Bahçeli: Ekonomide felaket senaryosu yazanlar utanmasını kaybetmiş densizlerdir

MHP Genel Başkanı Bahçeli, "Görevden alınan Merkez Bankası Başkanı'nı siper yapıp ekonomide felaket senaryosu yazanlar en hafif tabirle utanmasını kaybetmiş densizlerdir." dedi.

MHP Genel Başkan Devlet Bahçeli, partisinin TBMM Grup Toplantısı'nda yaptığı konuşmada, Türkiye'nin sistem tartışmalarını uzlaşmayla bağladığını; seçim süreçlerini huzurla tamamladığını, esas gündem başlıklarını sırasıyla çözmek için harekete geçtiğini ifade etti. Bahçeli, MHP'nin, bu süreçte Cumhur İttifakı’nın varlığını müdafaa ve hükümeti desteklemek için milli ve demokrasi mücadelesini inanmışlıkla sürdüreceğini bildirdi.

"Geçen hafta, 235 sanıklı Ümraniye Davası’nda tüm sanıklar hakkında beraat kararı verildiğini" anımsatan Bahçeli, "Darbe hazırlığı yapan, darbeye niyetlenen, demokrasiye kast etmek için el ovuşturan kim varsa haklarında her türlü cezai takibatın yapılması elbette mecburidir. O tarihlerde sürekli ifademiz bu olmuştur. Ancak Ümraniye Davası'nın ilerleyen safhalarında görülmüştür ki Türk Silahlı Kuvvetleri üzerinde alçak ve hain bir kurgu yapılmıştır. Ümidim ve beklentim, gerçek darbe planlayıcılarıyla masumların hiçbir şart altında yan yana getirilmemesi, bir ve aynı görülmemesidir." diye konuştu.

Kozmik odaya girmek için uydurulmuş sözde suikast iddialarından Balyoz Davası'na kadar pek çok hukuki sürecin yıllar yılı devam ettiğini, Türkiye'nin özel yetkili mahkemelerin tasallutu altına sokulduğunu belirten Bahçeli, "FETÖ'cülerin yargı ve hukuk alanındaki ihanetleri hazin mağduriyetlere ve haksız mahkumiyetlere neden olmuştur. Türkiye’yi içten içe çürütmek için harekete geçen FETÖ’cü alçaklar şerefli Türk askerine kara çalmak, terörist yandaşlarına yer açmak için adeta saldırıya geçmişlerdir. Bu dönem geride kalmıştır. Duyarlı ve hassas olmamız gereken başlıca konu şudur: Hiçbir kurum ve kuruluş milli iradenin önünde ve üstünde değildir. Devlet çarkı içindeki her kurum millete hukuk ölçüleri içinde ve verilmiş görevler çerçevesinde hizmet etmekle yükümlüdür." ifadelerini kullandı.

Merkez Bankası Başkanı'nın görevden alınması

Özellikle Merkez Bankası Başkanı’nın görevden alınmasıyla başlayan tartışmaların tehlikeli bir seviyeye ulaştığını, kriz sever ve kaos bekçilerinin gazete sayfalarında, televizyon ekranlarında, siyaset alanında ortaya çıktıklarını vurgulayan Bahçeli, "Merkez Bankası Başkanı hükümet tarafından ataması yapılan bir bürokrattır. Hiçbir bürokrat imtiyazlı değildir. Görevini layıkıyla yapan kalır, yapamayan gider, devletteki işleyiş budur, böyle de olmalıdır. Görevden alınan Merkez Bankası Başkanı’nı siper yapıp ekonomide felaket senaryosu yazanlar en hafif tabirle utanmasını kaybetmiş densizlerdir." dedi. 

Bahçeli, bir dönem "Kemal Derviş’in emir eri gibi çalışan" CHP’li malum ismin "Merkez Bankasındaki görev değişiminin bedeli ağır olacak" demesinin, kendisi ve bürokratik mazisi gibi "kara mizah" olduğunu dile getirerek, şöyle konuştu:

"Merkez Bankasının bağımsızlığı başka bir şey, Başkanı'nın kurumsal hedeflere ulaşamadığından olayı hükümet tasarrufuyla görevden alınması başka bir şeydir. Merkez Bankası Başkanı ayrıcalıklı değildir. Fiyat istikrarı konusunda sorunlar varsa, enflasyonla mücadele tekliyorsa, Banka kendisini gözden geçirmek, politika enstrümanlarını ve ekonomik müdahale araçlarını sorgulamak durumundadır. CHP’nin ganimet avına çıkması art niyetliliktir. 

