Menderes gibi beyaz kefenimizi giyerek yola çıktık

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Ahi Evran Üniversitesi'nde yaptığı konuşmada, 27 Mayıs 1960 darbesinin yıl dönümü vesilesiyle önemli açıklamalarda bulundu.

İŞTE Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın konuşmasından satırbaşları....

Şehrine faydası olmayan üniversitenin ülkesine de faydası olmaz. Ya bir yol bularak ya da bir yol açarak çalışılmalıdır. Azim inanç ve kararlılık olduğu müddetçe aşılamayacak hiçbir engel yoktur. Saygıdeğer hocalarım sevgili öğrencilerim program öncesinde Ahilik haftası etkinliklerine katıldık. Geleneğini unutan geçmişine sırtını dönen hiçbir millet ayakta kalmaz. Tarihe geçmiş manzumeler olarak bakmak ihanet olur. Yakın tarihimiz açısından da bu böyledir. Bugün demokrasi tarihi açısından çok acı bir yıldönümü. Bugün 27 Mayıs 1960 darbesinin 56. yıldönünümü... İdam edilen Adnan Menderes'e, Hasan Polatkan'a ve Fatin Rüştü Zorlu'ya Allah'tan rahmet diliyorum. Yassıadayı yeniden inşa ediyoruz. Bu adada neler olup bittiğini dünyaya anlatma imkanı bulacağız. Bu adada fikir-sanat konuşulacak. Hep geçmişe buradan bir ibret vesikası olarak hatırlatacağız ve o geçmişi hatırlatmak isteyenlere siizin atalarınız bunu yapmıştı diyeceğiz. Onlar darağacına gitseler de hizmetleriyle milletin gönlünde çok önemli yeri vardır. Şu noktanın altını çizmek istiyorum. Darbeler gelecekte aynı icraatları yapacak olan siyasetçilere bir gözdağıydı. Biz Menderes'in ifade etttiği gibi beyaz kefenimizi giyerek yola çıktık.

Şu noktanın altını çizmek istiyorum. Darbeler gelecekte aynı icraatları yapacak olan siyasetçilere bir gözdağıydı. Biz Menderes'in ifade etttiği gibi beyaz kefenimizi giyerek yola çıktık.

"CHP GÖZÜNÜ SOKAĞA DİKTİ"

Eskiler 'can çıkar, huy çıkmaz' derlerdi. Ana muhalefet partisinin genlerine sirayet etmiş bu darbeci huyun, aradan geçen 56 yıla rağmen hiçbir şekilde eksilmediğini görüyoruz. Üstüste aldığı hezmetlerle sandıktan umudunu kesen CHP gözünü sokağa dikmişti. Bazı akademisyenlerde bunlara ortak olmuştur. Milletimiz kendini temsil edenlere sahip çıkmayı sürdürmüştür. Vesayet sistemi hala devam etmektedir. Yeni anayasa çalışmaları için içinde kan geçen cümlelerle milleti tehdit etmesi çok önemlidir. Ana muhalefet partisinin genlerine sirayet etmiş bu tutum aradan yıllar geçse de devam ediyor. Onlar şunun farkında değil. Kendileri değişmiyor ama millet değişiyor. Milletimiz haklarının gaspedilmesine sessiz kalmayacağını 13 yıldır gösteriyor. Kan ve terör üzerinden milleti terbiye ederek netice alamazsınız. Bakınız bir siyasetçi TBMM'de kendi tabanına Cumhurbaşkanı için küfrettiyor. Bir partinin genel başkanı olarak bu küfürler devam ederken napıyorsunuz demiyor. Bu senaryo kendi tarafından hazırlanmış. Şu anda şahsım da olmak üzere diğer arkadaşlarımla olmak üzere davamızı açtık. O çatı altında küfretmeye kimsenin hakkı yok. Şuanda parlamentonun havasında şu var! Bir siyasi terör estiriliyor. Demokrasi ve hukuk dışı yollara başvurmak yurt dışından icazet etmek hiçbir işe yaramayacaktır. Her şeye rağmen ana muhalefet partisinin bu tutumunu değiştireceğini ümit ediyorum...

27 Mayıs darbesiyle kurulan vesayet sistemi, maalesef bugün hala etkisini devam ettirmektedir. Aynı şekilde CHP, bugün de çıkar ve güç odakları üzerinden iktidar devşirme çabası içindedir.

1960 DARBESİNİN EN KÖTÜ MİRASI...

27 Mayıs darbesiyle kurulan vesayet sistemi, maalesef bugün hala etkisini devam ettirmektedir. Aynı şekilde CHP, bugün de çıkar ve güç odakları üzerinden iktidar devşirme çabası içindedir. Yeni anayasa tartışmalarında hiçbir proje sunmayan CHP cenahının, içinde 'kan' geçen cümlelerle milleti tehdit etmeye çalışması, bunun en somut delilidir. Bu darbe başka müdahalelerin kapısını araladı. Siyasi partiler kapatıldı, yasaklandı. 1960 darbesinin en kötü mirası partili cumhurbaşkanlığı sistemine son vermesidir. Düğmeye basılmışcasına birileri hemen rejim elden gidiyor diye başlıyor. Aslında bu kesimler tehlikeye girenin Cumhuriyetin değil bir avuç insanın kazanımlarının tehlikeye girdiğini biliyor. İşte Kılıçdaroğlu'nun açıklamalarını gördük.. Bir taraftan millet al size ülkeyi yönet diyor beyefendi hayır efendim yönetemezsin diyor. Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir. Gitmiş kan'dan bahsediyor. Sonra çark ediyor.

Yeni hükümet, programına seçme, seçilme yaşını 18 olarak koydu. Bu bana göre şu anda gençliğin geleceği noktasında çok önemli bir fırsat.

SEÇME VE SEÇİLME YAŞINI 18'E İNDİRELİM

Arkadaşlarıma dedim ki seçme ve seçilme yaşını 18'e indirelim. Yeni hükümet, programına seçme, seçilme yaşını 18 olarak koydu. Bu bana göre şu anda gençliğin geleceği noktasında çok önemli bir fırsat. Şimdi bu demek değildir ki, her 18 yaşında olan parlamentoya girecek. Tabii ki kabiliyeti olan, bu işi başarabilecek olan 18 yaşındaki gençler oraya gelip girebilecek.. (Sabah)