yana gerçek bir vatansever) dediğini belirtiyor. Vee yazmaya devam ediyor Habbas Bey; “Zannediyorum birçok kişide son zamanlarda hep alışık olduğumuz üzere "Bu adam neyin peşinde?" gibi bir soru ve tedirginliğe sebep oluyorsunuz. Bu kez bende, madem bu adam bizde tedirginlik yaratıyor e biz de onu tedirgin edelim, bakalım kendisine muhalif bir sese kulak verecek mi? diye size yazmaya karar verdim. İster okursunuz, ister okumazsınız, orası sizin bileceğiniz iş’ diyor.

“TEDİRGİN OLMANA GEREK YOK!”

CEVAP:Sevgili okurum, ilk önce şunu belirteyim. Bana gelen elektronik posta, faks ve mektupların hepsi değerlidir benim için. Hepsi alın terimin geri dönüşüdür. Gelen ihbar, mektup ve yazının içeriği insanı hiçbir somut delil olmadan karalıyorsa bu sütunda asla yer bulamaz!! Ancak kişi, şirket vs. hakkında bilgi ve belge varsa emin ol bunca yıl yazdığım gibi bundan sonra da korkmadan yazarım. Unutmadan şunu da söyleyeyim. Gelen bilgi ve belgenin de doğruluğunu mutlaka ama mutlaka teyit ettikten sonra yazarım. Mail’inde demişsin ki; birçok kişi benim hakkımda ‘Bu adam neyin peşinde?’ diyormuş. Sizde demişsiniz ki; “Bu kez bende, madem bu adam bizde tedirginlik yaratıyor, biz de onu tedirgin edelim’ Bak sevgili Habbas, değerli kardeşim. Birincisi ben yazdığım yazının altına alnımın akı gibi imzamı yetmezmiş gibi bir de pabuç gibi resmimi koyarım. Yani senin anlayacağın adımı ve soyadımı yazarım. Bize ulaşacağınız gsm numarası ile mail adreslerimizi de yazarım. Senin ki gibi örneğin adın Ahmet, Mehmet, Mustafa olduğu halde ‘HABBAS’ diye yazmam yani.. Benden tedirgin olduğunu veya olunduğunu yazmışsın. Sakın korkma! Eğer yetim hakkı yemiyorsan, kursağından haram geçmiyorsa, devleti kazıklamıyorsan ısırmam seni. Lütfen rahat ol!! Haaaa!..  alavereli dalavereli işlerin içerisindeysen eğer hele bir de bana toslarsan bir budunu alırım o zaman bilmiş olasın!..

Devam edelim kod adı HABBAS olan sevgili okuyucumuzun mailine..“Yazılarınızı okuduğumda bazılarına hak versem de, özellikle yılbaşındaki operasyon sonrasında İstanbul Gümrükleri’ndeki son derece olumlu olarak gördüğümüz değişimlere ve Usta'lık izlerine ön yargılı olarak yaklaştığınızı düşünüyorum. Bunlara somut örnek;

Son yazınızda yer alan Pendik Gümrüğü’ndeki 110 Euro’luk söylentidir. Bu şaibeli hadise ile ilgili olarak şirketimiz muhatap kalmış olsa da, bu hadiseye pabuç bırakmayıp üst makamlara ileteceğimiz yönündeki tepkimiz karşısında inanın aynı gün içerisinde kişisel olarak yorumladığımız bu olay gümrük sahasındaki diğer memurlar tarafından bastırılmış ve yapanın yanına kar kalmaksızın halledilmiş, yani bu kez; çürük elma temizleri değil, temiz elmalar çürüğü ayıklamıştır. Muhakkak ki bunda İstanbul Gümrükleri’ndeki tüm kadroların baştanbaşa değiştirilmesi sonucu, öncelikle yolsuzlukla mücadeleye kararlı hükümetimizin ataması sonucu göreve getirilen Sayın Başmüdürden kaynaklanan değişime ayak uyduran tüm Pendik Gümrük Personeli’nin "temiz toplum için tertemiz gümrük" idealine el vermeleri büyük rol oynamıştır.

Usta’ya güveniyoruz!

