Ülkemizin Doğal Zenginlik Kaynakları

Gülen AYDIN

TÜRKİYE’DEKİ DOĞAL ZENGİNLİK KAYNAKLARI

Ülkemizde bulunan maden kaynakları, doğal zenginlik kaynaklarımız olarak karşımıza çıkmaktadır. Yurdumuzun hemen her bölgesinde, çeşitli madenlere sıkça rastlanmaktadır. Nitekim dünya ülkelerinin tamamında 51 çeşit maden çıkartılırken, bunun 29 çeşidi Türkiye’de yer almaktadır. Bu oldukça önemli bir rakamdır. Fakat bu kadar çeşitli madenler bulunmasına karşın maden rezervlerimizin az olması ve bu rezervlerin tarihin eski çağlarından beri işletilmesi, bizim madenci bir ülke olmamızı engellemiştir.

Ülkemizde madenlerin bilimsel ve teknik yöntemlerle aranması işlemi ise, Cumhuriyet döneminde 1935 yılında kurulan Maden Tetkik Arama Enstitüsü sayesinde gerçekleşmiştir. Türkiye’de demir, bakır, manganez, kükürt, linyit, uranyum, kurşun-çinko rezervleri ülke ihtiyacına yeterlidir. Buna karşılık taşkömürü, petrol, doğalgaz, nikel ve volfram gibi madenlerin rezervleri yeterli değildir. Rezerv ve üretimi fazla olan madenlerimiz ise krom, bor tuzları, tuz rezervleri ve mermer yataklarıdır. Altın madeni açısında da, dünyada ikinci sırada yer almaktayız.

Günümüzde altın fiyatlarına baktığımızda ise, krizle birlikte tüm dünyada yükselişini sürdürdüğünü görmekteyiz. Buna karşılık, borç içindeki halkımız mecburiyetten altınlarını bozdurmakta ve bu altınlar İstanbul’da külçe haline getirilerek yurtdışına satılmaktadır. Güvenli liman olarak görülen altın, küresel dalgalanmayla birlikte tüm dünyada ciddi talep görmektedir. Buna bağlı olarakta, son altı ayda Anadolu’dan İstanbul’a her gün 1 ton - 1,5 ton külçe altın geldiği belirtilmektedir. İstanbul’a Anadolu’dan gelen bu altınları, yasal yollardan satın alanlar, yine yasal yollardan ihraç etmektedir. Dolayısıyla, altın ihraç edenler ülkeye döviz yani dolar getirmektedir. Yılbaşından bu yana külçe altın ve işlenmiş altın ihracatı karşılığı, ülkemize ciddi miktarda döviz girmiştir. Tabii bu da ülke ekonomimizi bir nebze de olsa katkı sağlamıştır.

Kısaca, bu maden kaynaklarımız hem dış politikada elde ettiğimiz konum açısından, hem de ekonomik krizle mücadele açısından büyük önem arz etmektedir. Dolayısıyla, biran evvel ülkemizde mevcut bu rezervleri en iyi şekilde kullanmalı ve ekonomimizi sağlam temeller üzerine inşa etmeliyiz.