KARA KIŞ GELDİ AMAN DİKKAT!

Gülen AYDIN

KARAKIŞ KAPIDA, AMAN SAĞLIĞA DİKKAT!..

Değerli okurlar, edindiğim son bilgilere göre; Sağlık Bakanlığı yaklaşan kış nedeniyle vatandaşları grip konusunda bir takım çalışmalarla uyarmaya ve bilgilendirmeye son sürat devam ediyor..

Bakanlık başta bağlı hastaneleri, sağlık ocakları ile birlikte grip ve gripten korunma yolları hakkında da önlemler almaya şimdiden başladı. Peki! Son yıllarda çeşitleri olarak domuzunu hatta at gribi olduğunu öğrendiğimiz bu hastalık nedir? Nasıl mücadele edilir? Gripten korunmak için nelere dikkat etmemiz gereklidir? Risk grupları arasında kimler vardır? Bu yazımda bu konulara ışık tutup sizleri naçizane aydınlatmaya çalışacağım..

Öncelikle grip nedir?

Grip tıpta Influenza A, Influenza B ve Influenza C virüslerinin neden olduğu bulaşıcı bir enfeksiyon hastalığı olarak geçer. Yani grip virüslerle bulaşır. Gripte kuluçka süresi iki gün ile bir hafta arasında değişir. Hastalığın ilk evresinde antibiyotik ilaç alımı hastaya hiçbir yarar sağlamaz. Tıp dünyasına göre, gribin en sık bulaşma yolu yakın konuşmalar, tokalaşma ve öpüşmedir. Uzmanlara göre bir sık bulaşma yolu da ellerimizi sık yıkamamaktan kaynaklanır.

İnfluenza virüsünün neden olduğu bir solunum yolu enfeksiyonudur. 3 tip influenza virüsü olup bu virüsler; A Tipi, B Tipi ve C Tipi olarak adlandırılmaktadır. A ve B Tipi virüsleri çok şiddetli olmakla beraber; bu virüslerin yapıları sürekli değişmekte ve her yıl farklı tipleri ile belirebilmektedir. Vücudun doğal savunma sistemi, bu değişikliklere ayak uyduramadığı için grip aşısı her yıl tekrarlanmaktadır. Çok hafif olan C Tipi virüsler ise yakınmaya neden olmadığı gibi halk sağlığını tehdit eden özelliklere de sahip değildir. Yaşlılar ve kronik hastalığı olanlar ile bağışıklık sistemi zayıf kişilerde hastalık ölümcül olabilmektedir.

En büyük risk grubu ise çocuklar

Gribin hastalığının bulaşmasındaki en önemli risk gruplarını kalabalık yerlerde çalışanlar, otobüs, uçak gibi toplu taşıma araçlarını kullananlar ve özellikle de anaokulları olmak üzere okullarda kalabalık sınıflarda eğitim yapan çocuklar, hastane gibi sağlık kuruluşlarında çalışanlar risk altındadır. Yine tıbbi bilgilere göre, kalp ve tansiyon hastaları da risk grupları içerisindedir. Peki!

Gribin tedavisi var mıdır?

İşte en önemli soru ya da cevaplanması gereken soru diyelim buna.

Uzmanlara göre grip hastalığının ilk dönemlerinde doktorlar antibiyotik tedavisi kesinlikle uygulamıyorlar. Çünkü antibiyotikler, grip mikrobunu öldürmüyor. Yani kesinlikle hastanın ‘ben grip oldum, şifası antibiyotik’ deyip vücutta hasar bırakan antibiyotikleri kullanmaması gerekiyor. ‘Ya ne yapılmalıdır?’ derseniz de yine tıp dünyasına göre, yapılacak şeyler şöyle sıralanıyor:

Önce grip tedavisinde klasik söz haline gelmiş olan bol C vitamini alıp, çok su içmeniz gereklidir. Tabii ki grip hastalığı süreci dinlenmeniz, istirahat etmeniz vücudun direncini arttırmak için olmazsa olmazlardan. Hiç ilaç almayacak mıyız? derseniz elbette tıbbın size hastalığı atlatmanız için vereceği ilaçlar da var. Bunlardan en önemlileri de hastanın ateşini düşürecek, vücudunun kırgınlığını azaltacak ilaçlar. Tabi bu ilaçların hangi ilaçlar olduğuna da hekiminiz karar verecek.

Bitkilerle grip tedavisi..

Grip, soğuk algınlığı, farenjit, sinüzit ve zatürre gibi kış hastalıkları çocuklar, hamileler, yaşlılar ve kronik sağlık sorunları olanları daha çok etkiliyor!! Bu yüzden elimizden geldiğince çok daha özenli hareket etmeliyiz.

Griple mücadele de etkin bir yol da, ister kabul edelim ister etmeyelim bitki ve meyveler tüketerek yapılan mücadele. Uzmanlara göre; grip anında tüketilmesi gereken besinlerden bazıları ise şöyle; Bol bol sarımsak yiyin. İçerisinde C vitamini olan bolca portakal, mandalina, greyfurt ve limon tüketin. Yine gribi atlatabilmek için adaçayı içmeyi ihmal etmeyin!

Evet! Sevgili okurlar, kara kış artık kapıda.. Bizden uyarması aman grip ve benzeri hastalılara yakalanmayın!! İlkbahar ve yazın o iliğimizi ısıtan günlerine kadar el sıkışmayın, öpüşmeyin ve ellerinizi her fırsatta yıkayın. Sağlıklı, mutlu, huzurlu günler dileğimle...