Ankara
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Milletim şunu bilsin dünyanın içinden geçtiği fırtınalı dönemde Türkiye liyakatli kadroların riyasetindedir. Emin ve ehil ellerde güvendedir." dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'ndeki Kabine Toplantısı'nın ardından millete seslendi.
2023 seçimleri sonrası teşekkül eden Cumhurbaşkanlığı Kabinesi'nin 50'nci toplantısını tamamladıklarını ifade eden Erdoğan, toplantıda ülkeye, millete ve uluslararası gündeme dair kritik konuları görüştüklerini aktardı.
Türkiye'yi hedefleriyle buluşturma çabalarının hız kesmeden sürdüğünü belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Son kabine toplantımızdan bu yana yine yoğun bir mesai dönemi geçirdik. İçeride toplu açılış törenleri ve il ziyaretleri, dışarıda uluslararası zirveler ve seyahatler ile millete hizmet mücadelemizi kararlılıkla devam ettirdik. Ana muhalefet partisiyle aramızdaki ufuk, vizyon, zihniyet farkı, yaşanan her gelişmede kendini daha net belli ediyor. Milletim şunu bilsin, dünyanın içinden geçtiği fırtınalı dönemde Türkiye liyakatli kadroların riyasetindedir. Emin ve ehil ellerde güvendedir." ifadelerini kullandı.
Yasamada Cumhur İttifakı olarak tam bir uyum ve koordinasyon içinde çalıştıklarını vurgulayan Erdoğan, şöyle devam etti:
"Yürütmede Kabine üyelerimiz ve bürokratlarımız da ülkemizin sorunlarına çözüm yolları geliştiriyoruz. Yargımız kendi alanında Anayasanın çizdiği sınırlar çerçevesinde adaletin tecellisi için gayret gösteriyor. Devletin bütün organları, mesuliyet sahaları içerisinde görevlerini layıkıyla yerine getiriyor. Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sisteminin en mühim çıktılarından biri olan bu kazanımları devam ettirmekte kararlıyız. Özellikle Batılı ülkelerin ciddi yönetim bunalımıyla yüzleştiği bugünlerde istikrar ve güven ikliminin değerini milletçe daha iyi anlıyoruz. Dünyada birçok ülkenin başına gelse yerle yeksan olacağı krizleri biz 86 milyonun kılına dahi zarar gelmeden başarıyla yönetiyoruz.
Son asrın en ciddi sağlık krizinden Rusya-Ukrayna arasındaki savaşa, bölgemizdeki kanlı çatışmalardan ticaret ve gümrük savaşlarına kadar birçok meselede bunu gördük, yaşadık bilfiil tecrübe ettik. Tuzağa düşmedik, oyuna gelmedik. Ülkemize ekonomik ve sosyal maliyet üretecek hiçbir maceraya atılmadık. Batılı ülkeler bize 'ne der' diye değil, 23 yılın engin tecrübesi, birikimi ve müktesebatıyla politikalarımızı belirledik. Burada şunu da ifade etmek isterim, dün bizi hem koronavirüs salgınında hem de Rusya-Ukrayna krizinde insafsızca yerenler, bugün utangaç da olsa hak verir noktaya geldiler. Dün bizi Avrupa'dan ve Batı bloğundan uzaklaşmakla suçlayanlar bugün takip ettiğimiz dengeli politikalara övgüler diziyor. Dün hükümetimin Suriye ve Gazze'deki vicdanlı duruşunu eleştirenler bugün sayemizde yurt dışına başları dik, alınlarını ak bir şekilde gidiyor."
"Doğruyu bildikleri halde ikrar edemeyenlere yapabileceğimiz hiçbir şey yok"
Kendilerini tenkit edenlerin, kimi zaman 2 yıl, kimi zaman 4 yıl, kimi zaman çok daha gecikmeli de olsa kendilerini takdir ve taltif eder konuma gelmelerinin kendi gelişimleri açısından önemli olduğunu ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Doğruyu bildikleri halde ikrar edemeyenlere ise maalesef yapabileceğimiz hiçbir şey yok. İşte onlar boş, beleş işler peşinde koşarken biz geride bıraktığımız 2 hafta boyunca ülkemize ve milletimize hizmet için aşkla koşturduk." dedi.
