Öcalan hangi ülkeye gizlice gitti?

Bir dönem MİT'e bilgi veren işadamı Cemal Alparslan Ertuğ'dan flaş iddia!.. ERTUĞ, Abdullah Öcalan’ın 1980'li yıllarda sık sık Bulgaristan’a gittiğini söyledi.

SON.TV / ÖZEL HABER - Bir dönem MİT'e bilgi veren işadamı Cemal Alparslan Ertuğ, Abdullah Öcalan’ın 1980'li yıllarda sık sık Bulgaristan’a gittiğini söyledi. Ertuğ, bu ziyaretlerden o dönemlerde devlet yetkililerinin de bilgisinin olduğunu öne sürdü.
Gazeteci-yazar Ferhat Ünlü'nün hazırlayıp sunduğu TV NET'teki İstihbarat programına önceki gece konuğu eski istihbaratçı Cemal Alparslan Ertuğ ve gazeteci Murat Öztemir’di. Ertuğ ve Öztemir ile 'PKK sonrası dönem' masaya yatırıldı.

PKK’nın Türkiye'de olası bir NATO darbesine karşı Sovyetler Birliği tarafından korunduğunu iddia eden Ertuğ, PKK’nın çekilmesi ve silah bırakması ile ilgili de önemli bilgiler verdi. Ertuğ şöyle dedi:
"PKK Sovyetler Birliği ile bağlantılıdır. Ben sol gelenekten gelen birisiyim. PKK’nın kuruluş döneminden itibaren bütün yayın organlarını, parti demeçlerini takip eden birisiyim. PKK, 12 Eylül darbesinden önce darbeyi sezip Suriye’ye geçiyor. O dönem Suriye, Sovyetler Birliği kontrolündeydi. Sovyetlerin desteği ile Suriye PKK’ya göz yumdu. Ciddi anlamda destek sağladı.

1980 yıllarında zaman zaman Öcalan, Bulgaristan-Sofya’ya gidiyordu. Öcalan’ın zaman zaman gittiği ve kaldığı yer Sofya’dır. Ben bu bilgiyi biliyorsam o dönemde devletin kurumlarının bilmemesine imkan yok. MİT'in olanaklarını küçümsememek lazım. PKK'nın demeçlerini yakından izlediğiniz zaman birden bire bir kırılma olmadığını görürsünüz. Devletin ilgili makamları bunu gözden kaçırmaları mümkün değil.”

'DOĞU VE GÜNEYDOĞU HALKI SÜREÇTEN MEMNUN'
PKK’nın silah bırakması ve barış süreci ile ilgili Altuğ, “Milli İstihbarat Teşkilatı bu süreci çok iyi yönetiyor. PKK’nın silah bırakmasından tutun da çekilmesine kadar her anı MİT iyi organize ediyor. Bu süreçte kötümser olmamız için bir sebep yok. Medyada izlediğimiz kadarıyla zaman zaman Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgesinde barışa yönelik büyük bir umut var. Ekonomik gelişmenin daha üst düzeye varacağı umudu var. Hiç kimse bu çatışmanın devam etmesini istemiyor. Ciddi bir hata olmadığı sürece bu süreç başarılı gider” dedi.
.

.
“ÜST DÜZEY PKK’LILAR SİYASET YAPAMAZ”
Süreç içerisinde PKK’nın ne olacağı sorularının gündemde olduğunu kaydeden Ertuğ, olayı magazinsel hale getirmenin sürece zarar vereceğini söyledi. Ertuğ, “Barış sürecinde çatışma biterse ne olur? Bu sürecin sonucunun neler getireceğini iyi anlamak lazım. Sürecin başındayız. Siyaseten örgütün ne olacağı kritik bir soru. Örgüt entegrasyonu ile ilgili bilgilendirmeler var. PKK’lılar silah bıraktığı zaman yasal bir zeminle siyasete atılırsa ne olur? Bu soruların cevabını bulmak lazım. Çok uzun sürede dağda kalmış üst düzey PKK’lılar için bir çözüm bulunmalıdır. Bu kişiler aktif siyasette başarılı olamayacakları gibi entegre de olamayacaklardır. Bu türdeki kişilerin sivil siyasete aktif olacağını tahmin etmiyorum. Az olaylara bulaşmış ve PKK’nın kadrosunda bulunan diğer örgüt kadrolarında sorun olacağını sanmıyorum” dedi.

“PKK’NIN GEÇİŞ GÜZERGAHI DİYE BİR ŞEY YOK”
Medyada gündeme gelen gidiş ve geliş güzergahları ile ilgili bilgi veren Ertuğ, “Medyada bu aralar bu güzergahlar ile ilgili çok sık haberler çıkıyor. MİT’in belirlediği güzergahların olduğu söyleniyor. Şunu unutmamak lazım. Milli İstihbarat Teşkilatı bu süreci en iyi şekilde yönetiyor. Bu sürecin planlamasında belirleyici rol oynayan MİT’tir. MİT Müsteşarı Hakan Fidan’ın Sayın Başbakan Erdoğan yani hükümet ile iyi ilişkiler içerisinde olması bu sürece katkı sağlıyor. Bu süreçle ilgili bazı konuların magazinleştirilmesi süreci zorlaştırıyor. Bir tür haberler olumsuz etki yaratabilir. Bu biraz magazinsel bir durum” dedi.

'PKK SİYASİ YAPILANMAYA GİDİYOR'
Gazeteci Murat Öztemir ise PKK’nın siyasi bir yapılanmaya doğru gittiğini söyledi. Öztemir, çözüm sürecinin olumlu olduğunu kaydetti. Öztemir, şunları söyledi:
“PKK’nın geri çekilmesi süreci çok önemli. Bu sorun siyasi olarak çözülürse gerisi kendiliğinden gelir. Önemli olan geçiş sürecini atlatmak. Kürtler sadece Türkiye’de değil, Ortadoğu’da da varlar. Olayın somutu önemli. Bu coğrafyada hiçbir parçanın diğerinden kopuk olduğunu söylemek doğru değil. Kürtlerin sorunlu olduğu coğrafyada bir sorun diğer ülkelerdeki Kürtleri de ilgilendiriyor. Suriye’de bu olay çok farklı. Herkes Kürt sorununu savaş sorunu olarak görüyor. Aslında sorun savaş değil, sorun Kürt sorunudur. Diğer ülkelerde böyledir. Türkiye'de bu böyle değil. İstanbul Kürtlerin en yoğun yaşadığı yerdir. Suriye’deki gelişmeler bütün Kürtleri ilgilendiren sorunlardır. Suriye'de PYD’nin çözüme destek vermesi de altı çizilecek önemli bir gelişmedir. Ben şahsen Türkiye'deki süreci olumlu görüyorum. Umarım bu sorun demokratik bir yoldan bir an önce çözülür.”