AMBARGO KALKTI!

Ve Silah Ambargosunu Kaldırıldı!! AB dışişleri bakanları toplantısında, Suriyeli muhaliflere silah ambargosunun 1 Haziran'dan itibaren kaldırılması kararı alındı.

AB Dışişleri Bakanları, Suriyeli muhaliflere silah ambargosunu kaldırdı!

AB üyelerinin çoğunluğu, 31 Mayıs'ta süresi dolan Suriye'ye silah ambargosunu, muhalifler için hafifleterek uzatma taraftarı olsa da İngiltere ve Fransa'yı ikna edemedi.

Muhaliflerin silahlandırılmasından yana tavır alan Londra ve Paris'in kararlı tutumuyla ambargo 1 Haziran itibariyle kalkarken, üye ülkeler ağustos ayına kadar silah göndermeme taahhüdünde bulundu.

AB dışişleri bakanları, Suriye'ye silah sevkiyatının sadece "sivillerin korunması" amacıyla Suriyeli Muhalif ve Devrimci Güçler Milli Koalisyonu'na (SMDK) yapılmasında, silahların yanlış ellere geçme ihtimaline karşı gereken tedbirlerin alınmasında ve silah satışı lisanslarının tek tek çıkarılmasında uzlaştı.

AB Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi Catherine Ashton, kararı 1 Ağustos'tan önce gözden geçireceklerini söyledi.

Davutoğlu zorladı!..

Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, AB'yi Suriye'ye silah ambargosunu muhalifler için kaldırması konusunda zorladı.

AB dışişleri bakanlarının ağırlıklı olarak Suriye krizini görüştükleri Belçika'nın başkenti Brüksel'deki akşam yemeğine katılan Davutoğlu, verdiği mesajlarla ambargonun kalkmasında önemli rol oynadı.

Yemeğe katılan diğer aday ülkelerin dışişleri bakanlarının, Suriye konusunda en somut değerlendirmelerin Türkiye tarafından yapılabileceğini belirterek, ilk sözü ve çoğunlukla konuşma haklarını Davutoğlu'na verdikleri öğrenildi.

Diplomatik kaynaklar, Davutoğlu'nun konuşmasında, Suriye'de krizin derinleşmesinden zamanında harekete geçmeyen uluslararası toplumu sorumlu tuttuğunu ve barışın sadece istemekle gelmeyeceğini, bunun için doru zamanda doğru adımların atılması ve dinamik bir politika izlenmesi gerektiğini vurguladığını aktardı.

Diplomatik kaynaklara göre Davutoğlu, konuşmasında, "Türkiye başından beri asla askeri seçenekleri desteklemedi ve daima siyasi ve barışçıl çözüm için çaba gösterdi. Fakat rejimin halkına karşı uyguladığı acımasız ve artan şiddet kampanyası buna imkan vermedi. Uluslararası toplum artık bu gidişata son vermelidir" dedi.

Ahmet Davutoğlu'nun, AB'li mevkidaşlarına, "Silah ambargosunu kaldırarak sahada askeri dengeleri değiştirmek için etnik ve mezhepsel temizlik dahil her yönteme başvuran rejime kuvvetli bir mesaj verin. Ambargonun kaldırılma kararı, soruna askeri yollardan çözüm istendiği anlamına gelmez. Aksine Cenevre 2 süreciyle yeniden ivme kazanan siyasi çözüm çabalarına psikolojik anlamda önemli bir destek verilmiş olur" tavsiyesinde bulunduğu öğrenildi.

"Kimseyi hazırlık içinde görmedim"

İsveç Dışişleri Bakanı Carl Bildt, AB dışişleri bakanlarının, Suriye'ye silah ambargosunu muhalifler için kaldırmasına ilişkin, "Kimseyi Suriye'ye derhal silah gönderme hazırlığı içinde görmedim" dedi.

Belçika Başbakan Yardımcısı ve Dışişleri Bakanı Didier Reynders da kararın tüm tarafları Cenevre'de masaya oturmaya zorlamasını umduğunu söyledi.

Hollanda Dışişleri Bakanı Frans Timmermans ise Suriye'ye silah gönderip göndermeme kararının artık üye ülkelere ait olduğunu belirterek, bu aşamada hiçbir ülkenin silah sevkiyatına niyetlenmediğini kaydetti. Timmermans, muhaliflere silah sevkiyatının başlaması halinde Rusya'nın Esed rejimine daha çok silah göndermesinden endişe ettiğini dile getirdi.

İngiltere Dışişleri Bakanı William Hague, silah ambargosunun kalkmasının Esed rejimine güçlü bir mesaj ve siyasi çözüme destek olacağını kaydetti. Hague, Suriye'ye derhal silah gönderme planları olmadığını fakat ambargonun kalkmasının kendilerine ihtiyaç duydukları esnekliği sağladığını ifade etti.

Suriyeli muhaliflere çağrı

Öte yandan, AB dışişleri bakanları, İstanbul'da toplanan Suriyeli muhaliflere "barış konfernasına katılın" çağrısında bulundu.

AB dışişleri bakanlarının Suriye'ye ilişkin ortak kararında, "AB, İstanbul'da devam eden SMDK Genel Kurulu'nun öneminin altını çizer ve Koalisyon ve tüm muhalif gruplara siyasi çözüm için çalışmayı sürdürme ve katılımcılığı güçlendirme çağrısı yapar" ifadesi kullanıldı