Türkiye Büyük Millet Meclisinin 28'inci dönem 4'üncü Yasama Yılının açılışını 1 Ekim'de gerçekleştirdiklerini anımsatan Erdoğan, yeni dönemin farklı fikir, teklif ve değerlendirmelerin saygı, uzlaşı ve hoşgörü içinde özgürce ifade edildiği bir yıl olması temenni ettiğini hatırlattı.
Toplam değeri 8 milyar 425 milyon lirayı bulan 50 projenin açılış ve temel atma törenlerini 4 Ekim'de icra ettiklerini anımsatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Sultanbeyli ilçemizdeydik, bu yatırımların bir kez daha hayırlı uğurlu olmasını diliyorum. 4 Ekim tarihi bizim için bir başka önemli ve kritik gün oldu. İsrail'in işgal ve soykırımına tepki olarak farklı ülkelerden Gazze'ye doğru yelken açan Sumud Filosuna güçlü moral desteği verdik. Vatandaşlarımızın da içinde olduğu aktivistlerin tahliye sürecini başarıyla yönettik. 4 Ekim'de başlattığımız tahliye operasyonuyla 36'sı Türk vatandaşı toplam 137 aktivisti ülkemize güvenle getirdik. 7 Ekim'deki ikinci tahliye sürecinde 16 vatandaşımızın ilk etapta Ürdün'e geçişi, ardından 15'inin ülkemize gelişini sağladık.
Gözaltına alınan 3 milletvekilimiz de Bakü üzerinden Türkiye'ye sorunsuz, sıkıntısız bir şekilde ulaştı. Türk Hava Yollarımızın 10 Ekim'de düzenlediği özel bir seferle 18'i vatandaşımız olan 21 ülkeden toplam 94 aktivisti Türkiye'ye intikal ettirdik. Filoya katılarak insanlığın vicdanına tercüman olan tüm vatandaşlarımıza, tüm aktivistlere bir kez daha teşekkür ediyor, tekrar geçmiş olsun diyorum. Batılı aktivistlerin tahliye operasyonlarımızdan övgüyle bahsettiği bu olayda Türkiye'yi suçlayanları ise milletimin vicdanına havale ediyorum."
"Sakarya Gaz Sahası'ndan 4 milyon hanemizin doğal gaz ihtiyacını karşılıyoruz"
İstanbul'da 5 Ekim'de düzenlenen 11'inci Enerji Verimliliği Forumuna iştirak ettiklerini hatırlatan Erdoğan, "Burada aynı zamanda ana muhalefetin Türkiye enerji arz güvenliğini hedef alan yakışıksız iddia ve ithamlarını da tek tek çürüttük. Sakarya Gaz Sahası'ndan şu anda 4 milyon hanemizin doğal gaz ihtiyacını karşılıyoruz. Bu sayı 2026'da 8 milyona, 2028'de inşallah 16 milyona çıkacak. Halihazırda 34 ülkeyle doğalgaz ithalat ve ihracatımız var. Akkuyu Nükleer Santralinde ilk elektriği çok yakın bir zamanda üreteceğiz. Akkuyu dışında nükleer ajandamızda başka projelerimiz de bulunuyor. Ana muhalefetin balıkları öne sürerek yaptığı eleştirilere aldırmadan nükleer enerjiye yatırım yapmayı sürdüreceğiz." ifadelerini kullandı.
Muhalefetin çarpıttığı bir konuya açıklık getirmek istediğini aktaran Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti:
"Enerji politikamızın bir diğer önceliği sahip olduğumuz madenlerin katma değerli bir şekilde uluslararası pazarlara sunulmasıdır. Özellikle pek çok alanda nadir elementleri, savunma sanayinden yenilenebilir enerji sistemlerine, elektrikli araçlardan haberleşme ve uzay teknolojilerine pek çok alanda kritik rol oynuyor. Eskişehir'in Beylikova ilçesindeki nadir toprak elementleri sahasında bugüne kadar 310 ayrı lokasyonda yaklaşık 125 bin metre sondaj yapıldı. Çalışma sahasında nadir toprak elementleri, barit ve florit başta olmak üzere tam 694 milyon ton kaynak olduğu tespit edildi.