CHP’li sözcüler dedikodu yapmak yerine şu sıralar moda haline gelen, cevabı da oldukça zor olan 'Yeni doğmuş, sütle beslenen sığır yavrusuna ne ad verilir?' sorusunun cevabını aramaya koyulmalıdırlar. Şıklar arasında bulunan 'oğlak, sıpa, kuzu, buzağı' seçeneklerinden birisini tercih edebilecekler, arzu ediyorlarsa telefon jokeri veya çift cevap haklarını da kullanabileceklerdir. Bize göre daha yararlı bir iş yapmış olacaklar, böylece zamanları da boşa geçmemiş sayılacaktır."

"Biz tarafız, Türkiye’nin tarafındayız"

Bahçeli, CHP inkar etse de Türkiye ekonomisinin bugün çok cepheli bir kuşatma ve saldırı altında olduğunu belirterek, "Ekonomik tetikçiler, sermaye çeteleri, ulus ötesi şirket ve bankalar ekonomik operasyonun içindedir. Türkiye’de ise CHP’nin ve diğer zillet partilerinin bu operasyona mihmandarlık yapmaları adamlık değildir, millilik değildir, doğru değildir, siyaset hiç değildir. Biz tarafız, Türkiye’nin tarafındayız. Onların hepsi gelsin, Allah’ın izniyle alayına yeteriz, hepsinin hakkından ve üstesinden kesinlikle geliriz." diye konuştu.

Birleşmiş Milletler (BM) Cenevre Ofisinin geçen hafta skandal bir görüşmeye sahne olduğunu hatırlatan Bahçeli, BM Genel Sekreteri’nin özel danışmanı olan birinin YPG/PKK’lı bir teröristle masaya oturmasının, sözde bir eylem planına bu teröristle imza atmasının "tarifi olmayan bir alçalma" olduğunu kaydetti.

Türkiye'nin, söz konusu gelişme üzerine BM makamları nezdinde derhal gerekli girişimlerde bulunduğunu ifade eden Bahçeli, "BM'nin bir terör örgütünü resmi muhatap kabul etmesi, terörizmle mücadeleyi köstekleyecek, küresel adaleti ve insanlık vicdanını sukutu hayale uğratacaktır." dedi. 

Bahçeli, bir diğer skandalın da PKK’lı bir teröristin Washington Post’ta karanlık makalesinin yayınlanması olduğunun altını çizerek, "Türk milleti kanlı ve kirli emel sahiplerinin ne yapmaya çalıştığını, hangi şer ve sinsi hazırlıklar içinde olduğunu gayet iyi bilmektedir. Hiçbir oyun Türkiye’yi tarihsel hak ve tezlerinden caydıramayacaktır. Hiçbir tezgah ve tuzak Türk milletine boyun eğdiremeyecektir." diye konuştu.

"İşte görüyorsunuz, son günlerde devamlı ülkemizi tehdit eden topal ördek Çipras sandıkta layığını bulmuş ve pılısını pırtısını toplayarak iktidardan göçüp gitmiştir." ifadesini kullanan Bahçeli, öfke akıldan büyük olursa varılacak yerin "pişmanlık" olduğunu dile getirdi.

Yunanistan'da seçimi kazanan parti ve liderinin Türkiye’yle ilişkilerinin nasıl olacağını, Doğu Akdeniz ve Ege’deki gerilimlerin hangi boyutlara ulaşacağını zaman içinde net olarak görmenin mümkün hale geleceğini söyleyen Bahçeli, "Biz sabırlıyız ama ayağımıza basanın da dalını kırarız. Sinir uçlarımıza dokunan olursa alınlarını karışlarız, sınırlarımızı zorlayan çıkarsa Osmanlı şamarını indiririz. Biz Türkiye’yiz, biz onuruna düşkün, bağımsızlığına vurgun büyük Türk milletiyiz." diye konuştu.

