Ankara
Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, AK Parti Kongre Merkezi'nde partisinin 24. Kuruluş Yıl Dönümü Programı'nda konuştu.
Erdoğan yaptığı konuşmada, vatanın en doğusundan en batısına, en kuzeyinden en güneyine, 81 il, 922 ilçedeki vatandaşların her birine selamlarını gönderdi.
AK Parti'nin, 24. kuruluş yıl dönümünü büyük bir iftiharla kutladıklarını dile getiren Erdoğan, ufuk ve istikametini milletin çizdiği Anadolu ihtilalinin 24. senesinin coşkuyla idrak edildiğini belirtti.
Erdoğan, AK Parti'nin 25. yılına bir adım daha yaklaştıklarını ifade eden Erdoğan, her sayfası adanmışlıkla dolu, başarılarla süslü, fedakarlıklarla örülü 24 yılı geride bırakmanın haklı kıvancını yaşadıklarını söyledi.
Bu yola birlikte çıktıkları, bugüne kadar gönül ve kader birliği yaptıkları herkese teşekkür eden Erdoğan, "Kuruluş yıl dönümü programımıza özel çiçek aranjmanı göndermek suretiyle büyük bir nezaket örneği sergileyen Cumhur İttifakı ortağımız MHP'nin Sayın Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin yanı sıra gururumuza ortak olan diğer genel başkanlara da teşekkür ediyorum." diye konuştu.
"Hakaretle karşısındakini küçülteceğini zanneden sadece kendisini rezil eder"
"24. yaşımızı kutladığımız bu müstesna günde AK Parti ailesini yeni katılımlarla daha da büyütüyoruz." ifadesini kullanan Erdoğan, Türkiye Yüzyılı'nın inşası mücadelesine destek olmak amacıyla aralarına katılanlara selamlarını iletti, rozetlerini takacakları belediye başkanlarını canıgönülden tebrik etti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Dünden beri ahlaksızca, haysiyetsizce her türlü insani değeri ayaklar altına alan hoyrat bir üslupla AK Parti ailesinin yeni üyelerine saldıranlara 'hadi oradan' diyorum. Pisliğin üzerinde oturmuşlar, sağa sola pislik atmaya çalışıyorlar. Kendi pisliklerini örtmek için, kendi evlerinden gelen pis kokuları bastırmak için utanmadan haysiyet cellatlığı yapıyorlar. Edepten payesi olmayan, bozuk bir ağız ve kızarmaz bir yüzden başka hiçbir sermayesi bulunmayan seviyesizlere, evelallah pabuç bırakmayız. Kültürümüzde 'Kem söz sahibine aittir.' Hakaretle karşısındakini küçülteceğini zanneden sadece kendisini rezil ve rüsva eder. Edepten, adaptan, asgari nezaketten yoksun bir siyasi dilin ve siyasetçinin ne ülkeye ne millete ne de genel başkanı olduğu partisine hiçbir faydası olmaz. Bu şahıs sadece bizi değil, çok daha çirkin, çok daha hakaretamiz ifadelerle partisindeki insanları da hedef alıyor. Şantaj yapılan, tehdit edilen, uzaktan kumandayla kontrol edilen bir kişi varsa o da bu zattan başkası değildir.
CHP Genel Başkanı artık siyasetin değil, hızla psikiyatri biliminin konusu haline gelmektedir. Bu zat, şunu bilsin, anlasın, hiçbir zaman da unutmasın, medya ve sosyal medyadaki tetikçileriyle itibar suikastleri düzenleyenlerin zorbalıklarına bugüne kadar asla boyun eğmedik, bundan sonra da boyun eğmeyiz. Beyefendi rahatsız olmuş. Varsın olsun. Onu daha çok rahatsız edeceğiz. O, gırtlağına kadar battığı çamurda debelenip dururken biz işimize bakacağız. AK kadrolar olarak bu seviyesiz ve sevimsiz siyasetin bizi çekmek istediği kapana hapsolmayacağız."
"Partimize nice pusular, kumpaslar, tuzaklar kuruldu"
"Kim ne derse desin, AK Parti bugün düne göre daha güçlüdür, inşallah yarın daha güçlü olacaktır." diyen Erdoğan, AK Parti ailesinin Türkiye'nin en büyük, en kuşatıcı, en renkli ailesi olduğunu söyledi.