Bu saha, dünyanın yaklaşık ikinci büyük nadir toprak kaynak sahasıdır. 17 nadir toprak elementinin 10'unun bulunduğu Beylikova sahasında yaklaşık 12,5 milyon ton nadir toprak oksitleri yer alıyor. Nadir toprak elementlerinde dünyanın en büyük 5 üreticisinden birisi olmak istiyoruz. Bu doğrultudaki çalışmalarımızı sürdürüyoruz. İlk etapta yıllık 1200 ton cevher işleyeceğimiz Eti Maden Pilot Üretim Tesisini devreye aldık. Pilot tesisin, endüstriyel tesise dönüştürülmesi için saflaştırma teknolojisi de dahil çalışmalarımıza devam ediyoruz. Şunu da altını çizerek ifade etmek durumundayım, nadir toprak elementleri teknolojisine sahip ülke ve firmalar bu alandaki üretim süreçlerine ilişkin tecrübelerini maalesef paylaşmaktan kaçınıyor. Bu engelin aşılması ve mevcut sahaların daha kısa sürede ekonomiye kazandırılması, uluslararası işbirliklerini zorunlu kılıyor."
Cumhurbaşkanı Erdoğan, pek çok ülkenin teknoloji geliştirme, danışmanlık ve teknoloji transferi için bu konularda deneyimli ülkelerle anlaşmalar imzaladığını anımsatarak, "Türkiye olarak biz de teknolojik hafızaya sahip ülkelerin, uzman kuruluşları ile işbirlikleri geliştirmek amacıyla görüşmeler yapıyoruz. Bu anlamda Beylikova'daki nadir toprak elementleri sahasının herhangi bir ülkeye verilmesi asla söz konusu değildir. Her kim bunu iddia ediyorsa kendi ülkesine iftira atıyor demektir." dedi.
"Türkiye'nin yer altı kaynaklarını ekonomisine kazandırmasını istemeyenler hep şunu yapıyorlar, önce maden tetkik ve arama çalışmalarını engellemeye çalışıyorlar. Bunda başarılı olamayınca, bu sefer işletilmesini sabote etmenin derdine düşüyorlar" ifadelerini kullanan Erdoğan, denklemin aslında çok basit olduğunu belirtti.
Erdoğan, şöyle devam etti:
"Mümkünse engellemek, değilse itibarsız hale getirmek. Nadir toprak elementleri ile ilgili yaşananlar da budur. Amaç, Türkiye'nin bu yer altı kaynağından istifade etmesini engellemektir. Dikkat edin, bu konuda hükümetimize iftira atanlar, Karadeniz doğal gazı ile Gabar'daki petrol keşiflerimizi de dillerine dolayanlardır. Hatırlarsanız, orada da destek vermek yerine hemen bir kulp taktılar. Bugün de aynısını yapıyorlar. İnanın, yarın da değişen bir şey olmayacak. Milletimden bunlara karşı uyanık olmalarını rica ediyorum. Milletim bize güvensin, bize inansın. Allah'ın izniyle biz bu güveni boşa çıkarmayacağız."
"Dilde, fikirde, işte birlik" ilkesi ışığında, Türk devletleri arasındaki dayanışma ve ortaklıkları ilerlettiklerini dile getiren Erdoğan, 7 Ekim'de Gebele'de bölgesel barış ve güvenlik temasıyla düzenlenen Türk Devletleri Teşkilatı 12. Zirvesi'ne katıldıklarını, burada alınan kararların ve imzalanan Gebele Bildirisi'nin tüm Türk dünyası için hayırlara vesile olmasını temenni etti.
Erdoğan, 9 Ekim'de Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde düzenlenen törenle 2025-2026 Yükseköğretim Akademik Yılı'nın açılışını gerçekleştirdiklerini hatırlatarak, yeni akademik yılın öğrenciler, hocalar, üniversitelerde görevli idari personelle, millet için hayırlı olmasını diledi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, 10 Ekim'de yine toplu açılış ve temel atma törenleri vesilesiyle ana baba ocağı Rize'de olduğunu belirterek, burada 38 projenin toplu açılışını yaptıklarını, iki projenin temelini attıklarını söyledi.
Devamında şehirdeki sivil toplum kuruluşları ve iş dünyasıyla bir araya geldiklerini aktaran Erdoğan, 3 milyar 84 milyon lirayı aşan bu yatırımların, Rize'ye ve bölgeye hayırlı olmasını temenni etti.