Biz yeni İstanbul Gümrük Başmüdürü Sayın Tevfik Usta'ya inanıyor ve güveniyoruz. Çünkü makama oturduğu ilk günden bu yana yaptığı tüm icraatları ile bu güveni hak ediyor!.. Aykut Bey siz, Sayın Usta'nın gümrüklere yeni atadığı memurlarını toplayarak, gümrüklerde hiç bir şart altında şaibe yaratabilecek bir işlem yapılmasına izin vermemelerini, gümrüklerde eskiden RUTİN olarak adlandırılan ama aslında DELİ DUMRUL vergisi denilebilecek yazılarınızda sıkça bahsi geçen ve kimsenin üstünde durmadığı, neredeyse gümrükler dendiğinde artık herkesin normal karşıladığı o "3-5 kuruşluk" para alışverişleri dahil hiç bir gayrı resmi işleme göz yummamalarını ÇEKİNMEDEN-KORKMADAN-DİKLENMEDEN AMA DİMDİK DURARAK-MÜTEVAZİ KİŞİLİĞİNE YAKIŞIR AMA HAYKIRIRCASINA dile getirdiğini biliyor musunuz? Biz biliyor ve duyuyoruz. Nereden mi? Bizatihi gümrüklere yeni atanan memurlardan!! Artık İstanbul Gümrükleri’nde hak, adalet ve mevzuat hâkim. İşte bu yüzden Usta Başmüdüre güveniyoruz.

Ha! Olmaması gerekenler hiç mi yok? hiç mi olmuyor? Elbette oluyor ve var! Ama inanıyoruz ki, kendisine zaman verildiğinde yeni Başmüdürümüz, Yardımcıları, İdari ve Memur Kadrosu ile tüm şaibelerin üstünden gelip gümrüklerimizin adını temize çıkaracaklar.

Sizin kanalınızla, Usta Başmüdüre bir de mesaj vermek isterim ki o da; uzun zamandır İstanbul Gümrükleri’nde isimleri sıkça şaibeli işlere karışmış, takip ve soruşturmalara uğramış bir kaç Gümrük Müşaviri görünümlü, gerek etnik kimliklerini kullanarak baskı ortamı yaratan, gerek kerameti kendilerinden menkul güç gösterisi meraklısı kişi ve şirketlere de, memur atamalarına gösterdiği özeni göstererek, temkinli yaklaşması ve bu kişileri takibe alarak müşavirler arasında da aynı adalet ve hakça yaklaşıma güven teşkil etmesidir. Bizler onlar gibi "Yapılamayacak işleri bitirebilen Hayat Tarzını" benimseyememiş şirketler olsak da kendi çapımızda mevzuat gereği sorumluluklarımızı yerine getirmeye çabalayan doğru kişiler olarak bu konuda da Sayın Başmüdüre güveniyoruz.

Maçlar 0-0 başlasın!

Bu müşavir görünümlü şirket ve kişileri tercih eden özellikle ithalatçılarınsa basit bir inceleme sonucu daha önce soruşturma ve cezai işleme tabi tutulmuş aynı işlem dosyalarının adı herkes tarafından malum ve en son yılbaşındaki soruşturmada dahi isimleri defalarca geçen bu bir kaç yazıhane tarafından işlemleri yapıldığında, hiç bir yazışma ve soruşturmaya tabi olmaksızın işlemlerinin tamamlanmış olduğuna rastlanacak olması elbette sürpriz olarak karşılanmamalıdır. Artık inanıyoruz ki, Usta Başmüdür tüm müşavir şirketlerini de hizaya getirecektir. Zaten bizlerin de istediği bu adalet ve eşitlik duygusudur. Yani Sayın Başmüdürden beklentimiz artık İstanbul’da gerek memur gerek müşavir kadrolarında tüm maçların "0-0 başlaması" ve galip tarafın bunu HAK Eden Olmasıdır.

Evet! Farkındayım sözü uzattım. Ama farkındasınızdır sözüm, sizin yazılarınız da belirttiğiniz olumsuz görüntülerden uzak, umut ve güven dolu. Bakalım sütunlarınızda, sizinle aynı düşünmeyen fikirlere ne kadar saygı gösterip onlara da ne kadar kulak ve söz hakkı vereceksiniz. Hep birlikte göreceğiz. Saygılarımla..