'Bor’un pazarı çoktan bitmiş, Niğde yolu görünmüştür'

Bahçeli, milli kararlılık ve iş birliği sayesinde Türkiye’nin bölgesinde bileği bükülmez bir güç ve lider ülke haline gelmesi konusunda Cumhur İttifakı'nın 2023 hedeflerine kilitlendiğini belirtti.

"Hedefimiz Kızılelma’dır." diyen Bahçeli, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'nin, geleceğin büyük ve güçlü Türkiye’sinin terennümü, tecellisi ve teminatı olduğunu ifade etti.

Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'nin Türkiye’nin önünü açtığını vurgulayan Bahçeli, "Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nin bütün kurum ve kurullarıyla oturması, emekleme döneminden çok kısa zaman içinden çıkarak olgunlaşma aşamasına geçmesi, ilaveten ülkemizin demokratik, sistemik ve hukuki zırhı olması ana hedefimizdir." değerlendirmesini yaptı. 

"CHP’nin ucuz siyasi kafasına göre, Cumhurbaşkanı tarafsız olmalıymış. Yani partisiyle bağı kesilmeliymiş. Sayın Kılıçdaroğlu, eğer biliyor ve inanıyorsa, Cumhuriyet tarihinde bize tek bir tarafsız Cumhurbaşkanı göstersin? Yüreği varsa, bilgi ve görgüsü yetiyorsa tek bir numune isimden bahsetsin?"sorularını yönelten Devlet Bahçeli, "Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’yle devlet hayatında fiili-hukuki uyumsuzluk ve uygunsuzluk devri sona ermiştir. Sahnenin önünde tarafsız, arkasında siyasi ve ideolojik saiklerle hareket eden Cumhurbaşkanları dönemi kapanmıştır." diye konuştu.

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun kıvranmasının, huzursuz olmasının, keyfinin kaçmasının, kriz ayinine çıkmasının "amaçsız ve çarpık siyaset hastalığı" olduğunu belirten Bahçeli, "Millet, zillete rağmen Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’ni sevmiş, benimsemiş, geleceğini bu yeni sistemde görmüştür. Bor’un pazarı çoktan bitmiş, Niğde yolu görünmüştür." dedi.

"Çember daralıyor, suyu ısınıyor"

CHP Genel Başkanı'nın, aklıyla dili arasına kara kediler girdiğinden pot kırmanın yanında zor durumlara bodoslama düştüğünü ifade eden Bahçeli, sözlerini şöyle sürdürdü:

"CHP Genel Başkanı’nın, 5 Temmuz 2019 tarihinde İstanbul’a yaptığı bir ziyaret esnasında, gönlüne inen perdenin düşünme melekelerini de etkilediğine dinleyen herkes bizzat şahit olmuştur. Sayın Kılıçdaroğlu, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanının siyasi çap ve çeperini genişletip 'hıyarım var' diyen kim varsa tuz alıp koşmasından anlaşılan biraz ürkmüş, 'ne oluyoruz, nereye düştük' sorusunu zannederim kendisine sormaya başlamıştır. İstanbul’da sorulan bir soruyu şu ilginç ve her tarafa çekiştirilecek cevabı veren aynısıyla CHP Genel Başkanı'dır. Sayın Kılıçdaroğlu diyor ki 'Eski sisteme dönülmesiyle ilgili bir talebimiz olmadı. Eski sistemden zaten biz de şikayetçiydik.' Madem rahatsızdın, bu kadar beyhude çırpınışa ne gerek vardı? Gül gibi geçinip gidiyordun, Merhum Neşet Ertaş’ın dediği gibi 'Nemize yetmiyor el kadar hasır' der dururdun. CHP Genel Başkanı şafak vakti başka, karanlık basınca başka konuşmaktadır. 