Erdoğan, 12 Ekim'de Trabzon'a geçerek 13 milyar 514 milyon liralık 130 projenin toplu açılışını gerçekleştirdiklerini kaydetti. Orada bir müjdelerinin olduğunu anımsatan Erdoğan, deniz üzerine üçüncü havalimanını Trabzon'da inşa edeceklerini ifade etti. Cumhurbaşkanı Erdoğan, projeyi bitirdiklerini ve ihalesini kısa zamanda yapacaklarını, ardından bütün makineleri çalıştırmaya başlayacaklarını aktardı.
Türkiye'nin yıldızının giderek daha çok parlamasından, küresel siyasette ağırlığının artmasından, itibarının aziz millete yakışan bir seviyeye yükselmesinden gurur duyduklarının altını çizen Erdoğan, "Türkiye, dış politikasındaki barıştan, diyalogdan, adaletten ve çözümden yana aktif tutumuyla günden güne vazgeçilmez bir oyuncu haline geliyor. Özellikle çatışma çözümlerinde Batı'yı takip eden değil, Batı'nın takip ettiği, örnek aldığı, gıptayla izlediği bir ülke konumundayız." şeklinde konuştu.
"Gazze'nin vatanlarını savunan evlatlarına terörist iftirası asla atmadık"
Erdoğan, Suriye ihtilafında 13,5 yıl boyunca Türkiye'nin duruşunu asla bozmadığını, Suriyeli mazlumları, zalimlerin ve terör örgütlerinin insafına bırakmadıklarını vurgulayarak, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Ana muhalefetin sürekli övgü yağmuruna tuttuğu Batılı ülkeler, mültecileri almamak için dikenli tel örgülerin arkasına saklanırken, biz kimseyi geri göndermeme politikasıyla Suriyeli kardeşlerimizi bağrımıza bastık. 3-5 oy uğruna Suriyeli mazlumları hedef gösterenlere rağmen, en kritik zamanlarda siyasi bedel ödemeyi göze alarak vicdanlı tavrımızı sonuna kadar muhafaza ettik.
Hamdolsun, neticede tarihin doğru tarafında duran biz olduk. Zaman, lümpen ırkçıları, oy avcılığı yapanları, mülteci düşmanlarını değil, bizi haklı çıkardı. Türk milleti, kardeşlik ve komşuluk sınavını başarıyla verdi. Bugün komşumuz Suriye ile ilişkilerimiz her alanda güçleniyor. Bugün birbirimizin yüzüne mahcubiyetle değil, tebessümle bakıyoruz. Suriye'de istikrar kökleştikçe, inşallah her şey çok daha iyi olacak. Bakınız sadece Suriye'de değil, Gazze'de de Türkiye ilk günden itibaren hakkın, haklının ve adaletin safında yer almıştır. Gazze'nin vatanlarını savunan evlatlarına terörist iftirası asla atmadık. Birilerine şirin gözükmek uğruna Filistin direnişine kara çalmadık. İnandığımız neyse, kalbimizden geçen neyse, eğip bükmeden, kimseden de çekinmeden onu cesaretle haykırdık."
Cumhurbaşkanı Erdoğan, 102 bin tonu bulan insani yardımlarla Gazzelilerin yanında olduklarını belirterek, katıldıkları tüm toplantılarda, uluslararası bütün platformlarda Gazze'yi ve Filistin davasını korkusuzca savunduklarını, bütün bunları yaparken, Gazze'de ateşkesin sağlanması için çalışmayı da hiçbir zaman ihmal etmediklerini kaydetti.
Bir süredir çok farklı kanallardan yürüttükleri diplomasinin de katkısıyla Gazze'de varılan ateşkes mutabakatını memnuniyetle karşıladığını vurgulayan Erdoğan, iki yıllık zulmün, vahşetin ve soykırımın ardından Gazze'de kırılgan da olsa bir güven iklimi oluştuğunu söyledi.
İki yıldır bombaların altında hayatta kalma mücadelesi veren çocukların ilk defa yüzlerinde tebessüm çiçekleri açtığını belirten Erdoğan, "Gazzeli kardeşlerimiz zorla çıkarıldıkları yerlere insan seli olup akıyor. Yıkıntıların arasında insanlar bulabildikleri bir parça eşyaya tutunarak hayata yeniden başlamaya çalışıyor. Bunlar bizim tam olarak anlayabileceğimiz değil, sadece izleyip tahayyül edebileceğimiz mutluluklardır." diye konuştu.