Erdoğan, milletin her bir ferdine AK Parti çatısı altında yer olduğunu, Türkiye sevdasıyla yanan, ülkeye hizmet tutkusuyla çalışan, "Önce ülkem ve memleketim" diyen herkesin tabi üyeleri olduğunu kaydetti.
Bu zorlu mücadeleyi ilk başlattıklarında Türkiye'nin 28 Şubat müdahalesiyle girdiği dehlizde yönünü yitirmiş bir ülke olduğunu dile getiren Erdoğan, postmodern darbenin etkilerinin siyaset, eğitim, ekonomi ve toplum zemininde tüm kesafetiyle hissedildiğini belirtti.
İş dünyası, sanayici, işçinin derin bir hayal kırıklığı yaşadığını, demokrasinin vesayetin ağır baskısı altında ezilmiş durumda olduğunu söyleyen Erdoğan, böyle bir dönemde AK Parti'nin milletin umudu olarak Türk siyasetine bir güneş misali doğduğunu ifade etti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Bundan tam 24 yıl önce, 14 Ağustos 2001'de, 'Bugün Türk siyaset tarihine hizmete sevdalı insanların kurduğu AK Parti'nin doğum günü olarak geçecek' dedik ve öyle oldu. O gün halka ve Hakk'a hizmet için hep beraber uzun ince bir yola çıktık. Bu yolculukta refikimiz aziz milletimizdi. Allah'a hamdolsun, o günden bugüne milletin yolundan, milletimizin çizdiği rotadan bir an bile ayrılmadık.
Üzerimizden nice oyunlar oynandı. Partimize nice pusular, kumpaslar, tuzaklar kuruldu. Yolumuza taş koymak isteyenler oldu. Besleyip büyüttükleri tüm yılanlarını sırasıyla üzerimize saldılar. Tehditlerle, baskılarla, kapatma davalarıyla bizi yıldırmaya çalıştılar. Terör eylemleriyle, sokak olaylarıyla ülkemizi kaosa sürüklemeye kalktılar. Devlet içindeki vesayetçi yapılarla, karanlık odaklarla, haşhaşi çeteleriyle istikbal yürüyüşümüzü akamete uğratmak istediler. Önce 17/25 Aralık darbe girişimiyle ardından 15 Temmuz kanlı ihanetiyle bu ülkeyi yabancılara peşkeş çekmeye yeltendiler. Bunların tamamını milletimizin kararlılığıyla, milletimizden aldığımız güçlü destekle aşmayı başardık. Dik durduk, surda gedik açtırmadık."
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın konuşmasında öne çıkan başlıklar şöyle;
2002 yılında 36 milyar dolar olan ihracatımızı temmuz ayında yıllık bazda 270 milyar dolara çıkardık.
Bugün 2,9 milyon vatandaşımızın ayağına evde sağlık hizmeti götürüyoruz. Toplamda 37 bin 127 yataklı 25 şehir hastanemizi tamamlayıp hizmete sunduk.
(Terörsüz Türkiye) Süreç sayesinde yalnızca terör sorununu çözmeyi değil, terör tehdidini ve ihtimalini de tamamen sıfırlamayı hedefliyoruz.
Milletimizin arasına örülen bu duvarı yıkalım, ezeli ve ebedi kardeşliğimizi perçinleyelim, istikbali beraberce inşa edelim istiyoruz.
Her konuda aynı düşünmek zorunda değiliz ama Terörsüz Türkiye'yi gerçeğe dönüştürmekle mükellefiz. Türkiye en kronik sorununu çözmek için tarihi bir fırsat yakalamıştır, bunun heba edilmesine göz yummayacağız.
Türkiye'nin istikbal yürüyüşünde bir dönüm noktasını temsil eden bu hayırlı sürece katkı veren herkes, ismini tarihe yazdıracak.
(Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu) Komisyon çalışmalarını maksimalist ve popülist taleplerle yokuşa sürmenin vebali çok ağır olacak.
(Terörsüz Türkiye) Milletimizin beklentilerine ve partimizin büyüklüğüne yaraşır biçimde, aydınlık yarınlara kapı aralayan bu süreci özenle yöneteceğiz
Suriye'den Doğu Akdeniz'e, Balkanlardan Afrika'ya uzanan geniş bir alanda, 'Türkiye karşıtı' politikanın emarelerine hepimiz tanık oluyoruz.
Kuşatma girişimlerini delecek kudrete, tecrübeye sahibiz. Ülkemizi içerde zayıflatmayı, dışarıda hırpalamayı hedefleyen bu politikayı boşa çıkartıyoruz."
AA