Yalan derseniz, çizmeyi aşmıştır. Sayın Kılıçdaroğlu için bazen hüzünleniyorum, su alan teknesinin içinde ayağına geçirdiği dalış paletiyle yüzme hazırlığı yapmasını doğrusunu isterseniz hayretle takip ediyorum. HDP’nin Meclis’e ittiği, CHP’nin çekiştire çekiştire koltuklarına oturttuğu ipçilerin aklına bakıyorsa, elde olta su dolu bardakta balık avına çıkması bile neredeyse an meselesidir. İki ileri bir geri gide gide, ya uçtuğuna inanarak bir uçurumdan kendisini boşluğa bırakacak ya da dolandığı iple Kandil’e tırmanıp bir mağara deliğinde başını yiyecektir. Demedi demesin, beni dinlesin, gidişat hayra alamet değildir. Sayın Kılıçdaroğlu için çember daralıyor, suyu ısınıyor, kader ağlarını dört bir koldan örüyor. Eski sistemden şikayetçi olduğunu ileri süren CHP Genel Başkanı, burada dursa iyi, bununla yetinse tamam, fakat bir kere yama dikiş tutmayınca dil döndükçe dönüyor, kendisini yalancı çıkarıyor. Konuşmasının başka bir yerinde de diyor ki 'Güçlü, liyakatli bir devlet yapısıyla parlamenter sistem isteriz.' 'Dam üstünde saksağan, vur beline kazmayı, ben annemi çok özledim, bugün 23 Nisan.' CHP Genel Başkanı’nın hal-i pür melali aynen budur." 

"Maksat hizmet değil, gizli ve adrese teslim hesaptır"

Genel Başkanı’ndan rol kapmak için durum ve fırsat gözleyen İstanbul’un yeni Belediye Başkanı'nın da, boş zamanlarında makamına uğrarken, geri kalan zamanlarında üstüne vazife olmayan her şeyle uğraştığının altını çizen Bahçeli, "İstanbul’u halletmiş olacak ki Diyarbakır’a gitmek istediğini söyleyerek 'Bu toplumu barıştırmamız lazım' sözleriyle dikkatleri üzerine çekmiştir. Hatta dilinin altındaki baklayı çıkarmış ve şöyle konuşmuştur: 'Yarınlarda siyasette bir başka alanda başarı elde edebilir miyim sorusunun kriteri İstanbul’daki başarımdır.' Maksat hizmet değil, gizli ve adrese teslim hesaptır." diye konuştu. 

"Terörist Demirtaş hasreti ise bu şahısta günden güne kabarmaktadır." diyen Devlet Bahçeli, "Herkes iyi bilmelidir ki, bu toplumda, bu millette, bu ülkede küslük, dargınlık, kırgınlık olmadığı için barış ve barıştırma söylemleri tehlikelidir, fitneyi selamlamaktır. Aynı zamanda şeytani bir üsluptur. Türk milleti asırlar boyunca var olagelmiş köklü bir kardeşliğin, kaderde, sevinçte, anıda, acıda bir ve beraber olmayı başarmış kuvvetli bir iradenin beşeri kıvanç ve onurudur." değerlendirmesinde bulundu.

Bahçeli, yeni sistemin siyaset ve stratejisinin el birliğiyle, güç birliğiyle Türk milletinin tamamını kucaklayacağını, CHP’nin takoz koyma heveslerinin ters tepeceğini belirterek, şunları kaydetti:

"CHP-HDP-İP siyasi üçüzünün, birbirinin çıkar cüzü olan zillet sacayağının günleri iftira ve izansızlıkla pekişir, bunu da görüyoruz. Gafillerin evleri çökmüş, çatılarını gizlemeye çalışıyorlar. Alan almış, satan satmış, kimin kimi Meclis’e soktuğu alenileşmiştir. Artık söz bitmiş, ilişki, irtibat ve ittifaklar açığa çıkmıştır. Birbirlerini tam bulmuşlar, dibi yanık tencere yuvarlana yuvarlana küflü kapağıyla buluşmuştur. Birbirlerine kefil olmuşlar, nasılsa işleri yok şahit olurlar, paraları bol kefil olurlar, CHP-İP-HDP’ye söylüyorum, bozacıdan kefil istemişler, şıracıyı göstermiş.

HDP/PKK dersem siz İP’i anlayın, CHP dersem hemen Kandil’i aklınıza getirin. Pensilvanya dersem hepsini birden gözünüzün önüne getirin, hatırınızda tutun. Doğru duvarın eğri gölgesi olmazmış ama bunların doğru tek yanları yoktur. Ne yapsalar boştur, Türkiye’yi heba ettirmeyeceğiz. Türk vatanını hüsrana uğratmayacağız. Hodri meydan, bu vatan bölünmeyecek, bu devlet budanmayacak, bu bayrak buruşmayacak, bu ezanlar ki şahadetleri dinin temeli, nitekim ezanı susturmaya hiçbir bozguncunun gücü yetmeyecek."

AA