Ankara
Gemideki Mavi Marmara Özgürlük ve Dayanışma Derneği Başkanı İsmail Songür, Özgürlük Filosu Koalisyonunun (Freedom Flotilla Coalition-FFC) Gazze'ye insani yardım ulaştırma hedefiyle yola çıkan gemisine Malta yakınlarında yapılan saldırıyı AA'ya anlattı.
Geminin yola çıkışının asıl amacı hakkında konuşan Songür, "İlk önce Avrupa limanlarına çıkmak, buradaki diğer kardeş gemilerle ve aktivistlerle buluşarak bir farkındalık çalışması yapmak, sonrasında da başta Mısır'a, Mısır hükümetine bir baskı unsuru olmaktır." dedi.
Binlerce konteyner insani yardım malzemesinin, açlıktan insanların hayatını kaybettiği Gazze'ye sadece 45 kilometre uzaklıkta olduğunu söyleyen Songür, "Tunus üzerinden hareket ettik ve Malta'dan ekiplerimizi almayı düşünüyorduk. Şu an için Malta'ya hala hemen hemen 23-24 ülkeden gelen insanlar hazır bir şekilde beklemekte. Şu an Malta açıklarında, 12 milde demirlemiş durumdayız ve burada bekliyoruz." diye konuştu.
Songür, Malta'dan gemiye binmeyi bekleyen yolcular arasında, muhabir, gazeteci, dünyaca tanınmış doktor ve insani yardım çalışanlarının yer aldığını belirtti.
Ancak yolcuları Malta'dan alamadan bir gece sarsıntıyla uyandıklarını söyleyen Songür, saldırı anını şöyle anlattı:
“Gece saat 00.15 sularında ciddi bir sarsıntıyla uyandık. Önce, bize bir geminin çarptığını zannettik. Çünkü burası uluslararası bir alan ve ağır yüklü tanker gemilerinin de geçiş noktalarından bir tanesi. Fakat, daha sonra gerçek ortaya çıktı. Güverteye koştuğumuzda büyük bir yangın olduğunu fark ettik ve tam o anda üzerimizden uçan diğer bir dron ile ikinci patlamayı yaşadık. Vücudumuzda bazı sıyrıklar oluştu."
Songür, olayın ardından internet bağlantısının tamamen kesildiğini, jeneratörler olmasına rağmen internete erişimde sıkıntı yaşandığını kaydederek, "Aynı zamanda UPS sistemlerimiz olmasına rağmen internetimizde de bir blokaj oluştu. Telsiz sistemlerinden yardım çağrısı geçtiğimizde, telsiz sistemlerine başka bir telsizin dahil olarak buradaki liman otoritelerine 'hayır bir şeyimiz yok, iyiyiz, yardım göndermeyin' şeklinde çağrılar yapılmış..." ifadelerini kullandı.
Bu blokaj ve söz konusu çağrılar nedeniyle yangına müdahalenin geciktiğini söyleyen Songür, yangın söndürme ekiplerinin saatler sonra gelebildiğini anlattı.
"Neredeyse 4 saat süren bir yangın yaşadık burada, gemi batmaktan son anda kurtuldu. Hala gemi içerisinde araştırmalarımız devam ediyor." diyen Songür, yangın sonrasında gemiye ait olmayan parçalara rastladıklarını, bunların gemiye atılan bombaların parçalarının olabileceğini ifade etti.
"Bunları uluslararası mahkemelere götürmek üzere delilleri toplamaya başladık." ifadesini kullanan Songür, geminin bazı bölgelerinde çok ciddi hasarların olduğunu, makine dairesinde su biriktiğini ve akaryakıt tanklarına su karıştığını belirtti.
"İsterlerse gemiyi de batırabilirlerdi"
Songür, yangın söndürme ekiplerinin gemiyi tamamen boşaltıldıktan sonra müdahale edileceğini söylediğini aktararak, "Biz dedik ki 'Hayır, geminin ön tarafında yangın var. Geminin iki yanında acil durum botlarımız var, gemiden çıkmak gerektiği zaman çıkılır.' Çünkü uluslararası prosedüre göre, gemiden çıktığınızda, bütün geminin yönetimini alıp, daha sonra isterlerse gemiyi de batırabilirlerdi." şeklinde konuştu.
Yangın söndürme ekiplerine, söndürme işlemine başlamaları ve aynı zamanda geminin içerisinde gemide bulunan kişilerin de yangın söndürmeye hazırlandıklarını söylediğini aktaran Songür, "(Yangın söndürme ekipleri) Kendileri ilk başta bu konuda yardım etmekten geri durdular. Normalde bir gemiyi manevra aldırmak için 3-4 dakika sürmesi gereken bir manevra işlemi için neredeyse bir saatten fazla açıkta bekledi." dedi.
