Başbakan Erdoğan Kölnde konuştu

Başbakan Erdoğan Avrupalı Türk Demokratlar Birliği'nin (UETD) kuruluşunun 10'uncu yıldönümü etkinliği kapsamında Köln'de gurbetçilere hitap etti.

Başbakan Erdoğan, Köln Lanxess Arena'da gurbetçilerle buluştu. 18 bin kişilik spor salonu hınca hınç gurbetçilerle dolu. Çok sayıda gurbetçi ise salona sığmadı.

Başbakan Erdoğan'ın konuşmasından satır başları:
 

- Başbakan Erdoğan Lanxess Arena'da binlerce gurbetçinin tezahüratları altında kürsüye çıktı
 

- Üzerimdeki bir emaneti bir kez daha sizlere emantin sahiplerine teslim etmek istiyorum. Türkiye'nin sizlere selamı var. 77 milyon kardeşinizin size selamı var.
 

- Kardeşlerim sizler çok büyük çileler çektiniz, çok büyük sıkıntılara maruz kaldınız ama direndiniz, sabrettiniz, Gurbeti kendiniz için sılaya tahvil ettiniz. Şunu bilin ki millet olarak sizlere minnetarız. Milletçe herbirinizle gurur duyuyoruz, iftihar ediyoruz. Emeğiniz alın terinizle 50 yılı geride bıraktığınız için her birinize ayrı ayrı teşekkür ediyorum. Rabbim sabrınızı, tahammülünüzü arttırsın
 

- Geçen hafta Salı günü bildiğiniz gibi Soma ilçemizde elim bir facia yaşadık. 301 kardeşimizi hakka uğurladık. Yeryüzündeki tüm dost ve kardeşlerimiz acımızı paylaştı. Size Soma'ya verdiğiniz maddi ve manevi yardım için teşekkür ediyorum. Soma'dan 10 kişilik bir heyet ziyaretimize geldi, madencilerde baretleriyle geldiler. Onlarla görüşmemizin ardından Merkel'le bir görüşme yaptık. Kendisi başsağlığı ve destek mesajlarını iletti. Almanya hükümetine başta Merkel olmak üzere tüm makamlara şükranlarımı ifade ediyorum. Onunla madenlerimizle ilgili neler yapabiliriz onu konuştuk.

- Hangi kademede olursa olsun bu facianın hesabını soracağız. Şehitlerin ailelerine yetimlerine sahip çıkacağız acılarını dindirmek için ne gerekiyorsa yapıyoruz, yapacağız. AFAD bu işle ilgili tek merkez olarak görevlendirilmişti. Bir daha bu tür kazalar yaşanmaması için gereken önlemleri alacağız. Fakat bir gerçek var nedir biz orada bu elim faciayı yaşarken ülkemizin içinde bu ızdırabı duyamıyanlar da oldu. Bunlar Türkiye'nin büyük bir kısmı değil bunlar azınlık olan ama bundan nemalanmak isteyen kesimlerdi. illegal kesimlerdi. ama baktık ki anamuhalefet de bu illegal kesimlerle hareket ettiğini gördük. Okmeydanın'da Şişli de bu illegal eylemlere girdiler. 2 gencimi öldü. Ölenlerden birinin kız kardeşi şöyle dedi: 'Siz bu eylemleri yapmasaydınız benim kardeşim ölmeyecekti'.
 

-Bu olaylar bu görüntüler burayada yansımış. Buradaki bir kısım medya ne yazık ki Soma faciasını kendileri için ranta dönüştürmek üzere Türkiye Başbakanı'na farklı şekilde hakaret ediyorlar. Hele bir derginin attığı kapak manidar. Şahsımı cehenneme gönderiyor.. Değerli kardeşlerim iş sadece bu değil işin manidar yanı şu: Değerli kardeşlerim ülkemdeki bazı medya ile bunların koordine olması çok manidardır. Yarın Almanya'da seçimler var Tayyip Erdoğana saldırmakla buradan oy devşiremezsin. Türkiye'deki gezi olaylarında,17 aralık'ta,25 Aralık'ta hopladınız oturdunuz. Benim milletim size en güzel dersi 30 Mart'ta verdi
 

- Kardeşlerim eğer demokrasiye inanıyorsak o zaman Türk milletinin verdiği karara da saygınız olacak.Benim ülkemin halkının verdiği kararı bir yerlerin onaylamasına gerek yok. Biz başka ülkelerdeki seçimlere müdahele ediyor muyuz? O zaman sizde Türk milletinin kararına saygı duyacaksınız. Soma'daki 301 şehidimizle alakalı içimiz yanıyor. Buradan birileri de kalkıp onu suistimal etmeye çalışıyor. Bu oyunlarınız tutmaz Bizim derdimiz var be!. Bunlar madenlere inenlere bidon kafalı dediler göbeğini kaşıyan adam dediler bişe bilmez dediler ama bu millet bildiklerini gayet iyi anlattı.
 

