RAMAZAN AYINDA BOL SIVI TÜKETİN

Ramazan ayının sıcak ve uzun günlere rastlaması nedeniyle, oruç tutanların yeterli ve dengeli beslenmeye özen göstermesi gerekiyor!..

Ramazan ayının sıcak ve uzun günlere rastlaması nedeniyle, oruç tutanların yeterli ve dengeli beslenmeye özen göstermesi gerektiğini kaydeden Işılay Reis Yorgun, “Sağlıklı beslenmenin önem kazandığı bu ayda, iftar ile sahur arasında az ve sık yemek yiyor olmanın yanında, vücudun sıvı dengesini korumak için bol sıvı tüketilmesi lazımdır.” dedi.

Sağlıklı bir yaşamın temelinin, yeterli ve dengeli beslenme kurallarının yaşam biçimi haline getirilmesi ile mümkün olacağını belirten “Günlük sıvı ihtiyacı, gün içinde yeterince alınmadığından, sahur ve iftar arasında sıvı alımına özen gösterilmesi gerekir. Susuz vücutta, kas krampları, deride kuruma, sindirim sisteminde zorluk, yorgunluk, sersemlik ve sıcaklık hissi oluşacağından, kan basıncının dengede kalması için yeterli miktarda sıvı tüketilmesi lazımdır. Mideyi dinlendiren, hazmı kolaylaştıran, ıhlamur ve nane gibi içeceklerin yanı sıra, enerji veren soda, ayran, taze sıkılmış meyve ve sebze suları da tercih edilebilir.” ifadelerini kullandı.

Ramazan ayında, iftar ve sahur olarak 2 ana öğün bulunduğunu söyleyen Yorgun, “İftar yemeği, iki küçük öğün olarak yenilebilir. Yemekler tek seferde büyük porsiyonlar yerine; iftardan sonra birer saat arayla ve her seferinde azar azar küçük porsiyonlar şeklinde 2 öğün şeklinde olmalıdır. Sindirimi kolaylaştırmak için de, yavaş yavaş ve iyice çiğnenerek yenilmelidir.” diye konuştu.

İftara, peynir, domates, zeytin gibi kahvaltılıklar veya çorba gibi hafif yemeklerle başlanılması sindirimi kolaylaştırıp, hazımsızlığı önleyeceğini aktaran Yorgun şöyle konuştu: “Hafif yemeklerle başlanan iftarda, 10-15 dakika sonra, ana yemeğe geçilebilir ve ana yemek az yağlı et yemeği, sebze yemeği olabilir. Ayrıca, kolesterolü olanlar, kırmızı et yerine balık tüketebilir. Ara öğünlerde ise, taze ve kuru meyveler, ceviz, fındık, badem gibi kuru yemişler tüketilmelidir.”

Ramazan ayında sahurun günün ilk öğünü olduğundan sabah kahvaltısı kadar büyük bir öneme sahip olduğunu kaydeden Yorgun şunları söyledi: “Sahur öğünü yapılmazsa bu durum günlük harekette yavaşlama, uyku isteği, baş ağrısı ve halsizliğe neden olabilir. Sağlıklı besleme için muhakkak sahura kalkılması gerekir. Sahurda, yumurta, süt, yoğurt, peynir gibi besinlerden oluşan bir kahvaltı tercih edilebilir veya çorba, sebze, zeytinyağlı yemeklerden oluşan bir öğün de olabilir.”

Beslenme düzenindeki değişikliğe bağlı olarak oluşabilecek kabızlığı önlemek için yediklerimiz konusunda hassas davranmamız gerektiğini belirten Yorgun, “Kuru fasulye, nohut, mercimek, bulgur pilavı gibi posa oranı yüksek kuru baklagiller ile kepekli tahıllar, sebzeler gibi lif oranı yüksek gıdalar yenilmelidir. Geleneksel kullanımları dışında, doğal besin kaynağı olan pirinç ve bakliyatlar tüketilebilir.” şeklinde konuştu.

Ramazan ayında, yemeklerin pişirme yöntemleri de çok önemli olduğuna vurgu yapan Yorgun, “Özellikle ızgara, haşlama ve fırında yapılan yemekler tercih edilmelidir. Kavrulmuş, tütsülenmiş ve kızartılmış besinlerden uzak durulması lazımdır.” ifadelerini kullandı.

İftarda yenmesi ve yenilmemesi besinler üzerinde duran Yorgun “Sütlaç, güllaç, muhallebi gibi sütlü tatlılar veya meyve tatlıları ile komposto ya da hoşaf tercih edilmelidir. Ayrıca, Ramazan ayı boyunca; mayalı besinlerden, hamur işlerinden, kızartmalardan, aşırı şeker ve yağ içeren besinlerden, şerbetli tatlılardan, çok tuzlu veya baharatlı yemeklerden uzak durulmalıdır.” dedi.

Yorgun şöyle devam etti: “İftar yemeğinden hemen sonra, bilgisayar veya televizyon karşısına geçmek yerine, kısa mesafeli yürüyüşler yaparak hareket etmek, sindirimi kolaylaştıracaktır. Hazımsızlığa neden olacağından, çok fazla kahve ve çay içilmemelidir. Bunun yerine, bol miktarda su ve meyve tüketilmelidir.” CİHAN