Songür, bu konuyla ilgili görüntülerin de olduğunu söyleyerek, öte yandan bu haberin bir İsrail basın kuruluşunda da farklı bir şekilde yer aldığını söyledi.
İsmail Songür, "Aslında planlı bir şekilde, gemiden bizleri çıkartıp geminin belki de batırılması veya farklı bir işlem yapılması düşünüldü. Biz de bununla alakalı teyakkuzdayız. Bu müdahaleyi tamamladık şu anda. Bu geminin tüm sertifikası olmasına rağmen Malta hükümetinin işlemlere geç kalması ve aynı zamanda SOS vermemize rağmen geç cevap vermesi ve sahil güvenlik botlarının olaydan 10 saat sonra da müdahale etmesi de ayrı bir soru işareti." değerlendirmesinde bulundu.
"Bu saldırı tüm insanlığa yapılmış bir saldırıdır"
Songür, İsrail'in artık Filistin için ya da Orta Doğu için değil, Avrupa için ve tüm dünya barışı için bir problem olduğunu vurguladı.
İlk edinilen bulgulara göre patlamadan 6 ila 8 saat önce Tel Aviv'den havalanan bir C-130 tipi bir uçağın Malta'ya yanaştığını aktaran Songür, aynı süre zarfında sürat teknelerinin de geminin yanına yaklaşmış olabileceğini söyledi.
Songür, şunları kaydetti:
"O gece bir şekilde dronlarla bu gemiye saldırılıyor. Kanıt bırakmadan bölgeden uzaklaşılmaya çalışılıyor. Aslında, bu saldırı tüm insanlığa yapılmış bir saldırıdır. Aynı zamanda bu saldırı Türkiye mühendislik haklarına yapılmış bir saldırıdır. Çünkü bu gemide ve şu an halihazırda 11 tane Türk bulunuyor, bunların 5'i mürettebat, 6'sı sivil insani yardım çalışanı."
Songür, konuya ilişkin yetkili makamlardan İsrail'e karşı net bir yanıt alınamadığına işaret etti.
Saldırıya ilişkin Güney Kıbrıs Rum Yönetimi'nden ve Tunus Coast Guard'dan bir yanıt alındığını söyleyen Songür, İtalya'da bulunan sivil havacılık çalışanlarının uçaklarını kaldırdığını ve dayanışma için geminin bulunduğu yere geldiğini aktardı.
Songür, "Şu an geldiğimiz noktada Malta hükümetinden hala giriş izni istiyoruz. Şu an kamera açısının biraz yanında bulunuyor. Yanımızda Malta hükümetine ait sahil güvenlik botları var. Hareket etmemize müsaade edilmiyor." diyerek, geminin hala uluslararası sularda olduğunu belirtti.
Malta hükümetine, geminin Malta kıyılarına yanaştırılması gerektiği, su alma tehlikesi yaşadığı ve tersane işlemlerine başlaması yönünde çağrıda bulunan Songür, geminin bu şekilde devam etmesinin mümkün olmadığını ifade etti.
Yardım gemisinin Gazze'ye ulaştırılması çağrısı
Özgürlük Filosu Koalisyonu mensubu bir grup aktivist, Gazze'ye insani yardım ulaştırma hedefiyle yola çıkan ve Malta açıklarında saldırıya uğrayan insani yardım gemisi hakkında çevrim içi basın toplantısı düzenledi.
FFC Basın Koordinatörü Yasemin Acar, Gazze'ye insani yardım ulaştırma hedefiyle yola çıkan Özgürlük Filosu Koalisyonu gemisine saldırı anını anlattı.
Gemiye saldırının, yerel saatle 00.23'te gerçekleştiğini ancak internet bağlantısı kesildiği için 03.00'te saldırıdan haberdar olunduğunu aktaran Acar, gemiye saatler sonra ulaşıldığını belirtti.
Acar, iki insansız hava aracı ile gemiye saldırılmadan 6-7 saat önce geminin bayrağının indirildiğini ve saatler sonra saldırının gerçekleştiğini söyleyerek, Gazze için yola çıkan gemiye binmeyi bekleyen 21 farklı ülkeden yolcu olduğunu söyledi.
Acar, gemidekilerin tek amacının Gazze'deki Filistinlilere insani yardım ve umut ulaştırmak olduğunu vurguladı.