CEVAP:Habbas Bey, yazınızda İstanbul Gümrükler Başmüdürlüğü’ne atanan Tevfik Usta’yı kastederek ‘özellikle yılbaşındaki operasyon sonrasında İstanbul Gümrükleri’ndeki son derece olumlu olarak gördüğünüz değişimlere ve Usta'lık izlerine ön yargılı olarak yaklaştığınızı düşünüyorum’ demişsiniz. Sonra da bunlara somut örnek son yazımda yer alan Pendik Gümrüğü’ndeki 110 Euro’luk söylentiyi göstermişsiniz. Hatta hatta bu söylentilere kendi şirketinizin de dâhil edildiğini belirtmişsiniz. Habbas Bey, benim yazılarımı okuduğunuzu söylüyorsunuz Allah Aşkına tekrar ayrıntılı bir şekilde okuyup benim Tevfik Usta’yı yerdiğim veya önyargılı yaklaştığım yeri gösterir misiniz? Tam aksine görevine yeni başlayan Tevfik Usta’ya naçizane yol gösteren ve nasihatte bulunulan satırlar var yazılarımda.. Önyargılı yaklaşım yerine ‘Aman geçmişte böyle yapıldı. Siz sakın yapmayın’ diye iyimser yaklaşımlarım var.

İnşallah 110 Euro’dan dolayı yazmadınız!

Siz sakın bu satırları şirketinizin 110 Euro’luk söylentiye adı karıştı diye yazmayasınız.. Diyorsunuz ki, “Artık inanıyoruz ki Usta Başmüdür tüm müşavir şirketlerini de hizaya getirecektir. Zaten bizlerinde istediği bu adalet ve eşitlik duygusudur. Yani Sayın Başmüdürden beklentimiz, artık İstanbul’da gerek memur gerek müşavir kadrolarında tüm maçların "0–0 başlaması" ve galip tarafın bunu HAK eden olmasıdır” Tamam da Habbas Bey, bizim isteğimiz temennimiz başka bir şey mi? Yazılarımda böyle bir duruş ya da bunun tersi bir duruş söz konusu mu? Yapmayın Allah Aşkına. Temiz bir gümrük, çürük elmalardan arındırılmış bir gümrük, esasında hepimizinyıllardan beri özlemi. TEVFİK USTA’NIN BAŞARISI AYNI ZAMANDA DEVLETİN BAŞARISI. Sevgili Habbas Bey, sizin yazınız gibi benim yazımda uzun oldu. Adınızı bana doğru yazarsanız, size ulaşacağım numaraları belirtirseniz sevinirim. Birlikte tartışır, çözüm üretir, birlikte doğru yolu buluruz. Bu memleket hepimizin. Saygılarımla..

-İKİNCİ MAİL-

‘Sevgili etkihaber okuyucuları’ diye girmeyeceğim bu sefer söze.. Bu sefer sözüm, vatandaşının refahı ve güvenliği için gecesini gündüzüne katan polis teşkilatı üyelerine ve onların amiri konumundaki çok değerli Cumhuriyet Savcılarına..  Hani ‘sözün özü’ ya da ‘tokat gibi yazı’ ya da halk tabiriyle ‘cuk! diye oturmuş’ derler ya işte biraz sonra size aktaracağım yazı aynı bu benzetmelere uyan bir mail. Mail adeta suç duyurusunda bulunmak için yazılmış, özellikle devlet içerisine sinmiş çeteleri anlatan ve benzeri suç duyurularına örnek olabilecek bir mail. İhbarda adı geçenler doğru mudur? Bilemem ama bence mutlaka iyice bir araştırılması ve mutlaka irdelenmesi gerekir.

DEVLETE YAPIŞMIŞ KENELER..

Maili eski bir gümrük memuru almış kaleme.. Yani devlet içerisine sinmiş ve devletin kurumlarına yapışmış keneleri yazan kişi devletin içerisinden biri.. Önce selam sonrasında da Allah’tan sağlık dileyerek başlayan mail, giderek adeta gümrük binaları içerisinde neler döndüğünün göstergesi gibi.. Maili yazan kişi diyor ki; “Gümrük Memuru iken tanışıyoruz sizinle. Fakat ayrılıp gazeteci olduktan sonra görüşemedik. Bu sözlerin ardında da o acı seslenişAllah aşkına sökün şu devlete yapışmış keneleri..”

