Portakal üreticisi artık 'ürünüm elimde kaldı' diye dert yapmayacak. Çünkü Adana Olgunlaşma Enstitüsü, Kozan Belediye Başkanı Kazım Özgan'ın gönderdiği bir kamyon portakalın cezeryesini, çikolatasını, şerbetini ve lokumunu yaptı. Enstitü, bir portakalın suyundan lokum, bandırma, cezerye; posasından marmelat; kabuğundan reçel üretti. Portakalın çekirdeği de tekrar portakal fidanları olması için yetiştiricilere verildi.
Adana Olgunlaşma Enstitüsü Müdürü İkbal Kalın, yıllardır şehrin yerel dinamiklerinin markalaşma için çaba gösterdiklerini belirterek, bu kapsamda geçen yıl bin 500, bu yıl ise bin ürün hazırladıklarını söyledi. Kalın, bunlar arasından portakaldan üretilen ürünler de olduğunu vurgulayarak, "Portakal kabuğundan reçeller, kendisinden marmelat, suyundan lokum, bandırma, çikolata ve cezerye hazırladık. Damağımıza değen her çikolata portakalın tadını veriyor. Çok beğenildi. Portakal varken neden Ankara'nın havucundan cezerye yapalım. Bandırmayı neden üzümden yapayım, portakal suyundan daha da lezzetli oluyor. Bu ürünler sayesinde çok iyi notlar aldık." ifadesini kullandı.
Turizmde ülkelerden çok artık şehirlerin ön plana çıktığını söyleyen İkbal Kalın, "Bunu ülkemiz içine uyarladığımızda Pamukkale, İstanbul, Safranbolu evleri, Antalya, Ürgüp Göreme gibi yerler ülkelerden önce ön plana çıkmakta ve şehrin ekonomisini de yükseltmektedir. Markalaşma ile Adana sosyal ve ekonomik gelişmeyi tamamlayarak turizme düşen payını almalı ve bacasız sanayi olan Adana'nın turizme açılmasını istemekteyiz. Böylelikle Adana'nın 4 bin yıllık tarihinin kamuoyuna tanıtılması, kültürel dokunun restorasyonunun yapılması, kültür sanat merkezleri oluşturulması, bacasız sanayi olan turizm bilincinin yaygınlaştırılması gerekiyor." şeklinde konuştu.
Adana Olgunlaşma Enstitüsü olarak bu amaçlar doğrultusunda Çukurova'nın kültürünü, geleneklerini araştırarak bir arşiv oluşturduklarını vurgulayan Kalın, "Hazırladığımız turistik hediyelik eşyalar Adana'nın markalaşmasında önemli rol alacaktır. Artık Adana'ya gelen ne hediye götürelim düşüncesinden kurtulup direkt istekleri doğrultusunda kentimizi anlatan hediyelerle markalaşma adına bir çok ürün alacaktır. İstanbul'un adının yazıldığı tişört varsa Adana'nın Taş Köprüsü'nün olduğu tişörtü de giyilecektir." dedi.
Enstitü olarak tarihi Taş Köprü, Ulu Camii, Büyük Saat, Şar (Tufanbeyli), Tepebağ evleri, Alman köprüsü, Anavarza kalesi, yöresel dokuma kumaşları yaptıklarını anlatan Kalın, ayrıca baş süslemelerinin en ince ayrıntısına kadar düşünüldüğü taş bebekler (Adana kebapçı figürü, aşlamacı figürü, Adana hamalı, pamuk küfesi taşıyan kadın figürü) gibi Adana portakalı, limonu ve pamuğundan yapılma ürünlerle de Adana'nın markalaşmasına gayret gösterdiklerini kaydetti. Adana'nın beyaz altını pamuk için de çalışmalar yaptıklarını vurgulayan Kalın, bir giyim markası ile organik pamuktan üretilen giysiler hazırladıklarını, gelecek yıl defilesini yapacaklarını ifade etti. Kalın, "Organik olan giysiler pahalı, ancak Adana'nın beyaz altının da değerini artıracak." şeklinde sözlerini tamamladı.