Basın mensuplarının sorusunu yanıtlayan Acar, "İnsansız hava araçlarının İsrail'den gelip gelmediğine" ilişkin soruya, şu yanıtı verdi:
"Elimizde, insansız hava araçlarının İsrail'den gelip gelmediğine dair bir kanıt yok. Ancak perşembe akşamı bu araçların Malta'ya doğru geldiğini biliyoruz ama Malta Uluslararası Havalimanı'na iniş yapmadılar. Çok alçak bir irtifada, 5000 feetin altında uçtular. Birkaç saat sonra, bu araçlar kayboldu, muhtemelen İsrail'e geri dönmüşlerdir. Peki, birisi neden Gazze'ye yardım götüren insani bir gemiye saldırmak istesin? 2010'da İsrail'in Özgürlük Filosu'na saldırıp insanları öldürdüğünü biliyoruz ama şu anki en kötü şey, uluslararası sularda, Avrupa kıyılarının hemen açıklarında saldırmaya istekli olmaları. Avrupa topluluğu hala sessiz kalıyor ve bu savaş suçunu araştırmıyor."
Acar, bu saldırının onları durdurmayacağını vurgulayarak, "Soykırım durana kadar devam edeceğiz, yardımın içeri girmesine izin verilene kadar devam edeceğiz." dedi.
Gemiye yeni bayrak verilmesi
Eski bir ABD askeri ve diplomatı Ann Wright ise Malta yetkililerinden gemiye yeni bir bayrak sağlayacaklarına dair bir garanti alınıp alınmadığına ilişkin soruya, "Bu bizim umudumuz ve Malta hükümetinden bir ricamız." yanıtını verdi.
Gemiye ait bayrağın Malta açıklarındayken alındığını hatırlatan Wright, bu yüzden Malta hükümetinin bu talebi kabul edip gemiye bir bayrak vereceğini umduğunu söyledi.
Geminin onarılması
Thiago Avila da yaşanan saldırının ardından bugün iyi bir habere uyandıklarını, yardım gemisinin onarılmasında Malta hükümetinin öncü olmaya hazır olduğunun duyurulduğunu söyledi.
Malta hükümetinden bu teklifi aldıklarında bunu kendi aralarında değerlendirdiklerini belirten Avila, bu teklifi, 60 gündür bir damla su girmeyen, un girmeyen ve yaşam mücadelesi veren Gazze'ye yardım ulaşmasının durdurulmayacağına ilişkin garanti verilirse kabul edebileceklerini aktardı.
Avila, gemi Malta'ya vardığında, geminin onarımının yanı sıra, yeni bir bayrak talep edildiğini söyleyerek, "Malta hükümetinin bu konuda cömert ve olumlu teklifler sunacağından eminiz." diye konuştu.
Basın mensuplarının sorularını yanıtlayan Avila, "Misyonumuz, şiddet içermeyen doğrudan eylem odaklı bir misyon. Aynı zamanda, insani bir misyondur gıda yardımı taşımak." dedi.
Avila, Gazze'de 1 yıl 9 ayda 50 binden fazla Filistinlinin öldürüldüğünü hatırlatarak, Gazze'ye ve Filistinlilere yönelik yapılan saldırıların geçmişinin herkes tarafından bilindiğini anlattı.
Mücadele için tüm yöntemlerin kullanılması
İsveçli aktivist Greta Thunberg de dünyanın dört bir yanından ve birçok yaş grubundan birçok kişinin yardım için bir araya geldiğine işaret ederek, haklı olanın yanında olabilmek için insanların, sesini yükseltebilmesi için tüm yöntemleri kullanmaya devam etmesini istedi.
Gazze'de insani durumu düzeltmek, ablukayı ortadan kaldırmak ve insani koridor açmak için herkesin üzerine düşen vazifeyi yapması gerektiğini vurgulayan Thunberg, şunları kaydetti:
"Herkesin ayağa kalkması, konfor alanlarından çıkması, protesto etmesi, harekete geçmesi, telefonlara sarılması, e-postalar göndermesi, çevrim içi ve yüz yüze organizasyonlar düzenlemesi, yerel toplulukla iletişime geçmesi ve Filistin için küresel mücadeleye katılması gerekiyor."
Thunberg, saldırıdan dolayı gözlerin Malta'ya çevrildiğini ancak Gazze'de Filistinlilerin bu acıyı her gün yaşadığına işaret ederek, bunun bir dayanışma eylemi olduğunu ifade etti.
Yazan Eissa ise Gazze'ye yardım götüren geminin tüm eylemlerinin yasal olduğunu vurgulayarak, eylemlerin doğası gereği şiddet içermediğine dikkati çekti.
Aktivist Eissa, "Yapılan tüm yasal hazırlıklar birçok şeye mal oldu, ama her şeyin uluslararası hukuka uygun olduğundan emin olduk." ifadelerini kullandı.
AA