İşte O Satırlar;

Satırı satırına aynen aktarıyorum önemli olduğunu düşündüğüm o maili. İşte o satırlar:

“Sayın Kalaycı, yaklaşık 10 yıldır çektiğimi bir ALLAH bir ben bilirim. Gümrük binaları içerisinde karnesiz korsan çalışan gümrük müşavirleri ve diğerleri basit bir oluşum değildir. Bunu niye kimse anlamıyor? Bu kişiler tamamen organize oluşumlardır. Arkalarında başta dış güçler, azınlık vakıf ve dernekleri, İGMD, gümrük şirketleri, bazı gümrük memurları, adli kadrodan görevliler, bazı emniyet ve adliye köstebekleri ile bazı parti mensupları, kültür derneği adı altında folklor ve yardım dernekleri yatmaktadır. Şikâyet sahibi karneli gümrük müşavirleri, kaçak istihbarat elemanlarınca tespit edildikten sonra fişlenmekte, iş yapması engellenerek açlığa ve yoksulluğa mahkûm edilmektedir. Cep telefonu ve bilgisayarlarına casus izleme, takip etme, ortam dinleme virüsleri atılmakta; ikamet ettiği mahallede, binada, kendilerinden olan kişilerce irtibat kurularak yakın takip ve psikolojik baskı uygulanmakta; bilgi alışverişi yapılmakta; bu militanlarca gerek iş ve oturduğu bina mahallede dedikodu iftira üretilmekte; gümrüklerden kaçak yoldan çekilerek bu militanlara dağıtılan ses ve dinleme cihazları ile 24 saat kendisi ve ailesi hakkında her türlü bilgi, ses, görüntü, grup ve şeflerine aktarılmakta; oradan da dinleme veri toplama odalarında görevli memurlarınca arşivlenmektedir.

FACEBOOK’TA PROPAGANDA

Gümrük merkezli bu oluşum aynı zamanda facebook’ta k… adı altında propaganda izleme takip etme faaliyeti göstermektedirler. AHL Gümrük Müdürlüğü bunların adeta üssü konumundadır. 1/ 7 Ocak’ta AHL’ de gümrük operasyonu oluyor; Başmüdür L.E. ve bazı memurlar gözaltına alınıyor ama bu grup adliye çıkışı L.E.’ye destek gösterisi yapıyor. Bunlardan biri olan H. 3 bin 500 adet yolsuzluk beyannamesinden dolayı başmüdürlükte kızakta.. Aynı zamanda yakalanmadan önce şikâyet ettiğim L.E.’nin inceleme raporundaki yalancı şahidi.. Bu grup protesto sonrası adliye karşısı M. adlı cafede durum değerlendirmesi yapıyor.( adliyedeki polis ve çevredeki kamera kayıtlarında görüntü vardır)

 2/ 26 Ocak’ta Bakan Hayati Yazıcı şikâyetim üzerine, AHL gümrüğünü basıp karnesiz elemanların girişini engelliyor; 3/ 27 Ocak’ta bu grubun etkin isimlerinden olan Ergenekon Soruşturması sanığı M. Müşavir gibi açıklama yapıyor; kalabalık grup bakan aleyhine, başbakan ve hükümet aleyhine küfür hakaret ediyor protesto yapıyorlar.. Yine 4/ 28 Ocak’ta aynı kişiler başmüdürlük önünde yapıyorlar. İzinsiz gösteri tertip ediyor bakana hakaret ediyorlar. (Kamera kayıtları çok önemli aynı şahıslar)

Gümrük Müdürü Pabuç Bırakmadı!..

5/ 31 Ocak aynı kişiler ve dernek başkanları, AHL’ de protestoya devam ederek hükümeti ve bakanı yakıp yıkacaklarını; uygulamanın durdurulmasının gözdağını veriyor. Bir hafta sonra C. adlı kişi devreye girerek Halkalı Gümrüğü’nde karnesizleri provoke ettiriyor Allah’tan gümrük müdürü delikanlı ‘devlet size pabuç bırakmaz’ diyor da rest çekiyor. Bu gruplar hala teşkilat içerisinde varlıklarını sürdürüyor. Aykut Bey, size anlattığım bu konular titizlikle araştırılırsa sonucu hep birlikte göreceğiz. Selamlar..