Gazze'de neler yaşandığını en iyi Gazzeli mazlumların bileceğini ifade eden Erdoğan, şöyle devam etti:
"İki yıl boyunca çektikleri çileleri en iyi masum çocuklar bilir. 68 bin şehidi toprağa vermenin acısını yüreği yanık anneler, babalar bilir. Enkazdan çıkan bir parça eşyanın anlamını en iyi her şeyi kaybetmiş o kardeşlerimiz bilir. Tekrar söylüyorum, biz sadece empati kurabiliriz. Sadece onları anlamaya çalışabiliriz. Gazzeli mazlumların yükünü azaltan her çaba bizim için değerlidir. Çıkıp bunu 'sadece ateşkes imzaladılar' diyerek küçümsemek kimsenin haddi de hakkı da değildir. Bir defa bunu açıkça ortaya konulması gerekiyor.
İsrail'in verdiği sözleri tutmama konusundaki bozuk sicilinin herkes gibi biz de farkındayız. Bu gerçeğin Filistin direniş hareketi Hamas ve Gazzeli kardeşlerimiz daha çok farkında. Ama buna rağmen ümitvarlar, buna rağmen umutlu olmak istiyorlar. Biz de bir daha eski soykırım günlerine dönülmemesi için mevcut tüm baskı unsurlarını devrede tutuyoruz."
"Ateşkes mutabakatının uygulanmasının yakından takipçisi olacağız"
Önceki gün Şarm el-Şeyh'te yapılan zirvenin bu bakımdan önemli olduğuna dikkati çeken Erdoğan, "Orada hem imzacı dört ülkenin lideri hem de diğer ülkelerin liderleri olarak hep beraber çok net bir irade ortaya koyduk. Şarm el-Şeyh Deklarasyonu ile bölgemizde kalıcı barışa ve istikrara giden yolda kıymetli bir adım attık. Biz deklarasyondaki iradenin sonuna kadar arkasında duracağız. Amerika, Mısır ve Katar'ın da benzer bir tavır sergileyeceğine inanıyorum. Ateşkes mutabakatının uygulanmasının da yakından takipçisi olacağız." ifadelerini kullandı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, rehine ve mahkum takasıyla birlikte yeni bir aşamaya geçildiğini belirterek, "İnsani yardımların girişleri hızlandı. Tüm aksaklıklara rağmen 350'ye yakın tırımız Gazze'ye giriş yaptı. 400'den fazla tırımız ise giriş için bekliyor. Dün 900 ton yardım taşıyan 17'nci iyilik gemimizi Mersin'den bölgeye yolcu ettik. Bunun devamı da gelecek. İnşallah kış bastırmadan insani yardımlarımıza ağırlık vereceğiz. Şov yapmadan, başkaları gibi PR peşinde koşmadan Gazze'ye ve Gazzeli mazlumlara sahip çıkmaya devam edeceğiz." açıklamalarında bulundu.
1967 sınırları temelinde bağımsız bir Filistin Devleti kurulana kadar bu mücadelenin hız kesmeyeceğini vurgulayan Erdoğan, "Şunu bir kez daha açıkça söylemek isterim, biz mazluma kol kanat gererken sadece Rabb'imizin rızasını gözetiyoruz. Hakkın rızasından, halkımızın duasından başka kimseden bir beklentimiz yok. Bugüne kadar olduğu gibi samimiyet, hasbilik, tevazu rehberimiz olmaya inşallah devam edecek. Son nefesimize kadar doğruluktan, dürüstlükten, bu aziz millet ve tüm mazlumlar için canla başla çalışmaktan geri durmayacağız." dedi.
Dün 2026 FIFA Dünya Kupası elemelerinde Gürcistan'ı 4-1 mağlup eden A Milli Futbol Takımı'nı tebrik eden Erdoğan, "Kendilerine ülkem ve milletim adına teşekkür ediyorum. Rabb'im bizim çocukların ayaklarına taş değdirmesin diyorum." ifadelerini kullandı.
AA