- Maden masa başında kömür ocağını tanımadım. Kömür ocağına indim. Ocağın derinliklerinde 4-5 kilometre gitti. Oradaki madencilerimizle oturup yemeğimizi de yedik. Ama bunlar boğazın o güzel sularına bakıp demlenenlerden. Benim enerji bakanım Soma'da bu ocaklara indi, iftarını onlarla yaptı. Siz kimlerle neyi değerlendiriyorsun. Batı bunu senin iyi anlaman lazım. Burada Kur'anlarla Soma'yı andı ama diğerleri ortalığı terorize etmek suretiyle ortlığı kan gölüne çevirdiler iki gencimizi öldürdüler. Batı hala polisimize fatura kesmeye çalışıyor. Shortlan'ın için molotof attlar iki polisimiz yandı hala tedavi gördüler. Bütün bu terör eylemlerine karşı polisimiz gel beni yak mı diyeceklerdi? Bunların görevi ortalığı terörize etmek . başaramayacaklar bu iş de çözülecek ama öyle ama böyle
 

- Referansımız her zaman hukuk olacak, barış olacak, nefes alıp verdiğimiz her yerde uyumu savunduk. Uyumlu toplum olarak geleceğe yürümeyi konuştuk. Asimile olmadan özdilinden ve kültüründen taviz vermeden entegre olmayı savunduk. Ama bunu bazı basın mensupları Almanya'da farklı yerlere çektiler. Entegrasyon konusunda inanıyorumki sizler hiç zorluk çıkarmadınız. asimilasyona gelirsek ona 'Hayır' diyorum.Biz dinimizden dilimizden kültürümüzden taviz veremeyiz. 2014 1. dünya savaşının 100. yılı. 1914'ta Osmanlı devleti Almanya ile taraf oldu. Dedelerimiz çok zor şartlar altında savaştılar. Cephelerde Almanya ile çok ağır bedeller ödediğimiz bu savaşın ardından Türkiye Cumhuriyeti kuruldu. Almanya ile her anlamda kader ortağı olduk. 1960 larda Almanya'ya gurbetçilerimizle destek verdik.
 

- Almanya'da 80bin işletme açtınız 400bine yakın istihdam sağladınız. Almanya'nın siyasetinden sporunda biliminde önemli başarılara imza attınız. İkili ticaret hacmimimiz 30 milyar avronun üzerine çıktı. Türkiye dünyanın en büyük ekonomileri arasında 17. sırada. Her yıl 4 milyon Alman vatandaşı Türkiye'yi seçti hatta bazıları Türkiye'ye yerleşti. Hem Türkiye'nin hem ALmanya'nın büyümesi için her alanda birlikte hareket etmeyi önemsiyoruz.

- Türkiye'ye tepeden bakmayı alışkanlık haline getirmiş olanlar var. Türkiye'ye parmak sallamayı, Türkiye'yi kendince tedip etmeyi, terbiye etmeyi kendisine hak görenler var. İçerdekilere söylediğimizin aynısını, dışardaki bu kibir abidelerine de söylüyorum: Türkiye, artık eski Türkiye değil. Köprünün altından çok sular geçti.

- Biz, AB'ye tam üye olmayı önüne bir hedef olarak koymuş, bunun için samimi olarak çalışan bir ülkeyiz. Bütün engellemelere, yapılan haksızlıklara rağmen, reformlarını kararlılıkla yapan bir ülkeyiz. Dostlarımız bizden korkmasın, bizden çekinmesin. Barıştan başka, demokrasiden, hukuktan, insanca yaşam şartlarından başka hedefimiz yok bizim.

- Yeni Türkiye'yi artık herkes kabullenmek zorundadır. Büyük ekonomisiyle, aktif dış politikasıyla, 21'inci yüzyılı şekillenmesinde teri olan Türkiye'yi artık herkes görmek ve hazmetmek zorundadır. Hiç kimse, hiçbir ülke, hiçbir uluslararası çevre, parmağını sallayarak, kibirle bize istikamet çizemez. Hiç kimse Türkiye'yi azarlayamaz. Kendisine hak gördüğünü, hiç kimse Türkiye'den esirgeyemez.

- Almanya, belki de 'Cehenneme Git Erdoğan' tarzı, ahlaktan, edepten yoksun, ırkçı ve nefret dolu manşetleri yılda bir görüyor. Ama Türkiye'de her gün onlarca gazete bundan daha ağır manşetleri atarken, kim çıkıp da 'Türkiye'de medyaya baskı yapılıyor' diyebilir.

- Biz istiyoruz ki Avrupa, Türkiye'yi gerçek fotoğraf üzerinden okusun. Biz istiyoruz ki Avrupa, Türkiye üzerine değerlendirme yaparken, yanlı medyanın, kışkırtıcı siyasetin, çıkar çevrelerinin, ideolojinin etkisinde kalmasın, hakkaniyetle değerlendirmeler yapsın. Biz istiyoruz ki Avrupa, Türkiye'ye bakarken, sadece elitleri, sadece belli kesimleri, belli zümreleri değil, 77 milyonun tamamını görebilsin.

- İçerde kibir abideleri olduğu gibi dışarda da kibir abideleri olduğunu görüyoruz. Türkiye'ye parmak sallamayı, Türkiye'yi tehdit etmeyi, türkiye'nin kalkınmasını engellemeyi kendilerine hak görenler var. İçerde söylediğimi onlara da söylüyorum. Türkiye artık eski Türkiye değil. Türkiye sizin bildiğiniz Türkiye değil artık, Köprünün altından çok sular geçti. Şu anda batıda Avrupa'da büyüme oranlarına bakıyoruz. En büyüğü ilk çeyrekte 0.8. Almanya.. Biz de ise kesin olarak açıklanmadı ama en az 4 olacak. Çalışıyoruz be, durmak yok, yola devam dedik devam ediyoruz. Bu bölgede, bu coğrafyada biz de varız.

-Sene 2002, Türkiye'nin IMF'e borcu 23 milyar dolar. Biz o Gezi dedikleri dönemde o borcu sıfırladık. Bizden öncekiler aldılar, biz kapattık. Merkez Bankası'nın kasasında 27.5 milyar dolar vardı. Şu anda ise 130 milyar dolar. Gezi eylemlerinin olduğu dönemde ise 136 milyar dolar dolayında idi. Devletin borçlanma faizi yüzde 63 iken, biz tek haneli rakama indirdik. Daha da inecek. Biz yüksek faizin bir sömürü aracı olduğuna inanıyoruz.